Doğanhisar-Deştiğin sekizinci şehidini de geçtiğimiz Cuma günü toprağa verdi. Binlerce insan, Deştiğin mahallesinde Cuma namazını müteakiben, evlatları, şehitleri Şükrü Çakar’ı cennete uğurladı.
Deştiğin Şehitler diyarı!
Deştiğin, Şehitler beldesi!
Deştiğin, Şehitler Mahallesi!
Ve Deştiğin, Türkiye’nin en fazla şehit veren mahallesi!
2011 yılında yapılan bir tespitte, Deştiğinden 650 civarında subay, astsubay ve polisin Türkiye’nin her köşesinde görev yaptığı belirtilmiş ve haberlere konu olmuştu.
Bu sayı sanıyorum aradan geçen yedi yıl içerisinde bin rakamına doğru ilerliyor.
Deştiğin, bu görüntüsüyle Türkiye’yi savunmak için, uğrunda şahadete ermek için er oğlu erler yetiştiren bir mahallemiz!
Deştiğin, er yetiştiren, yiğit yetiştiren, kahraman yetiştiren bir yöremiz. Şahadete yürüyen kahramanlar Deştiğinin gururu.
Deştiğinin aslanları onlar!
Deştiğinin ilk şehidi olan Şehit Metin Akalın 1992’de şehit düşmüş.
Şehit Fatih Çarman ve Şehit Bayram Bulat 2007’de,
Şehit Mevlüt Baydur 2009’da,
Şehit Duran Taşdiken, Şehit Ahmet Akalın ve şehit Bahri Çarman ise 2015 yılında şehit düşmüşler.
23 Mart 2018 Cuma günü toprağa verilen Şehit Şükrü Çakar, Deştiğinin 1992 tarihinden sonra ki, sekizinci şehidi.
Rabbim, Deştiğine bir daha evlat acısı yaşatmasın inşallah.
Cuma günü, arkadaşlarımızla birlikte, şehidimizi son yolcuğuna uğurlamak ve ona olan son görevimizi yapmak için Deştiğine geldik.
Şehitler mahallesindeki,
O vakara,
O sakinliğe,
O teslimiyete şahidim.
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Valimiz Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek, Ak Parti İl Başkanı Hasan Angı, şehidimizin silah arkadaşları, komutanları, askeri personel, polisimiz ve binlerce insan şehit ailesi ve Deştiğinlilerle beraberdik.
Şehit Cenazesinin bulunduğu ayyıldızlı bayrağımıza sarılı tabuta şehidin annesi ve yakınlarının sarılışı, Babanın ayakta duramayacak bir şekilde bitkin hali,
Ben dahil herkesi gözyaşlarına boğdu.
Şehit ailesi ve yakınları metanetlerini hiç bozmadılar.
Hüzün dolu,
Tesellisi zor,
Kelimelerin ve cümlelerin aciz kaldığı,
Gözlerin dolu dolu olduğu,
Gözlerin gözyaşlarını zapt edemediği,
Ateşin her zamanki gibi düştüğü yeri cayır cayır yaktığı,
Bir zaman kesitiydi Deştiğinde yaşadıklarımız.
Sevgili okurlar!
Üzülerek bahsetmek istediğim bir konu var.
Cuma namazı öncesi cenazeye gelen insanlara hitap eden İl Müftümüzün ve Cuma hutbesinde konuşan Hocafendinin, tek bir kelime dahi şehitlikten, şehitlerden, şehitliğin ulviliğinden, şehit olmanın dinimizdeki yerinden bahsetmemesi, dikkatlerden kaçacak gibi değildi.
Şehidimiz hakkında konuşma yapan Üsteğmenimiz ve Binbaşımızın hitapları olmasa,
Şehidimizin resmi,
Bayrağımız ve çelenkler olmasa,
Şehit cenazesine değil de,
Kendinizi Deştiğin mahallesinde Cuma namazı kılmaya gelmiş biri gibi hissedebilirdiniz.
İl Müftümüzün ve Cuma hutbesinde konuşan Hocaefendinin konuşma ve hutbe konusu seçimleri hem bizi, hem de şehit cenazesine koşup gelen insanları hem oldukça üzdü, hem de bir hayli şaşırttı.
Adeta rutin bir vaaz icra edercesine üç aylardan, üç ayların faziletinden filan bahsettiler hocalarımız.
Programları neyse, ondan milim sapmamaya kavli karar eylemişler gibiydiler!
Şehitler ve şehitlikle ilgili konular seçilerek,
Deştiğindeki şehitlerimizin adları anılarak,
Artık şehitler mahallesi olarak anılan,
Deştiğinlilerin ve gelen misafirlerin yürek yangınlarını söndürebilir,
Yüreklerine serin sular serpebilir,
Şehit ailelerini teselli edebilirdiniz!
Yanlış mı düşünüyorum sayın Müftüm?
Şehitlerimiz böyle bir günde konuşulmayacaksa…
Anılmayacaksa…
Anlatılmayacaksa…
Ne zaman anlatılacak sayın Müftüm?
Mini Çanakkale Mucizesi Afrin’de Yaşandı!