Konya AZ BULUTLU 25°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KOMEK
TORKU BİSKÜVİ

Bir zamanlar!

Bir zamanlar!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz! Edenin kendisine ettiği bilinir, bilinmesine de, yine de insanlar içlerindeki husumeti, kıskançlığı, haseti yenemezler!

Her dönemde, her devirde, insan kazanmayı içine sindiremeyenler, insan kazanmak istemeyenler, insan kazanmayı kendine göre yorumlayanlar, kaybetmek istedikleri insanların gözünün yaşına bakmadan insanları kenara almışlar, yetkilerini budamışlar, pasifize etmenin yollarını aramaktan geri durmamışlardır.

Bu şekilde düşünenlerin fazla beklemediklerini söylememiz lazım!

Kaybetmeyi gaflet anı gibi görmek bir pişmanlık gibi gelse de, bu gaflet anını hazırlayanlar, planlayanlar, organize edenler için gaflet ve o an, sadece bir söylemden ibarettir.

İnsan kazanmanın yolu uzun ve zahmetli bir yoldur. Ancak kazanılacak insanlar bir ömrü, bir şehri, bir ülkeyi kurtarabilir.

İnsan kazanmak yerine, insanları yaralamak, şevklerini kırmak, heyecanlarının önüne set çekmek, frenlemek, yükselmelerini önlemek gibi yollara başvurmak oldukça acımasız bir metottur!
1950 yılından bu yana siyaseten yapılan yanlışlıklar, atamalar, kayırmalar, taraf tutmalar, senden- benden, bizden-sizden hikayeleri çalışkan, gayretli, deneyimli ve tecrübeli bir çok insanın önünü kesmiş, yatırımlar sekteye uğramış, çarklar durmuş, atılımlar ve ilerlemeler onlarca yıl sonra o şehirlere ve bölgelere gelebilmiştir.

Size Fabrika yapalım, istihdam sahası açalım diyen Bakanlara, Vekillere, “Biz fabrika filan istemiyoruz, Bayındırlık Müdürünü, Milli Eğitim Müdürünü, Tarım Müdürünü ne zaman alacaksınız?” diyen yerel siyaset yaklaşımları, siyasi tercihler, siyasi gafletler ve benzerleri hemen her dönemin benzer hadiseleri olmaya devam ediyor!

Bu zaafımızdan, bu yanlışımızdan, adına gaflet dediğimiz bu yanlış anlardan kurtulmaya da hiç niyetimiz yok.

Hiç bir devir, hiç bir dönem bizlere ders olmadı, ders almak gibi bir niyetimizin olduğu da söylemek çok zor!

Bir zamanlar, Cumhuriyet Halk Partisi ve İsmet Paşa, yani İsmet İnönü vardı!

Bir zamanlar, Demokrat Parti ve Adnan Menderes vardı!

Bir zamanlar,  Adalet Partisi ve Süleyman Demirel vardı!

Bir zamanlar, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokratik Sol Parti ve Bülent Ecevit vardı!

Bir zamanlar, Milliyetçi Hareket Partisi ve Alpaslan Türkeş vardı!

Bir zamanlar, tam beş parti kuran, kendinden sonrakilere de ilham kaynağı olan Necmettin Erbakan vardı!

Bir zamanlar, Anavatan Partisi ve Turgut Özal vardı!

Bir zamanlar, Fuat Köprülü vardı!

Bir zamanlar, Fatin Rüştü Zorlu vardı!

Bir zamanlar, Hasan Polatkan vardı!

Bir zamanlar, Kasım Gülek vardı!

Bir zamanlar, Kemal Satır vardı!

Bir zamanlar, Osman Bölükbaşı vardı!

Bir zamanlar, Ekrem Alican vardı!

Bir zamanlar, Suat Hayri Ürgüplü vardı!

Bir zamanlar, Nihat Erim vardı!

Bir zamanlar, Mesut Yılmaz vardı!

Bir zamanlar, Tansu Çiller vardı!

Bir zamanlar, Erdal İnönü vardı!

Bu insanların gerek kendileri, gerek kadroları, gerekse bulunduklar makam ve mevkiler ses getirmişti,  Seçkin ve pırıl pırıl isimlerden oluşan kadroları, sevdası Türkiye olan Bakanları, Milletvekilleri ve bürokratları vardı. Gitmedikleri şehir, dolaşmadıkları ilçe, kasaba, köy kalmamıştı.

Hemen bir çoğu ülkeyi karış karış gezmişlerdi. Yarım yüzyılı aşan süre içerisinde ülkeyi dünden bugünlere taşıdılar ve taşımaya devam eden insanlara kol ve kanat gerenler oldular.

Eğer o isimler, bugünün yöneticilerine güvenmeselerdi, onlara imkan tanımasalardı, daha siyasete ilk adımlarını atarlarken ellerinden tutmasalardı ne olurdu bilemiyoruz!

Siyaset yolu bir yerde nasip ve kısmet yolu. Kimin yolunun ve bahtının açılacağını bilemiyor önceden kestiremiyorsunuz!

Bu yolda kazanılmışlara ve ülkemize kazandırılmış olanlara ne mutlu!

Hz. Mevlana, bu konuda önemli bir düstur sunuyor ve diyor ki, “Eden kendisine eder. Yapan bulur ve çeker. Unutma ki; Kazanmak koca bir ömür ister, kaybetmek içinse bir anlık gaflet yeter!”

 

 

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Karayollarından komik yol tarifi

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.