İyilik servettir

29 HAZİRAN 2008. Kimileri için sıradan bir gün. Ayşe Mehtap Uğur içinse hem son hem de başlangıç. Çünkü o oğlunu, Onur Uğur’unu kaybetti, canından bir parçasını ebediyete uğurladı. Evlat acısını tarif etmek elbette mümkün değil. Zor bir süreçten geçen Ayşe Mehtap Uğur, acısına boyun eğip hayata küsmedi, duygularını kağıda döktü. ‘Dünyada Onurum, Cennette Gururumsun’ adlı ilk şiir kitabını 2010 yılında çıkardı. Kısa sürede beğeni topladı, psikologların kütüphanesinde yer aldı, eğitim kurumlarında örnek kitap olarak okutuldu. Uğur, ikinci eserine ‘Onur’ adını verdi. Kitapların gelirini ihtiyaç sahibi öğrencilere, ailelere aktaran Ayşe Mehtap Uğur’un son kitabı olan ‘Adını Sen Koy’ da yakında okurlarıyla buluşacak. KİTAPLARI İLAÇ OLDU 1961 yılında dünyaya gelen Ayşe Mehtap Uğur, Hadimli olmaktan gurur duyuyor. O bölgenin mertliği, dürüstlüğü ve doğallığını taşıdığını belirten Uğur, kendini ‘yörüklerin çocuğu’ olarak anlatıyor. Ailesinden aldığı güzel ahlak ve huzurlu bir ortam sayesinde bugünlere geldiğini ifade eden Uğur, ‘Dünyada Onurum, Cennette Gururumsun’ adlı ilk şiir kitabında oğluyla yaşadığı anne – oğul ilişkisini gençlere aktarmak istediğini, bir annenin evladına verdiği sevgiyi, bir evladın annesine duyduğu sevgi ve saygıyı anlattığını kaydetti. Kitabın çok ses getirdiğini aktaran Uğur, “bunlar kolay bir kazanım değil. Aklımı almadığı için Allah’a her zaman dua ediyorum. Eğer öyle olsaydı bu kitapları yazamazdım. Bu kitabı yazmasaydım, acımı içime dökseydim, bugünlere gelemezdim. Bu kitap bana ilaç oldu” diye konuştu. KİTAPLARIYLA MODEL OLDU Evlat acısı yaşayan her aileye şiir kitabı yazmasını tavsiye eden Ayşe Mehtap Uğur, “evlat acısı her gün bir kor ateşte yanmak gibi. 29 Haziran’da oğlumla birlikte ben de öldüm. Bedenim dünyada, ruhum onun yanında. Bir insan için dua edecekseniz Allah evlat acısı vermesin diye dua edin. Evlat acısı yaşayan birinin aklı her saniye kaybettiği yavrusundadır. Kaleme aldığım kitaplarla evlat acısı yaşayan anne ve babalara model olmak istedim. Hayata küsmedim, aksine acıma meydan okuyarak kaybettiğim evladım yerine bin gence mesaj verdim. Geçen yıl Ramazan ayında başladığım üçüncü kitabım ‘Adını Sen Koy’ sağlık problemlerinden dolayı jübilem olacak. Jübilemi gençlerle yapmak istedim. Bu kitabımı onlara armağan ettim.  Kitap için çok araştırma yaptım, Türkiye’nin her yerinden 19 – 23 yaş arası gençlerle görüştüm, onlarla fikir alışverişi yaptık. Talep gençlerin ailelerinden gelmişti” dedi. “PARA DEĞİL, İYİLİK BİRİKTİRİN” Kitabın, günümüz toplumunu anlattığını, okuyan herkesin kendini bulabileceğini dile getiren Ayşe Mehtap Uğur, “en büyük destekçilerim eşim ve kızım. Bugünlere gelmemde onların katkısı çok fazla. Ne yazık ki günümüzde kul hakkına riayet edilmiyor, İnsanlar ‘ben kendimi seviyorum’ diyebilmeli, kendiyle çelişmemeli. Dürüstlükten taviz verilmemeli. Toplum günden güne kötüye gidiyor. Akıllı telefon çocukları akılsız yaptı. Bunları görünce üzülüyorum. Gençlere maneviyat aşılanması gerekiyor bu da anne ve babaların görevi. Daha duyarlı bir gençlik oluşturulmalı. Çocuklar akrabalarından, komşularından uzaklaştı. Dayılarını, teyzelerini bilmiyorlar. Onlara para değil, sevgi öğretilmeli. Anne ve babalar çocuklarına model olmalı” ifadelerini kullandı. “AHLAKSIZLIĞIN ADI ÖZGÜRLÜK OLAMAZ” Teknolojinin, insanlığın önüne geçmemesi gerektiğine dikkat çekerek manevi değerleri bilmeyen çocukların mutlu olamayacağını vurgulayan Uğur, “bir yıl boyunca hem çocukları hem de aileleri takip ettim. İletişimi güçlü olmayan aileler çocuklarıyla ilgilenmiyor, bu nedenle çocuklar da mutsuz oluyor. Eşler birbirine güvenmediği için boşanmalar arttı. Yetkim olsaydı evlilik okulu açardım. Geçmişte evlilikler ölüme kadar devam ederdi. Günümüzde para insanlığın önüne geçti. Toplum olarak çöküntü halindeyiz. Bu duruma ilgili kurumların el atması lazım. Bir kalp kaç kişiyi sever? Gençler bir ay biriyle bir ay başkasıyla çıkıyor. Ahlaksızlığın adı özgürlük olamaz. Bayramlaşmalar, geçmiş olsun temennileri cep telefonundan yapılır oldu. Para baş tacı oldu, samimiyet kalmadı. İnsanlar merhametten yoksun. Bu konuda din görevlilerine de önemli görevler düşüyor. Dinimiz ezberletilmemeli, sevdirilmeli, benimsetilmeli” şeklinde konuştu. Adem SERİN