Bakan Soylu, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının kamuda görevlendirilmesi ve mesleki yeterlilik konularında Bakanlık’ta düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Geçen yıl şehit edilen polis memuru Tansu Aydın’ın Vietnamlı eşine maaş bağlanıp bağlanmayacağına ilişkin bir soru üzerine Soylu, Emekli Sandığı Kanunu’nun aslında buna cevap vermediğini belirterek, kanunda “Bu kişi, şehit olduğu tarihte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ise bu sağlanabilir ama vatandaşı değil ise bu sağlanamaz” hükmünün yer aldığını aktardı.
Bakan Soylu, bu problem görüldüğünde Bakanlar Kurulu kararı ile 5 Ağustos 2015’te Vietnamlı eşin Türk vatandaşı yapıldığını ancak başka bir sorunun daha bulunduğunu ve ilgili kanunun buna da cevap vermediğini bildirdi.
Soylu, “İlgili kanun diyor ki ‘hayır şehit olduğu tarihte olacak.’ O açıdan yeni bir düzenleme ortaya koymak gerekiyordu. Biz bu konuda aileleriyle de görüştük. Şehit eşimizin babası tedavi görüyor, hem annesiyle hem kardeşleriyle hem ilk eşiyle, çocuğuyla, çünkü orada maaş alan bir çocuğu var. Bütün bu değerlendirmelerden sonra ağustos başı itibarıyla inşallah Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından şehidimiz Tansu Aydın’ın eşine maaş bağlanacaktır.” diye konuştu.
Toplam 6 bin 113 engelli memur alınacak
Engelli memur atamalarına ilişkin bir soru üzerine de Soylu, “İlkokul, ortaokul eğitim seviyesinden bin 220 kişi, ortaöğretim seviyesinden 2 bin 514 kişi, ön lisans eğitim seviyesinden bin 340 kişi, lisans eğitim seviyesinden de bin 39 kişi olmak üzere, toplam 6 bin 113 engelli memur alımı yapılacaktır.” bilgisini paylaştı.
Bakan Soylu, 2016 Engelli Kamu Personel Seçme Sınavı (EKPSS) sonuçları ve kura başvuruları ile ÖSYM’nin tercih kılavuzunda yer alan şartlara göre, 13-22 Temmuz tarihlerinde başvuruların yapılabileceğini vurguladı.
Soylu, emeklilere promosyonla ilgili bir soru üzerine, bu konuyu daha önce açıkladığını ifade etti.
Emeklilikte yaşa takılanlar
Emekliliğin insan hayatının önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Bakan Süleyman Soylu, şöyle devam etti:
“Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili bir düzenleme yaptığımız andan itibaren, bugün itibarıyla söylüyorum, 1 milyon 700 bin kişiyi emekli yapmak zorundayız. 300-400 bin rakamları nereden çıkıyor, hiç bilmiyorum. Bizim böyle bir gücümüzün olmadığını söylemek istiyorum sadece. Bunu sürdürülebilir bir hale getiremeyiz. Biz aktif-pasif oranını artırmak yerine, bu oranı belki de Cumhuriyet tarihinin en negatif noktasına çekmiş oluruz. Yani çalışanların emeklilere oranı. Bizim projeksiyonlarımız inşallah 2050 yılı gibi bu rakamı 2,5’ların üzerine taşıyabilme gayretini gösterebilmektir. Sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülebilirliği esastır. Emeklilikte ne kadar yaşa takılan var diye merak ederseniz, onu da söyleyeyim, 7 milyon 100 bin kişi. Bu süreç içerisinde peyderpey yaşı geldiğinde emeklilikte yaşa takılanlar… O zaman bizim sosyal güvenlik reformunun tamamen rafa kaldırılması ve tamamen geçmiş dönemlerde yaşadığımız emeklilikle ilgili sürecin Türkiye’de tekrar yaşanması ve gelir, gider dengemizin tamamen altüst olmasını getirebilecek bir sonuçtur.”
Dünyada kişi başına milli geliri 30-40 bin dolar seviyesinde olan ülkelerin emeklilik yaşını 67-70’e çıkardıklarına işaret eden Soylu, “Bizden daha rahatlar, kişi başı gelir seviyeleri bizden daha yüksek ve sürekli emeklilik yaşını yükseltiyorlar. Sisteme erken emekliliği koyduğumuz andan itibaren bunu sürdürülebilir kılamayacağımızı bir kere daha üzülerek ifade etmek istiyorum.” diye konuştu.
Beklentileri olan vatandaşların bulunduğunu anlatan Bakan Soylu, “Ama bir devlet yapamayacağı bir şey için umut vermemelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Son tarih bugün
Bakan Soylu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kamu kurum ve kuruluşlarında 50 kişiden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerine ilişkin yürürlük tarihinin 1 Temmuz 2016 olması itibarıyla, hem bu kanun hem de Mesleki Yeterlilik Kanunu kapsamı ve uygulama süreci hakkında kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve bu geçiş sürecinde kafalarda oluşacak soruları gidermek adına toplantıyı düzenlediğini bildirdi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ilk olarak 30 Haziran 2012’de kabul edildiğini anımsatan Soylu, kanun çerçevesinde iş yerlerinin “Çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli iş yerleri” olarak sınıflandırıldığını, bu sınıflara yönelik olarak iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi hizmetine ilişkin yükümlülüklerin düzenlendiğini kaydetti.
Kanunun uygulanmasında sıkıntı çekilmemesi için yürürlük tarihinin bir kaç kez ötelendiğini ifade eden Soylu, son yürürlük tarihinin ise bugün olduğunu vurguladı.
