Programın açılışında konuşan Dr. Erol Ülgen, Ahmet Kabaklı’nın 1960’lı yıllarda Tercüman Gazetesi muhabiri olarak Konya’ya yaptığı ziyaretlere ve şehre dair gözlemlerine değinerek, Kabaklı’nın Anadolu ile kurduğu güçlü bağı vurguladı. Ülgen, sunumunda Kabaklı’nın hayatı, fikir dünyası ve yazarlık serüvenine dair önemli bilgiler aktardı.
Harput’tan İstanbul’a Bir Fikir Yolculuğu
Dr. Erol Ülgen, Ahmet Kabaklı’nın 24 Mayıs 1924’te Harput’ta başlayan ve zorlu koşullar altında geçen çocukluk yıllarını anlattı. Annesi Münire Hanım’dan dinlediği halk hikayelerinin Kabaklı’nın edebi kimliğinin oluşumundaki rolüne dikkat çeken Ülgen, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu ve Edebiyat Fakültesi’nde Mehmet Kaplan gibi dönemin önde gelen hocalarından aldığı eğitimin fikri altyapısını nasıl şekillendirdiğini belirtti.
Dr. Ülgen, Kabaklı’nın şahsiyetini anlatanların tanıklıklarına dayanarak şunları söyledi:
“Bir Türk beyi olarak sade ve abartısız yaşayan Kabaklı’da kibrin gururun eseri yoktur… Onu tanıyanlar; Türkçeye, Türkiye’ye ve Türk insanına aşkla bağlı, ilim sahibi, araştırmacı, bıkıp usanmadan çalışan, vefalı, yardımsever, haklının ve mazlumların yanında olan, halktan kopmayan gerçek bir aydın… uzun yıllar fikrini ve kalemini vatan millet hayrına kullanan bir kahraman, bir mektep adamı, haysiyet abidesi, millete ve tarihe mal olmuş bir şahsiyet gibi daha birçok özellikle tanıtmaktadır.”
“O, Güzel Türkçemizde Doğruları Yazar”
Konuşmasında Kabaklı’nın “öğreten adam” kimliğine vurgu yapan Ülgen, onun sadece bir öğretmen değil, aynı zamanda Türkçeyi ustalıkla kullanarak doğruları yazan bir aydın olduğunu ifade etti. Kabaklı’nın hitabet gücü ve üslubuyla dinleyiciler üzerinde etki bıraktığını belirten Ülgen, onun ilkesel duruşunu şu sözlerle özetledi:
“O vefa timsali bir insan, velut bir kalem, engin bir yürek, hiç eğilmeyen sağlam ve kararlı bir irade, hak bellediği yoldan ayrılmayan, doğru bildiği fikirde sabit kadem biridir.”
Dr. Ülgen, Kabaklı’nın halktan kopmayan aydın tipinin en önemli örneklerinden biri olduğunu, doğruyu savunmada tavizsiz ve gerçeği söylemede cesur davrandığını sözlerine ekledi.
“Kültürün Devamlılığı Çok Önemli Bir Şey”
Dr. Erol Ülgen, Ahmet Kabaklı’nın fikir dünyasının temelinde Türk milliyetçiliği ve kültürel devamlılık düşüncesinin yer aldığını belirtti. Hiçbir siyasi grubun adamı olmadan hem milliyetçi hem de muhafazakâr kalmayı başardığını söyleyen Ülgen, Kabaklı’nın kaleminin haksızlıklar karşısında keskin bir kılıca dönüştüğünü ifade etti. Ülgen, Kabaklı’nın kültürün nesiller arası aktarımına verdiği önemi, yaşadığı bir anı üzerinden şu sözlerle aktardı:
“…Merhum, kendisi de aynı şekilde kültürde devamlılık fikrini düşünen, uygulamaya çalışan bir düşünce adamıydı.”
Bu yaklaşımın, Kabaklı’nın Türk milletinin köklü geçmişinden aldığı ilhamı eserlerine ve düşüncelerine yansıtma gayretini gösterdiğini belirtti.
Kaleminden Süzülen Gerçekler
Ahmet Kabaklı’nın yazı hayatının gençlik yıllarında şiirle başladığını, daha sonra ise eleştirel ve muhalif bir üslupla makaleler kaleme aldığını belirten Dr. Ülgen, Kabaklı’nın yazarlık anlayışına dair kendi sözlerinden alıntılar yaptı. Kabaklı’nın yazarlık sorumluluğuna ne kadar önem verdiğini gösteren şu ifadesini paylaştı:
“Bazı konuları yazarken elim titrer… Yurdumuzun manevi yapıcısı öğretmenlere ve din adamlarına dair kötü haberler, çirkin rivayetler de tüylerimi ürpertir. Çoğunlukla yazmamayı tercih ederim. İlle de yazmam gerekiyorsa hicaptan terleyerek yazdığımı bilin.”
“İyi Yazar Ne Demek?”
Dr. Ülgen, Kabaklı’nın “iyi yazar” tanımını da dinleyicilere aktardı. Kabaklı’ya göre iyi yazar, “milletine, devletine, tarihine ve vatanına bir düşman gibi insafsızlık etmeyen” ve okurun sorularına makul cevaplar sunan kişiydi. Kabaklı’nın yazılarındaki amacını ise şu sözlerle tanımladığını belirtti:
“Kamil insanın gerçeğini aramak ve kendimden başlayarak gençleri milli ve İslami örneklere özendirmektir.”
Türk Edebiyatı Vakfı’nın Kurucusu
Konuşmasının sonunda Dr. Ülgen, Ahmet Kabaklı’nın 1970’li yıllarda kurucuları arasında yer aldığı Türk Edebiyatı Cemiyeti (daha sonra Türk Edebiyatı Vakfı) ve Türk Edebiyatı dergisi gibi kurumsal miraslarına dikkat çekti. Bu kurumların ve gelenekselleşen “Çarşamba Sohbetleri”nin bugün de faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade etti.
Dr. Ülgen, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Yoksul bir çocuk olarak hayata başlayan Ahmet Kabaklı, 76 yıllık ömrünün 55 yılını Türk milletine hizmet ederek geçirdi. Yazılarında milli ve manevi değerlere daima sahip çıktı. Bu gayretli çalışmalarının karşılığı olarak, 55 gönüllü kuruluşun katkılarıyla kendisine ‘yazarların en büyüğü’ anlamına gelen ‘Şeyhü’l Muharririn’ unvanı verildi. TYB Konya Şubesi tarafından düzenlenen bu etkinlik, onun değerli mirasını yaşatmak adına önemli bir adımdır.”
Program Sonunda Katılım Beratı Takdim Edildi
Konferansın sonunda Dr Erol Ülgen ve düzenleyici Hüzeyme Koçak’a katılım belgeleri ve TYB Konya Şube Yayınlarını TYB Konya Şube Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Çaycı, Aydınlar Ocağı Konya Şube Başkanı Mustafa Güçlü ve Orhan Yavuz takdim etti.
News
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
Konya
