Konya AÇIK 29°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
KOMEK
TORKU BİSKÜVİ

Olmadık Şeyler Oluyor, Her Şey Ortada Ayan ve Beyan!

Olmadık Şeyler Oluyor, Her Şey Ortada Ayan ve Beyan! - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

■ Gerçeği insanların ölçüleri ile değil, insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı. (Hz. Ali)

***
    Bir garip ve değişik döngü içindeyiz. Bir bakıyorsunuz her şey yolunda ve normal, ertesi gün değişik bir tablo;  Olması olası bile olmayan şeyler olmuş. Olma sözcüğünü dört kez kullandığım için önce özür dilerim.

İletim Fakültesinden mezun öğrenicilerim  mutlaka anımsayacaklardır;
“Herhangi  sözcük aynı cümle de yalnız bir kez kullanılır.”

İkinci kez kullananlar, benden kırık not alırlardı. Bunu bir kenara not ederek şimdi  sormazlar mı;
“Hocam ne oldu da  görüş değiştirdiniz, ummadığınız dağlara kar mı yağdı?”

Kar yağmış olması basit kalır.  Öylesine değişken, öylesine karmaşık bir süreç içinden geçiyoruz ki. Dil bilgisi ve yazım kuralları bile altüst oldu.. “Olması olası bile olmayan şeyler olmuş.” cümlesini kuralları bir kenara çekerek  ve bilerek  kurguladım. Cümledeki saklı olan ana fikir eleştiridir, uyarıdır, “yazboz” tahtası gibi sürekli değişen olaylar zincirine hafifçe bir dokunmadır. Anlaşıldı mı bilmem, Neyse…

Geçmişe dönüp anımsatmaları sürdürelim.
■ Öyle şeyler oluyor ki, şaşırıp kalıyor, içsel güdüyle kendimizi beklemeye alıyor her sabah güne bir soruyla başlıyoruz; Daha ne olacak?
Olmadık şeyler olunca zihinlerdeki soru işaretleri de giderek çoğalıyor, dahası mıh gibi saplanıyor. Düş mü, gerçek mi diye gözlerinizi ovuşturuyorsunuz. Gerçekler hep acı gerçek! Tatlı gerçekler Kaf Dağının arkasına mı gitti acaba,  heyecanlanıyor hem de tasalanıyoruz.


Ya şu (U) dönüşü yapan fırdöndülere ne dersiniz? Yalın bir anlatımla şöyle denir;
“ Bukalemun huylu ve soylu kişiler!”
Bukalemun:  sürüngenler sınıfının Chamaeleonidae familyasından belli etmek istedikleri duygulara göre renk değiştirebilen omurgalı  hayvanlar ortak adı.

Bukalemun adı Arapça “būkalamūn”den gelmektedir. Gözleri bağımsız hareket eder, biri yukarı bakarken diğeri aşağıya bakabilir, göz kapakları kalın kolaylık renk değiştirir.

Bu süreçte Kim sağcı, kim solcu; belli değil. İdeolojiler de birbirine karıştı. Sağ görüşlüler sol, sol görüşlüler sağ partilerden aday oluyor. Bu gerçeği, demokrasimizin kazandığı ivme olarak mı karşılayacağız?  Yoksa konu dönüp dolaşıp dönekliğe mi gelecek? Dönme ile dönek arasında nüans değil, çok büyük fark vardır. Dünya dönüyor; devran da dönüyor;

“ Keser döner, sap döner, gün gelir, hesap döner.”

Semazenlerin dönmesi ilahi aşkın çoşkusu, onlar şevkle, duygu içinde, kendilerinden geçerek dönüyorlar. Yahya Kemal ise ölümün ayak seslerini, işaret ediyor;
“Dönülmez ufkun akşamındayız vakit çok geç” 


■ Bir gerçeği savunurken, önce ona kendimiz inanmalıyız, sonra da başkalarını inandırmaya çalışmalıyız. (Hz. Ali)

   Konumuz, ne onlar, ne bunlar; siyasette sayıları çoğalan dönekler – dalkavuklardır.
Türk Dil Kurumunun döneklik tanımı;
   “İnanç ve düşüncesini sıkça değiştiren, sözüne güvenilmeyen, kaypak insanlar…”
Dalkavukluğa gelince “ kendisinden çıkar sağlayabileceği, kimseleri aşırı hayranlıkla öven, pohpohlayan ikiyüzlü kimseler…”
Dalkavuk sözcüğü “dal” sıfatı ile “kavuk” isminden gelen birleşik isimdir.

Casino De Gregrio diyor ki;

   “Dalkavuktan sakınınız, çünkü O, boş kaşıkla besler.”
Tokatizade Şekip konuyu şiirleştiriyor;
   “Kalender meşrebim minnetim yoktur
Yükseklerde uçan meleği sevmem
İzzet-i nefsime hürmetim çoktur
Öpülmek istenen eteği sevmem.”

El etek öpmeyenlere engellemeler çıkabilir ama, ömürlerini mihnet içinde harcamamış olurlar. Rıza Tevfik’ten bir dörtlük,
“Dilerim ki fânî dünyâda kimse
Ömrünü mihnetle telef etmesin.
Fakat kâmil adam olmak isterse,
Elem çektiğine esef etmesin.”


İşini baştan savma mükemmelliğine ve doğruluğuna dikkat et. Çünkü insanlar yaptıkları işin süresince değil. Doğruluğuna ve mükemmelliğine bakar. (Platon)

Başa dönersek, Öyle şeyler oluyor ki
her sabah güne bir başka soruyla başlıyoruz,
daha ne olacak? Olaya bir de gülmece penceresinden bakalım, belki güleriz, diye;
Kadın kocasına anlatmış;
   “ Sen gittin, akşam eve dönerken otobüste bir adam yanaştı:
“Dur bakalım ne olacak?”
“Otobüsten indim, adam peşimde.”
“ Dur bakalım ne olacak?”
“ Kapıyı açtım, eve girdim, baktım adam peşimde, yatak odasına girdim, soyunmaya başladım, adam da soyunuyor…”
Kocası istifini bozmadan hayret sorusunu “dur bakalım ne olacak?” diye yineleyince  karısı dayanamamış sonucu kestirip açıklamış;
“Olan oldu, daha ne olacak?”


Evet, daha ne olacak? Tüm gerçekler ortada göz kırpıyor, ayan ve beyan. İsteyen istediği gibi yorumlasın.

■ Gerçeği,  insanların ölçüleri ile değil,

İnsanları,  gerçeğin ölçüsü ile tanı.(Hz. Ali)

■ İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri? Yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri? (Özdemir Asaf)

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Özdenetim…

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0