İNŞAAT İŞİ KILIFINA UYDURULACAK BİR KONU OLMAYIP, LAYIĞI İLE YAPILMASI GEREKLİ BİR İŞTİR!

Değerli Hemşerilerim, Son bir yıl içerisinde yaşadığımız doğa olaylarını afete dönüştürdüğümüzü kısa sürede unutmaya başladık. Alınması gereken kısa, orta ve uzun vadeli tedbirleri mutlaka ama mutlaka her doğa olayını yeni bir afete dönüştürmeden yürürlüğe koymamız gerekmektedir. Geç kalınan her gün bizler için daha büyük kayıpların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Deprem etki ve hasarları açısından bakılacak olursa yapılması gereken ilk iş hep konuşulduğu gibi fayların nerede oldukları ve ne zaman kırılacakları değildir! Yapılacak ilk iş zemin yapısı, mevcut yapı kalitesi ve tekniği ile yapım yılı ve kat yükseklikleri de dikkate alınarak hazırlanan risk haritalarının hazırlanması ve ardından önem sırasına göre dönüşümün bir uçtan başlamasının sağlanmasıdır. Bu çalışmalar devam ederken makul bir süre verilerek mevcut yapıların performans analizlerinin yapı maliklerince yapılmasının teşvik edilmesi, eğer yapı malikleri yapmaz ise bunun ilgili idarece resen yapılmasının sağlanmasıdır. Bu konuda gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının gerekse belediyelerimizin elinde kanunla verilmiş yetkiler fazlası ile mevcut durumdadır. Yine makul bir süre verilerek binaların Sayın Bakanımız Murat Kurum tarafından da açıklandığı şekilde konunun uzmanı inşaat mühendislerince hazırlanan performans raporlarının - yapının deprem etkileri karşısında dayanımlarını belirten çalışma- hazırlanması ve yapı etiketlerinin oluşturulmasıdır. Bu sayede hem yapı sahipleri, hem kullanıcılar, hem ziyaretçiler hem de müşteriler yapı hakkında bilgi sahibi olacaklardır. Bu alım satımı kısaca değer kavramını doğrudan etkileyeceği için güçlendirme gerektiren ve güçlendirilebilecek durumda olan yapılar hızlıca tekniğine uygun olarak güçlendirilecek ve oluşabilecek riskler ortadan kaldırılacaktır. Güçlendirilemeyecek durumda olan yapılar ise kentsel dönüşüm kanunun sağladığı kolaylıklar ile kısa sürede dönüştürülecektir. Her depremden sonra ortaya atılan ve yıkılan binalarda taşıyıcı sisteme müdahale edildiği yönündeki söylentilerin önüne geçmek, müdahale var ise önceden belirlemek, yapıda önceki depremler yada korozyon vb. sebeplerle ortaya çıkan ama mal sahibince fark edilmesi zor hasarların zamanında tespit etmek için, Bakanlık yada ilgili Belediyece Yapı Denetimlerde olduğu gibi atama usulü ile belirlenecek İnşaat Mühendisleri, Mimar, Elektrik ve Makine Mühendislerinden oluşan bir kurulca yapının belirli periyotlarda incelenmesi, kısaca vizelenmesini sağlayacak yasal düzenlemenin yapılması da en önemli gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapıda kullanım amacı değişiklikleri, yapısal müdahaleler, imara aykırı uygulamalar, patlama, yangın vb. sebeplere sebep olacak tüm ayrıntıların ortaya çıkması hem Belediyelerimizin hem de ilgili kurumların işini büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Yeni yapılacak yapılarda ise projelendirilmeden başlayarak, projeye uygun şekilde yapımın da sıkı sıkıya kontrol edilmesi gereklidir. Yapının cinsine göre Şantiye Şefi seçimi, bu şantiye şeflerinin yapıdaki kusurlardan Yapı Denetim firmaları ile birlikte sorumlu olduğu, etkin denetimin yapılıp yapılmadığının Bakanlığın ve Belediyelerin ilgili birimlerince sıkı sıkıya kontrol edildiği, denetim zafiyetinde ağır cezaların öngörüldüğü ve bu cezaların hızlıca verildiği bir sistemin oluşturulması kağıt üzerinde değil fiili olarak sağlanmalıdır. Yapı Denetim Firmalarında diplomaların kiraya verilmesi mutlak surette önlenmeli, fiili çalışmanın tesis edilmesi, şantiye şefliği kavramının kâğıt üzerinde göstermelik olmaktan çıkarılması için gerekli denetim mekanizmasının oluşturulması hayati önem arz etmektedir. Unutmayalım ki, “İnşaat işi kılıfına uydurulacak bir konu olmayıp, layığı ile yapılması gerekli bir iştir!” Sağlıkla, huzurla kalın…. Dr. S. Kamil AKIN İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Konya Şube Başkanı KTO Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi