Konya
°C
Yeni Meram

Konya’nın bahtsız siyasetçisi

Konya’nın bahtsız siyasetçisi-Adnan Yıldırım-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
02.05.2018 00:45
01.05.2018 16:47
0
3664
ABONE OL
Sevgili okurlar;   İnsanlar,   Doğar,   Yaşar,   Büyür,   Ve ölürler…   Bu bahsettiğim çizelge de insanlar, yani doğmak ve ölmek paralelliği arasında, yaşamı boyunca yıldızının doğduğu, parladığı ve öldüğü zamanlar vardır.   Ama yıldızı ölse de insan yaşamaya devam eder.   Kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır.   Konya siyasetinin bahtsız kişisi.   Ahmet Davutoğlu.   Kendisiyle işim gereği birkaç kez yakın temasta bulunmuşumdur.   Ama diğer basın mensupları gibi alengirli fotoğraflar çekip sosyal medyada  paylaşmamışımdır ki, yıldızı söndüğünde kaldırmak zorunda kalmayayım.   Neyse…   Gerek Dışişleri Bakanlığı döneminde, gerekse de Başbakanlığı zamanında Konya ziyaretlerini bir basın mensubu olarak takip etmiştim.   Gerçi bu sıfatlarından azledildiği sırada pek ortalarda görülmedi ama bu durum elbette ki anlayışla karşılanabilir.   *   Hani insanın hayatında bazı kırılma noktaları olur ya kıymetli okurlar.   Bu dönem Ahmet Davutoğlu’nun hayatında iki kere olmuştur zannımca.   Birincisi siyasete atıldığı dönem.   İkincisi Başbakanlığı ve Ak Parti Genel Başkanlığını sürdürdüğü dönem.   *   Birincisi siyasete atıldığı dönem diyorum,   Çünkü;   Belki böyle bir hata yapmasaydı eğer, ponçik bir akdemiysen olarak öğrencileriyle güzel zamanlar geçirecek, meslek hayatının ileriki dönemlerinde kariyerinde başarı basamaklarını teker teker çıkıp kim bilir, rektör falan bile olabilecekti belki de.   Ama o ne yaptı?   Biraz hırsına yenik düştü, birazda idealist karakter özelliğinden dolayı siyasete adım atarak hayatının ikinci kırılma noktasında doğru emin adımlarla ilerlemeye başladı.   *   Zaman hızlıca geçti…   Ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı oldu.   Size tuhaf gelebilir ama şöyle bir hayat mattom vardır sevgili okurlar.   ‘İnsanların yıldızının en parlak olduğu dönem sönmeye en yakın olduğu zamandır.’   İlginç değil mi?   Davutoğu’nun da yıldızının en parladığı zaman, aynı zamanda sönmeye başladığı zamandı.   Çünkü gereğinden fazla idealistti.   Çünkü gereğinden fazla geçmişine bağlıydı.   Çünkü gereğinden fazla akademisyendi.   Ve gereğinden çok az siyasetçiydi.   (Suriye batağına da o yüzden girdik ya zaten.)   Neyse.   İşte bu fazlalıkları yüzünden başbakanlıktan ve genel başkanlık sıfatlarından milletvekilliğine düşürüldü.   Ve sıradan bir milletvekili olarak sessiz sedasız, siyaset hayatına devam etmeye çalıştı.   Ta ki geçtiğimiz güne kadar.   *   Kendisi bir basın açıklamasıyla önümüzdeki seçimde aday olmayacağını açıkladı.   Şaşırmamıştım doğrusu.   Zaten başbakanlıktan azledildiği sırada bırakması gereken bir görevi boş yere sürdürmüştü.   Bu seçimlerde de aday gösterilmeyeceği açıkçası çok da sürpriz olmadı.   Davutoğlu’na aday gösterilmeyeceği zaten söylendi.   Zira siyasete devam etmemek gibi bir fikri olsaydı kendisinin, başbakanlıktan azledildiği sırada milletvekilliğinden de istifa ederdi.   Ama o bunu yapmadı yönünü belli etti.   Kısacası zaman geçti devran döndü, ve Davutoğlu’na önümüzdeki seçimlerde aday yapılmayacağı bilinçli bir şekilde kulağına fısıldandı.   Eeeee emir demiri keser sayın okurlar.   O da ağaçtan düşen Nasrettin Hoca misali, ‘zaten inecektim’ dedi ve aday olmayacağını duyurdu.   Ve parlayan yıldızının son ışık huzmeleri de böylece sönmüş oldu.   *   Şimdi,   Abdullah Gül ile Davutoğlu’nu çok benzetenler var.   Gerek izledikleri yol haritası bakımından gerekse kişilikleri bakımından.   Bense nedense hiç benzetememişimdir.   Hep çok ayrı kutuplar gibi gelmiştir her ikisi de.   Abdullah Gül’de Kayseri’nin sebatkarlığı vardır.   Davutluğu’nda ise Karaman’ın sabırsızlığı.   Bakalım;   Bu seçimde olmasa bile, önümüzdeki seçimler çok şeye gebe.   Aha da yazdım buraya.!    
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.