Kafkas sürgününün ardından 161 yıl geçti

Tarihin en acı hadiselerinden biri olan olan Kafkas Sürgünlerinin 161. yılı anılırken Rus yayılmacılığının bölgeye etkileri günümüzde de devam etmekte. İnsanlık tarihinin en acı hadiselerinden bir olan 1864 Kafkas Sürgünleri ile olarak konuşan Prof. Dr. Caner Arabacı, “Kafkaslarda Müslüman halk tarihin belirli dönemlerinde sistematik olarak sürgün edilerek bölgede yayılmacılık faaliyetleri gerçekleştirildi” dedi. Prof. Dr. Arabac,ı Kafkasya Bölgesinde Çarlık Rusya tarafından sistematik bir sürgün politikasının izlendiğine dikkat çekerek, “Kafkaslar’da dönem dönem Müslümanlar sürgün edildi. Bu yüzden Çarlık Döneminde tek bir sürgünden bahsetmek mümkün değil.” İfadelerini kullandı. Prof. Dr. Arabacı, Çarlık Rusya’nın bölgedeki halka yok olma veya sürgün haricinde bir seçenek bırakmadığının altını çizerek, “1864 Çerkez Sürgünü Rusya Çarı’nın Müslüman Çerkezleri ya Rusya’ya bağlanacaksınız ya da yok olacaksınız dediği bir durumu ortaya koydu. Rusya’nın isteği olan Hristiyan tipi toplumu yaratmayı amaçlayan sürgün Moskova Saint Petersburg döneminden itibaren bölge İslamsızlaştırma politikasının bir adımdır.” İfadelerini kullandı. Prof. Dr. Arabacı, Kafkasya Bölgesinde yaşayan Çerkes toplumunun sürgününde İslamiyet’i benimseyen ve İslami yaşam tarzını benimseyen bir halk olmasının büyük bir etken olduğunun altını çizerek, “1700’lerin başından itibaren Müslümanlığı kabul etmiş ,asil bir durusu olan bir halk olan Çerkeslere ya Rusya’ya biat ederek Hristiyanlaşacaksınız ya öleceksiniz ya da sürgün edileceksiniz diyen Çarlık Rusya bu halka sürgünden başka bir şans bırakmayan politikası sonucunda Çerkesler Müslümanların koruyucusu konumunda olan Osmanlı Devleti’ne sığındılar.” şeklinde konuştu. Osmanlı topraklarına Abdülaziz Döneminde zorunlu Kafkas sürgünlerinin yaşandığının altını çizen Arabacı, “Abdülaziz Devrinde Rusya’nın baskılarından dolayı Kafkasya‘dan Anadolu’ya zorunlu göç ettirilen Çerkezler Osmanlı’ya sığındı. Anadolu Coğrafyası’na Samsun hattından yerleştirmeye başlayan Çerkeslerin büyük bir bölümü de Konya’da ikamet etmektedir” dedi.

“RUSLAR HRİSTİYANLAŞTIRMA POLİTİKASINI İZLEDİLER”
Kafkasya Coğrafyasında Rusya’nın bölgeyi gerek etnik gerekse dinsel yönden temizlemeyi amaçladıklarının altını çizen Arabacı, “Ruslar İslami unsurlardan arındırdıkları Kafkas Coğrafyası’na Ermeni, Yahudi, Gürcü gibi hakları yerleştirmek suretiyle bölgeyi temizlerken, bölgedeki 3000 Azeri köyünde boşaltarak bölgeye Ermenileri yerleştirdiler.” şeklinde süreci özetledi. Rusya’nın asimülasyon politikasının sadece Kafkasya Bölgesinde sınırlı kalmayarak Müslüman nüfusun yaşadığı alanlara da yayıldığını ifade ederek, “Rusya’nın bu sürgün politikası sadece Kafkaslarla sınırlı kalmadı. Sibirya’da binlerce Özbek kökenli Müslüman Türkler de Rusya’nın dayatmasıyla din değiştirerek Hristiyan olmaya zorlandı. Din değiştirmeyenler ise bölgeden sürgün edildi” dedi. Prof. Arabacı, Rusya’nın bölgedeki Hristiyanlaştırma faaliyetlerini papaz kökenli İlminski’nin üstlendiğinin altını çizerek, “Bölgede mankurtlaşma çalışmaları devam etti. Rusların bu politikaları daha sonra Stalin döneminde de Müslüman ve Hristiyan halka karşı devam ederek Kafkasya’da Sürgün dönemi hız kesmeden yaşandı bu noktada Çerkez Sürgünü Rus Politikası olarak Rus Yayılmacılığı ile Hristiyanlık kullanılarak Türkistan‘a yayılma politikasının bir ayağı olarak değerlendirilebilir”şeklinde süreci özetledi. Bölgede aynı dönemde Türk Hanlıklarının da Rusya tarafından yok edildiğini hatırlatan Arabacı, “ 1864’te Çerkez Sürgünü yapılırken aynı dönemde Türk hanlıkları da eşzamanlı alarak yok ediliyordu. Günümüzde de benzer bir çalışma var. Çeçenler asırlar boyu Ruslara karşı direnen Müslüman bir halk ama günümüzde Kadirov döneminde Çeçenistan Ruslara ılımlı hale getirildi. Amaç Rus Slav birliğini sağlama politikası 1844’te Kırım adeta kıyma uğratıldı. Günümüzde kırım Ukrayna yönetiminden birkaç yıl önce Rusya’ya verildi yani Rusya Kırım’ı işgal etti. Rusya’nın yayılmacılığı politikası devam ederken Rus Ukrayna Savaşı günümüzde hız kesmeden devam etmesi Rusya yayılmacılığını devamının bir göstergesi“ ifadelerini kullandı.