Konya
°C
Yeni Meram

GİDİYOR GİDECEK OLANLAR

GİDİYOR GİDECEK OLANLAR- Mehmet HANÇERLİ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
29.05.2023 01:04
28.05.2023 12:06
0
1544
ABONE OL

Bugün de gündemimizde, seçimi ele alacağız. Bir taraftan Cumhur İttifakı diğer taraftan Millet İttifakı kıyasıya bir yarışın içerisinde oldu. Seçimin 14 Mayıs'ta yapılan 1. turunda parlamentoda çoğunluğu Cumhur İttifakı sağladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise kıl payı tabir edilen bir farkla Cumhur İttifakı'nın adayı Sayın Erdoğan, 49,50 oy oranı ile seçimi birinci bitirdi ancak cumhurbaşkanlığı seçimi 50+1 gerektirdiğinden 28 Mayıs'ta ikinci tura kaldı. İşin garabeti şu: Niçin
“50+1 oy gerekli de, en fazla oy alan aday cumhurbaşkanı olacaktır” demedik? Yapılan Anayasa değişikliğinde bu düşünülmemiş.
Sadece bu seçim için söylemiyoruz. Mesela 3 aday yarışsa bir tanesi yüzde 48 olsa, diğer iki aday da yüzde 52 oy almış olsa, diğer iki adayın birleşmesi ve ganimetlere ulaşması halinde yüzde 48 oy alan adaydan çok daha az bir oy oranı ile cumhurbaşkanı seçilecek!
Bu seçimde 2 aday 2. tura kaldı. Sayın Erdoğan ve Sayın Kılıçdaroğlu. Diğer aday Sinan Oğan yüzde 5,17 oy alarak 2. tura kalamadı. Tuhaf olan şu, Sinan Bey, Cumhur İttifakı'nı desteklerken 1. turda onu destekleyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Millet İttifakı'nı destekledi. En çarpıcı mesaj da, “Kılıçdaroğlu kazanırsa iç savaş çıkar” diyen Özdağ, Kılıçdaroğlu'nun saflarına katıldı. Devletin en yüce kurumlarından içişleri bakanlığı, HDP çekincesiyle gizli kapılar ardında Sayın Özdağ'a verilmiş ise, o zaman iç savaşı bastırma görevi Sayın “genel başkan bakan”a mı verilmiş olacak?
CHP orijinli Millet İttifakı'nın bir söylemi vardı. “Geliyor gelmekte olan” ve dahi “Her şey güzel olacak.” sandık bilindiği gibi değil. Siyasilerin söylemlerini, dilek ve temennilerini bazen tutmayıverir. Mesela tam tersini işleme koyarsa, ki bu sandıktır ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Vatandaş temayülü doğrultusunda bütün söylemler tepe taklak gider.
“Gidiyor gitmekte olan” tabiri eksik olur, yarım olur. “Gidiyor gitmekte olanlar” demek lazım. Sayın liderlerin tamamı seçimi çantada keklik gördüklerinden yanıldılar. Zira hiç biri milletvekili adayı olmayıp Sayın Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığında, başkanlığında onun en saygın yardımcıları olacaktı. Efendim, hepsini anladık ancak 2 CHP'li belediye başkanının Sayın Akşener'in “olmazsa olmazı” konumuna girerek reisicumhur yardımcısı olması şartını anlayamadık.
Seçimin bir faydası da şu olacak, İstanbul ve Ankara belediyeleri, belediye başkanlarına kavuşacak. Bir de çok önemli hukuk problemi de çözülmüş olacak. Cumhurbaşkanı yardımcısı aynı zamanda belediye başkanlığı da yapabilir mi? Kişi kapasiteli olursa üç görevi bile üstlenir. İspatı da yapıldı zaten. 14 Mayıs Pazar gecesi iki değerli başkanımız yalan yanlış ne kadar bilgi varsa aktarmadılar mı?
Devletin kurumlarını yalancılıkla suçlayıp seçimi kazandıklarını vurguladılar. Sonrası malum. Partili müşahitlerin ıslak imzalı evraklarını toplayın eğer fark yok ise kandırdığınız toplumdan özür dileyin. Herkes işini yapacak. Siyaseti iyi bilenler, bu işin duayeni Sayın Erdoğan gibi siyaset yaparken sizler Ankara ve İstanbul'dan aldığınız yetkiye istinaden belediye başkanlığınızı yapın. İnsanın gözünün içine baka baka yalan söylemek “şehr'ül emin”e uymaz.
Başlığa döndüğümüzde gidecek gitmekte olanlar diyeceğiz. Parti liderlerimiz milletvekili olamadılar. CHP ve İYİ Parti haricinde grubu olan da yok. Umarlar ki altılı masayı kurduranlar grup kurdurma veya grup ittifakı noktasında (milletvekili transferi de dahil) yardımlarını esiremezler.
CHP'ye geldiğimizde kendini hesap uzmanı olarak gören Sayın Kılıçdaroğlu, 0,33'lük bir Millet İttifakı'nın küçük partileri sayabileceğimiz partilere 38 milletvekili bağışlamıştır. Sayın Mehmet Sevigen gibi düşünenler çoğalabilir. CHP zaten eskiden beri havada sandalyelerin uçuştuğu kurultayları sever. Tahminimiz parti içerisindeki delege çoğunluğunu elinde bulunduran Sayın Kılıçdaroğlu, en azından aday belirleme noktasında yardımcı olmak adına yerel seçimlere kadar en az 10 ay genel başkanlığı devretmemek adına direnir.
Orada kalması da doğaldır. Zira kaybedilen ilk seçim değildir. Partililer de anlayışla karşılayacaktır. Zaten CHP felsefesi itibariyle iktidar olmayı hedefleyen değil, muhalefette kalmayı garantileyen bir partidir.
Şunu da vurgulamak gerekir ki rahmetli Erdal İnönü gibi, Kemal Kılıçdaroğlu gibi parti başkanları nahif kişilikleri ile ön plandadır. Zaten iktidarların da istedikleri bu tür iddiası olmayan nahif kişilerdir.
Altılı masanın diğer ortaklarının bundan sonraki tavırlarını birlikte göreceğiz.
Bazı partiler başkanlar tarafından bazı partiler de liderler tarafından idare edilir. Liderler iktidarda, başkanlar muhalefette olurlar.

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.