Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Sudan sebepler!

Sudan sebepler! - Erol Sunat - Yeni Meram Gazetesi

Kurukafa Mehmet Efendiden bu yana Mavi Tünel meselesi ile uğraşır durur Konya. Konu asırlık proje olmaktan çıktı, ikinci asra merhaba diyeli çok oldu.

Su hayattır demiş büyüklerimiz. Konya Ovasını sulayın ikinci bir Çukurova olsun, ülkenin tarımı kurtulsun diye de eklemişler.

Bir zamanlar şehir merkezine bile metrelerce yağan karlar sonrasında taban sularında yaşanan olumlu gelişmeler, kuyu üzerine kuyu açtırmış Konya ovasında arazisi olanlara.

Vahşi sulama, kaçak kuyu, arazi benim değil mi, kim ne karışır havaları sonucunda gelmişiz bugünlere…

Kaçak kuyulara mani olamamışız!

Yasak getirememişiz, sudan sebeplere sığınmış hem insanlar, hem bu işi engellemesi gerekenler.

Sonrasında, ne o eski kışlar olmuş, nede o eski yağışlar düşmüş toprağa…

Damlama sulama bile, zor gelmiş, zorlama bir usul gibi gelmiş insanlara…

Taban suları yarıdan aşağılara düşmüş, Obruklar oluşmaya başlamış, ova tehlike sinyalleri göndermeye başlamış, Akşehir gibi, Meke gibi göller kurumuş, göçmen kuşlar terk etmeye başlamışlar Konya ovasını.

Bu konuda düşünenler, madem öyle Göksu’nun gök mavisi sularını akıtalım ovaya demişler!

Demişler de, yine de onlarca yıl, sudan sebeplerle oyalanmış, avutulmuş, uyutulmuş Konya Ovası…

Kimi Fırat’tan, kimi Kızılırmak’tan su getirelim diye konuşmuşlar yıllarca.

Pahalı olur, ekonomik olmaz diye sudan sebeplerle tartışılmış durmuş su konusu…

Mavi Tünel en nihayetinde bitmiş bitmesine, sonra Barajlar çevrelemiş etrafını. Bağbaşı, Bozkır ve Afşar Barajları bittiğinde şöyle olacak, böyle olacak diye anlatılmış.

Sebep su mu, su başlıklı mı, su nedenli mi, bilinmez. Su varmış, su yokmuş, su akacakmış, akacak su kanalda durmazmış diye sözler bahane, su şahanedir şahane denmiş, bağlamışlar suya sözlerini büyüklerimiz!

Konya’nın şansı mı, kaderi bilinmez amma, ikinci Çukurova, ikinci Marmara gibi adlandırmalar bu şehrin yakasına japon yapıştırıcılarla yapıştırılmış gibi olmuş!

İllaki bir yerlere yamanacağız, yamayacaklar!

Bundan,  çok fazla rahatsız olmuş gibi de gözükmemişiz şehir olarak!

Su, Konya Ovası ve Konya için her geçen yıl çok daha önemli bir hale gelmiş gelmesine de…

Konya’ya uzun yıllar sonra verilmeye başlayan, dikkatlerden kaçırılmayacak derecede gelişen önem, farkındalık yaratan bir şehir imajı, karadan ve demiryoluyla, Akdeniz’e son sürat bağlanma çalışmalarının hızlandırılması, şehrin değerini daha da artırıyor diye açıklamalar yapmış şehrimizin ileri gelenleri!.

Konya yine de, haddinden fazla beklemiş, bekletilmiş bir şehir olmaktan kurtulamamış!

Bugün için buna, beklemenin acısını çıkartıyor, verilen araları, inkıtaları, gecikmeleri kapatma yolunda da diyebilirsiniz!

Konya’ya gelecek içme suyu, Konya ovasının sulanması derken ara yerde ne unutulmuş biliyor musunuz? 

Yerli Otomobil Fabrikası!

Fabrikanın gitti gider manzarası, kapak kaldırmayanların, adını anmayanların, konuyu saptıranların, yoldan, ulaşımdan, Akdeniz’den dolaşıp, bir türlü otomobil fabrikasına gelemeyişlerini, dayandırdıkları sudan sebeplerden dolayı da anlamış anlaması gereken herkes!

Ne diyorduk?

Sorunlar var tabi, baktınız sorun var, bize sorun, biz Bakanlarımıza soralım, sorun olmaktan sorunluktan çıksın!

Laf dolaştırma, dilin dolaşması, sonunda iyi-kötü bir yere ulaşması derler.

Konudan kesinlikle uzaklaşıldığı filan yok. Biz zaten konuları biliyoruz, üzerine gidiyoruz, çözüyoruz.

Ana başlıklar halinde bütün konularımızı sıraladık, sıra ile çöze-çöze geliyoruz.

Görüşmede, konuşmada, istişarede fayda var. Bakın bir araya geldik, ne kadar mesele varsa çözülme yolunda…

Çözümün olduğu yerde, gerisi teferruattır!

İşte böyle sevgili okurlar, söz dönüp dolaşıp suya ve tabi ki, sudan sebeplere geliyor.

Su gelir güldür güldür mü?

Su gelir gümbür gümbür mü?

Ona da siz karar verin. Karar da sizin, yorum da!

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi tekrar gündeme alınmalı

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0