Dün bir alışveriş merkezindeki iskele kazası sonucunda insanların yaralandıklarını aktaran Soylu, “Her meslek hastalığı ve her iş yerindeki iş sağlığı ve güvenliğine uymamaktan kaynaklanan sonuç, insanımıza da, insanlığa da önemli bir maliyet ve acı olarak fatura ediliyor.” diye konuştu.
Soylu, her çalışanın sağlık ve güvenliğini korumanın, her kesimin, yani devlet ve hükümetin, iş yeri sahiplerinin ve orada çalışanların görevi olduğunu ifade etti.
Önleyici bir yaklaşım
Kazalar ve hastalıklarla oluşan can kaybının önüne iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile geçileceğini anlatan Bakan Soylu, bu kapsamda, kanun gereği çalışanların tehlike sınıfına göre düzenli sağlık kontrolünden geçirileceğini belirtti.
Kanun kapsamında, her iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verileceğini, iş sağlığı güvenliği konusunda çalışanların görüşlerinin alınacağını, acil durum planlarının yapılacağını, her yıl tatbikatların yapılacağını, kazalar olmadan önce risk değerlendirmesinin yapılarak tedbirlerin alınacağını, çalışanların hayati tehlike içeren durumlarda çalışmaktan kaçınabileceklerini ifade eden Soylu, ayrıca nitelikli ve verimli bir ortamın oluşmasının, önleyici bir yaklaşımla çalışanların sağlık ve güvenliğinin sağlanacağını aktardı.
Soylu, uygulamaya ilişkin şu bilgileri verdi:
“1 Temmuz 2016 itibarıyla tüm kamu iş yerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri zorunlu hale gelecek. 50’den az çalışanı olan az tehlikeli iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri zorunlu hale gelecek. Kamu kurumlarında bu yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi için kurumda görevli mevcut belgeli personel içerisinden ya da diğer kamu kurumlarından belgeli personel görevlendirilebilecek veya yetkili Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) veya Toplum Sağlığı Merkezlerinden (TSMB) bu hizmeti alabilecek.”
İşveren hizmetleri kendisi yürütebilecek
Bakan Soylu, tehlikeli sınıfındaki iş yeri ve çalışanlarına ilişkin, şunları kaydetti:
“Az tehlikeli işletme sayısı 1 milyon 20 bin 771, çalışan insan sayısı 6 milyon 638 bin. Tehlikeli iş yeri sayısı 386 bin 844, çalışan sayısı 3 milyon 992 bin, çok tehlikeli iş yeri sayısı ise 282 bin 93, çalışan sayısı 2 milyon 689 bin.”
Soylu, bugünden itibaren 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde, işveren veya işveren vekilinin, eğitim almak şartıyla iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendisinin yürütebileceğine işaret etti.
“Yeterli donanım bulunuyor”
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulabilmesi için yeterli donanımın mevcut olduğunu açıklayan Soylu, “Belgesi olan iş güvenliği uzmanı sayısı 98 bin 96, iş yeri hekimi sayısı ise 28 bin 974.” dedi.
Fiilen çalışan iş güvenliği uzmanı sayısının 28 bin 846, iş yeri hekiminin de 12 bin 419 olduğuna vurgu yapan Bakan Süleyman Soylu, hizmeti verebilecek gerekli iş güvenliği uzmanı sayısının 19 bin 717, iş yeri hekimi sayısının da 8 bin 709 olduğunu aktardı.
“1 Ocak 2017’ye kadar izleme sürecimiz olacak”
Kanunun bugünkü yürürlük tarihinin ardından, sürecin işleyişine ilişkin de açıklamalarda bulunan, Bakan Soylu, şunları kaydetti:
“1 Temmuz 2016’da süreç başladı. Biz hem mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğunu hem de iş sağlığı ve güvenliği konusundaki süreci ertelemedik. Ama başka bir şey getirdik. 1 Ocak 2017 tarihine kadar, bakanlığımız inisiyatif alarak bu 5-6 aylık süreci, bir izleme kontrol süreci olarak değerlendiriyoruz. 1 Ocak 2017 tarihine kadar müeyyidelerle ilgili izleme ve değerlendirme sürecimiz olacak.
Biz iki türlü teftiş yapıyoruz. Birincisi program, ikincisi şikayet üzerine. Programlı teftişlerde bu yıl ne iş sağlığı güvenliği ile ilgili bir süreç söz konusudur ne de mesleki yeterlilik belgesi ile ilgili bir süreç söz konusudur. Ancak şikayete yönelik bir denetleme olabilir. Bu konuda yayınladığımız genelgeyle, bu konuda sadece rehberlik edici, yol gösterici, müeyyideden yoksun bir denetleme ortaya konacaktır 1 Ocak 2017’ye kadar. ‘Siz bunu ne kadar süre içinde yapabilirsiniz’ diyen bir bilgilendirme, izleme ve kontrol süreci söz konusu olacaktır.”
Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin 25 Haziran’dan itibaren kanunen zorunlu olduğunu anımsatan Soylu, “Orada da 1 Ocak 2017 tarihine kadar bir izleme ve kontrol sürecini ortaya koymuş bulunuyoruz.” diye konuştu.
848 meslek standardı hazırlıklarının bulunduğunu, bunların 644’ünün Resmi Gazete’de yayımlandığını bildiren Soylu, 11 meslek standardının da yayımlanmak üzere hazırlandığını anlattı.
Şu ana kadar 65 bin belgenin verildiğini, bunun 46 bin 80’inin çok tehlikeli ve tehlikeli işler için olduğunu kaydeden Soylu, yaklaşık 47 kuruluşun belge vermeye yetkili bulunduğunu sözlerine ekledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu: Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili düzenlemeye gücümüz yok