Bilgi kirliliği

Sevgili okurlar; Kovid-19 yani namı diğer korona virüs salgını hakkında o kadar çok bilgi kirliliği var ki etrafta insanların panik olmaması, ne yapacağını şaşırmaması elde değil. Mesela; Televizyonu bir açıyorsun karşında daha önce hiç duymadığın bilmediğin bir kişi çıkmış koronadan korunma yollarını anlatıyor, nasıl bulaşacağından bahsediyor. Ve kameralar karşısında kullandığı tek bir hatalı ya da eksik cümle milyonları telaşa sokuyor. Ya da; ‘Şu karantina günlerinde biraz zaman geçireyim baaaari’ diye girdiğin internette o kadar yalan yanlış bilgiler var ki insanın panik olmaması mümkün değil. Nasıl diyeceksiniz? Şöyle… En basitinden bir sosyal medya hesabına girmemizle birlikte o kadar çok çarpıtılmış, yalan ve hurafe bilgiler bombardımanına maruz kalıyoruz ki, çalsın eteklerimizde ziller hadi. Ben en son kendimi rüyamda, artık nasıl bilinç altıma yerleştiyse, Şanlıurfa sokaklarında fellik fellik isot ararken buldum. Ki böyle konularda zannediyorum çevremde en soğuk kanlı insanlardan biriyimdir. En çok dalgasını geçenlerden, en çok geyiğe vuranlardanımdır. Ama sonuç bu! Evet! Sağlık Bakanlığının kriz yönetimi, önlemler, alınan tedbirler konusundaki performansı en başından beri iyiydi. Ki daha önceki yazımda da belirttim bunu. Yerel yönetimlerin ve valiliklerin de virüsün bulaşmasını önlemek için uygulamaya koyduğu bütün tedbirleri canı gönülden destekliyor, uyguluyor ve uygulamaya teşvik ediyorum. Bu konuda söyleyebileceğim tek şek kriz yönetimin de gayet iyiyiz. Ancak; Bilgi yönetiminde evde kaldık. Biz zaten millet olarak, bırakın kanıtlı bilgileri, söylencelerle bile eftiklenerek ehvam yapan bir karaktere sahibiz. İnternet gibi ucu bucağı belirsiz bir alemin, televizyon gibi milyonlara hitap eden bit kitle iletişim aracının böyle bir zamanda her zamankinden zannediyorum, daha çok kontrole ve denetime ihtiyacı var. Esenlikle ve sağlıcakla kalın..