Uzmanı uyardı: Günde 5 porsiyon tüketmek kalbin dostu

Çağımızda gencinden yaşlısına kadar toplumun birçok bireyin ortak sorunu haline gelmeye başlayan Kalp damar hastalıklarında beslenme kilit bir rol oynuyor. Yeni Meram Gazetesi olarak toplumda birçok bireyin kafasında olan sorulara cevap bulmak için toplum tarafından merak edilenleri Uzm Diyetisyen Gülce Demiralay’a sorduk.

Kalp ve damar hastalıklarında beslenme, hastalığın ilerlemesini önlemede, mevcut durumu iyileştirmede ve kalp sağlığını korumada temel bir rol oynadığına dikkat çeken Diyetisyen Demiralay, “ Bu tür hastalıklarda amaç; kan damarlarını korumak, kolesterol ve tansiyonu dengelemek, iltihabı azaltmak ve sağlıklı kiloyu korumaktır.”dedi.

Kalp damar hastalığında beslenme önemli

Uzm Diyetisyen Gülce Demiralay kalp-damar sağlığını destekleyen temel beslenme ilkelerini gazetemiz muhabiri Evren Atcı ile paylaşarak, “Öncelikle Sağlıklı yağlar tercih edilmeli.

İşlenmiş, doymuş ve trans yağlardan kaçınılmalıdır. Rafine yağlar, margarin, kuyruk yağı, işlenmiş gıdalar, kızartmalardan uzak durulmalı. Sağlıklı yağ kaynakları kullanılmalıdır.” Şekline konuştu. Demiralay beslenme tercihleri noktasında Zeytinyağı, az doğal tereyağı, avokado yağı,Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişlerin doğal yağları (tuzsuz ve kavrulmamış)

Balık yağı (somon, uskumru, sardalya gibi yağlı balıklar) tercih edilmeli” ifadelerini kullandı. Demiralay tuz tüketiminin azaltılması gerektiğine dikkat çekerek, “Fazla tuz (sodyum), yüksek tansiyon ve damar sertliğine neden olabilir. Günlük tuz alımı 5 gramın (1 silme tatlı kaşığı) altında olmalı. Yemeklere tuz eklemek yerine baharat, limon, sarımsak veya sirke kullanılabilir. zeytin, peynir, ekmek, turşu vb hazır gıdalarda gizli tuza dikkat edilmelidir.” şeklinde konuştu.

Her gün beş porsiyon sebze kalp sağlığını korur

Sebze ve meyve tüketiminin yeterli düzeyde olmasının kalp damar sağlığı açısından hayati önem taşıdığına dikkat çeken Demiralay, “Her gün 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmek kalp sağlığını korur. Antioksidan, lif, potasyum ve magnezyum içerikleriyle damarları korur. Renkli sebze ve meyveler (ıspanak, kabak, mor lahana, brokoli, havuç, elma, nar, yaban mersini) tercih edilmelidir. Sebze ve meyve tüketimi yeterli olmalı “ifadelerini kullandı. Demiralay soframıza koyacağımız yiyecekler ile ilgili olarak Yeni Meram Gazetesinden Atcı’ya yaptığı açıklamada, “Beyaz unlu ürünler yerine tam tahıllar (tam buğday, yulaf, kara buğday, esmer pirinç) tercih edilmelidir. Lif içeriği kolesterolü düşürür, kan şekerini dengeler ve tokluk sağlar. Kırmızı et ise haftada 1-2 kez, yağsız ve ızgara/haşlama/fırınlama olarak tüketilmelidir. Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etlerden uzak durulmalıdır. Protein kaynağı olarak balık, organik tavuk, kurubaklagiller tercih edilmelidir. Beyaz etler derisiz tercih edilmelidir.” ifadelerini kullandı.

Doğal ve fermente ürünler tercih edilmeli

Süt ve süt ürünlerini tüketirken dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çeken Demiralay, “ Doğal yoğurt, dinlendirilmiş doğal peynir tercih edilmelidir. Kaymak, krema ve süt sınırlandırılmalıdır.” Şeklinde konuştu. Demiralay Atcı’ya beslenme noktasında püf noktaları aktararak, “ Şeker ve rafine karbonhidratlardan kaçınılmalı. Fazla şeker tüketimi, trigliserit ve insülin direnci artışına yol açar. Tatlılar, beyaz ekmek, meşrubatlar, hazır meyve suları, şekerli paketli gıdalar, yapay tatlandırıcılardan uzak durulmalı. Alternatif olarak beslenme listemize meyveler, tam tahıllar, yulaf. Eklemeliyiz” uyarısında bulundu. (ÖZEL HABER)