Son zamanlarda kamuoyunun gündeminde olan ve büyük beklenti yaratan yeni infaz düzenlemesi konusunda Adalet Bakanlığı’nın yürüttüğü kapsamlı çalışmalar son aşamaya geliniyor. Kamuoyunda başta denetimli serbestlikte yapılan düzenlemeler olmak üzere birçok alanda değişiklikler öngören düzenleme ile ilgili olarak gazetemize konuşan Av. Emre Karaköse, “Bu yeni düzenleme ile infaz sisteminde köklü değişikliklerin yapılması hedefleniyor. Yapılacak değişikliklerin, cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak kadar, İnfaz Hukuku’nun etkinliğini ve uygulamadaki sorunları gidermek adına da önemli katkılar sunacağı düşünülüyor.” İfadelerini kullandı.Mevcut uygulamada belirli suçlar bakımından cezanın son 2 yılı denetimli serbestlik altında infaz edilebilirken, bu sürenin 3 yıla çıkarılması gündemde olduğunun altını çizen Av. Karaköse, “Bu değişiklik, koşullu salıverme süresi dolmadan önce hükümlülerin kontrollü bir şekilde topluma kazandırılmasını hedefliyor.
Ancak, denetimli serbestlik süresinin uzatılmasının caydırıcılık etkisini azaltabileceği ve suç işlemeye meyilli bireyler üzerinde cezanın psikolojik baskısını zayıflatabileceği yönündeki hukuki kaygılar da göz ardı edilmemelidir.”dedi. Yeni infaz düzenlemesinde toplum vicdanını derinden yaralayan suç türlerinin kapsam dışı bırakılmasının öngörüldüğüne dikkat çeken Karakaöse, “Çıkan yasaya göre terör suçları, örgütlü suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve özellikle kadına karşı şiddet içeren suçlar, yeni düzenlemenin kapsamı dışında kalacaktır. Bu istisnalar, toplum vicdanının korunması ve mağdur haklarının gözetilmesi prensipleri çerçevesinde belirlenmiştir. Özellikle insani ve sosyal gerekçelerle, 65 yaş üzerindeki hükümlüler ve 0-6 yaş arası çocuğu bulunan kadınlar için alternatif infaz yöntemlerinin uygulamaya geçirilmesi düşünülüyor. Bu gruplar için evde infaz, elektronik izleme veya doğrudan denetimli serbestlik gibi seçeneklerin değerlendirilmesi bekleniyor.” diyerek kapsam dışı kalacak suçları sıraladı.
HAKLAR GÜÇLENDİRİLECEK
İlk kez suç işlemiş ve 5 yıldan kısa süreli hapis cezasına mahkûm olmuş kişiler için geleneksel infaz yerine elektronik izleme, hafta sonu infazı veya kamu hizmetlerinde çalışma gibi alternatif modellerin ön plana çıkmasının beklendiğinin altını çizen Karaköse, “Bu yöntemlerle hükümlülerin yeniden topluma kazandırılması ve ceza infaz kurumlarının yükünün hafifletilmesi hedefleniyor. Yeni düzenlemede, suç mağdurlarının hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik özel düzenlemelerin getirilmesi öngörülürken, özellikle mağdurların infaz süreçlerinde daha etkin bir biçimde bilgilendirilmesi ve sürece katılımlarının artırılması planlanıyor. Bu çerçevede, mağdur beyanlarının dikkate alınması ve infaz süreçlerinde şeffaflığın artırılması hedefleniyor” diyerek kanunun ruhu hakkında bilgiler verdi. Yeni infaz düzenlemesi ile sadece cezalandırma değil sosyal rehabilitasyonunda ön plana çıktığına değinen Karaköse, “Yasa ile cezaevlerindeki fiziki koşulların iyileştirilmesi, hükümlülerin sosyal rehabilitasyonlarının desteklenmesi adına yeni düzenlemeyle birlikte çeşitli iyileştirmeler yapılması bekleniyor. Bu kapsamda, eğitim, mesleki gelişim, psikolojik destek gibi sosyal programların artırılması ve infaz kurumlarının daha insancıl standartlara ulaştırılması hedefleniyor.” dedi.
Karaköse, yasanın yasalaşma süreci ile ilgili olarak ise, “Yeni infaz düzenlemesinin kısa süre içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelmesi ve yasalaşması bekleniyor. Ancak düzenlemenin uygulama usulü, geçiş hükümleri ve infaz hâkimlerine tanınacak geniş takdir yetkileri nedeniyle pratikte bazı belirsizliklerin ve uygulama farklılıklarının ortaya çıkması kaçınılmaz görünmektedir. Bu nedenle sürecin, hem hükümlüler hem de ceza hukukunun uygulayıcıları tarafından titizlikle takip edilmesi gerekmektedir.” İfadelerini kullandı. Av. Karaköse, yasanın Uluslararası hukuk boyutuna da değinerek, “Yeni infaz düzenlemesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası insan hakları belgeleriyle uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda, insan hakları ihlallerinin önlenmesi, tutukluluk sürelerinin makul seviyelere indirilmesi ve hükümlülerin temel haklarının korunması konusunda uluslararası standartlara uygun düzenlemelerin yapılması beklenmektedir.”dedi.
Kaynak: yenimeram.com.tr (Ümmügülsüm DÜNDAR)
Kafkas sürgününün ardından 161 yıl geçti