Tarım ürünlerinde sinsi tehlike

Pestisitler, bitkilerde verim ve kalite kaybına neden olan hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadelede kullanılan, kimyasal ve biyolojik maddelerdir. Bu maddeler yanlış, bilinçsiz ve aşırı kullanıldığında insan sağlığına ve çevreye zarar veriyor. Uzman Tarım Danışmanı Ziraat Mühendisi ve gazetemiz yazarı Tülin Kalın Aysan yaptığı açıklamada pestisit tehlikesine dikkat çekerek, pestisitlerin kronik zehirlenmelerden organların çalışma sistemlerine kadar işlev kaybına neden olduğunu ifade etti. Aysan, “İnsan ve çevre üzerinde pestisitlerin olumsuz etkilerinden kısaca bahsedecek olursak pestisitlerin üretilmesi, uygulanması ve pestisitlerle bulaşan ürünlerin tüketilmesi toprak, su, hava yoluyla canlıların yaşadığı ortamlara taşınmasıyla kısa ve uzun sürede insan sağlığı için zararlıdır.” dedi. Aysan, pestisitlerin akut sorunlardan kronik sorunlara kadar birçok sorunun meydana gelmesinin temel nedeni arasında olduğuna dikkat çekerek, “Pestisitlerin akut adını verdiğimiz zehirlenme; bir maddenin vücuda veya çevreye bulaşmasından hemen sonraki etkileri arasında organların çalışma sistemlerinde değişikliklerin meydana gelmesi, işlevlerini kaybetmesi gelirken Kronik etkileri arasında vücuda ve çevreye uzun veya kısa süreli devamlı alınması sonucu meydana gelen zehirlenme etkileri sıklıkla görülür“ ifadelerini kullandı.

PEK ÇOK SORUNU
ORTAYA ÇIKARIR
Pestisite maruz kalmaya bağlı olarak pek çok zehirlenme çeşidinin meydana geldiğini hatırlatan Aysan, “Zehirlenmeye maruz kalan bireylerde, kanser, doğum anomalileri nörolojik bozukluk, üreme kapasitesinin düşmesi meydana gelebilir. Pestisitlerin zehirliliği kimyasalın grubuna, formülasyonuna, alınan miktara, insanın yaşına, cinsiyetine, vücut savunma sisteminin sağlıklı olmasına, maruz kalma süresine, vücuda giriş yollarına ağız, deri, göz, solunum yoluna bağlı olarak değişmektedir. Solunum yolu ile pestisitlerin uygulama alanlarında pestisit buharı veya partikülü içeren havanın solunmasıyla burun, boğaz ve akciğerlerde hasara yol açmaktadır.” şeklinde konuştu. Aysan, pestisitlere maruz kalmanın solunum yolundan ziyade daha çok bulaş yoluyla meydana geldiğini hatırlatarak, “Üreticilerimiz uygulama esnasında solumadan ziyade deri yoluyla ilaca daha çok maruz kalmaktadırlar. Vücudun tüm alanları deri yoluyla ilaçtan etkilendiğinden, tüm ilaçlama işlemi süresince vücudun daha fazla kısmının kapatılması gerekmektedir. Koruyucu ekipmanlar mutlaka kullanılmalıdır özellikle gözlük maske ve koruyucu kıyafetler iş sağlığı ve güvenliğine uygun olmalıdır. Ürün etiketleri üzerinde Resimli işaretler bulunmaktadır bu işaretlere dikkat edilmelidir. Pestisit etiketleri üzerine yazılması zorunlu olan bu bilgiler, pestisitlerle temas sonucu ne gibi belirtilerin ortaya çıkacağı ve buna göre tedavinin uygulanması açısından önemlidir.”ifadelerini kullandı. Pestisitlerin belirli bir kısmının kanserojen madde içermesinden ötürü kullanımında yasaklanmaya gidildiğini dile getiren Aysan, “İnsanlar, pestisitlere üretimleri ve kullanımları sırasında direk maruz kalabildikleri gibi pestisitlerin çevrede ve gıdalarda kalıcı olabilmeleri nedeniyle dolaylı olarak da maruz kalmaktadırlar. Pestisitlerin bir kısmının da kanserojen oldukları araştırmalar sonucunda belirlenmiş ve bu pestisitlerin kullanımı yasaklanmıştır.” dedi. Aysan, her üründe olduğu gibi pestisit kullanımında da ruhsatlı ürünlerin tercih edilmesi gerekliliğine dikkat çekerek, “Üreticilerimizin mutlaka ruhsatlı ilaç kullanmaları ilaçlama işleminde uygulayıcının belge sahibi kişiler tarafından uygulanması insan ve çevre sağlığımız acısından çok önemlidir.” İfadelerine yer verdi.