Çocuklar Bambu Yaşam Evi’nde gerçek çocukluklarını yaşıyor

Bir çocuğun kalbini, zihnini ve ruhunu geliştirmeyi hedefleyen Bambu Yaşam, Kreş ve Gündüz Bakımevi, çocuğun doğaya yakın olması ve bireyselliğini güçlendirmeyi ön planda tutarak eğitim veriyor. Yaşadıkları bir kreş deneyiminin ardından kreş açmaya karar verdiklerini ifade eden Bambu Yaşam, Kreş ve Gündüz Bakımevi Kurucularından Mehmet Biçer, “Biz kuşun, taşın, suyun, toprağın, karıncanın yani bilcümle varlığın insan kadar değerli addedildiği bir ortam hayal ettik. Doğanın bir parçası olduğumuzu ve ondan korkmadan yaşamamız gerektiğini çocuklara hissettirmek tek gayemiz. "hava soğuk çıkamayız" , "aman dikkat et çamura basma"larla değil yağmurda topraktan gelen su sesi de dahil her mevsimi yaşasınlar istedik. Sağlıklı yemekler yesinler, ağaca dokunsunlar, masallarla büyüsünler, zararlı hiçbir kimyasalla temas etmesinler istedik. Bu inançla ve güvenle yola çıktık. Çeşitli yaklaşımlardan ilham aldığımız okulumuz, herkesin hakim olması, benimsemesi ve yaşaması gereken bir sistem” dedi.

“VELİLERİN GÖZÜNDE İKİNCİ BİR ANNE VE BABA ROLÜNDEYİZ”

Yaşadıkları bir kreş deneyiminin ardından kreş açmaya karar verdiklerini ifade eden Bambu Yaşam, Kreş ve Gündüz Bakımevi Kurucularından Mehmet Biçer, “Ben aslen Konya Bozkırlı olup 31 yaşındayım. Eşim Psikolojik Danışmanlık ve Rehber Öğretmeni. Kendim daha önceden özel bir dil okulunda şube yöneticiliği yapmaktaydım. Kreş açma düşüncemiz hep vardı. 3,5 yaşındaki kızımız için daha önceden bir kreş deneyimimiz oldu ve bu deneyimimiz sonucunda yeteri kadar kalitede verim alamadık. Bu durum da bizi insanlara faydalı olmak adına kreş sektörüne sevk etti. Kreş insanlarımızın gözbebeklerini emanet ettikleri yerdir. Çünkü çocuklar vakitlerini daha çok kreşlerde geçiriyorlar. Biz velilerin gözünde ikinci bir anne ve baba rolündeyiz. Kendi çocuğumda buraya geliyor ve ailelerin içlerinin çok rahat olmasını istiyoruz” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZ BURADA GERÇEK ÇOCUKLUKLARINI YAŞIYORLAR”

Bambu Yaşam Evinin teknolojiden tamamen uzakta olduğunu belirten Biçer, oyuncak ve materyallerin tamamen doğal ve ahşaptan olduğunun altını çizerek sözlerine şu şekilde devam etti; “Bambu Yaşam, yaşamın doğal bir başlangıcı demektir. 80’li ve 90’lı sokakta vakit geçirerek eğlenen çocuklar nasılsa, buradaki çocuklarımızda onlar gibi doğal yöntemler ile öğreniyor. Maalesef ki şuan hiçbir çocuğun teknoloji ile iç içe olmaması mümkün değil. Ama olabildiğince buna bağımlı olmaktan daha çok bir dengenin olması tarafındayız. Bizler burada doğal yaşam ile çocukların alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Burada kesinlikle çocuklarımız teknoloji ile iç içe değiller. Oyuncaklarımız ve bahçe alanındaki materyallerimiz tamamen doğal. Çocuklar kendi oyunlarını kendileri kuruyorlar. Bu oyuncak ve oyunların tüm materyalleri ahşaptan. Aslında çocuklarımız burada gerçek çocukluklarını yaşıyorlar.”

“DAHA KALİTELİ BİR EĞİTİME ODAKLANDIK”

50 kişilik kontenjan ve 7 kişilik uzman eğitim kadrosu ile hizmet verdiklerini de söyleyen Biçer, “Okulumuzun kontenjanı normalde 70 kişiliktir. Fakat biz bu rakamı 50 gibi bir rakamda sınırlamayı düşünüyoruz. Sayıyı çoğaltıp eğitim kalitesinin düşmesinden ziyade daha VİP bir eğitime odaklandık. Kreşimizdeki yaş aralığı ise 2 ile 6 yaş arasıdır. 7 kişilik eğitim kadromuz mevcut. Burası bir açıdan okul öncesi eğitimdir. Pazartesi’den Cuma’ya kadar haftanın 5 günü hizmet vermekteyiz. Kurumumuz sabah 7.30’da açılıyor akşam 18.00’e kadar eğitim veriyor. Sabah kahvaltısı ile birlikte güne başlıyoruz. Kahvaltımızı öğrencilerimiz ile birlikte hazırlıyoruz. Yediğimiz ve içtiğimiz tüm ürünler de doğaldır. Çocuklarının ne yiyip içtiğini velilerimizde görebiliyor. Daha sonra sıradan eğitimlerden ziyade doğal eğitimler ile çocuklar kendi oyunlarını kendileri kuruyor. Biz onları sadece yönlendiriyoruz. Bu durum çocukların kendi el ve motor becerilerini geliştirmesi açısından çok önemli. Bunların dışında havaların iyi olduğu zamanları kesinlikle kaçırmıyoruz ve yaptığımız etkinleri daha çok doğal ortamlara ve bahçeye taşımak istiyoruz. Bunun dışında orman günlerimiz oluyor ve elimizde mercekler ile doğada incelemeler yapıyoruz. Yine spor faaliyetlerimiz oluyor” dedi.

“VARLIĞIN İNSAN KADAR DEĞERLİ ADDEDİLDİĞİ BİR ORTAM HAYAL ETTİK”

Okulun, herkesin hakim olması, benimsemesi ve yaşaması gereken bir sistem olduğunu da ifade eden Biçer, “Bir çocuğun kalbi, zihni ve ruhunu geliştirmeyi, merak eden, çocuğun doğaya yakın olması ve bireyselliğini güçlendirmeyi ön planda tutan, bilgiye ulaşmanın yollarını bilen, iletişim becerileri kuvvetli ve kendine özgü bireyler yetiştirmeyi hedefledik. Bu yüzden biz kuşun, taşın, suyun, toprağın, karıncanın yani bilcümle varlığın insan kadar değerli addedildiği bir ortam hayal ettik. Doğanın bir parçası olduğumuzu ve ondan korkmadan yaşamamız gerektiğini çocuklara hissettirmek tek gayemiz. "hava soğuk çıkamayız" , "aman dikkat et çamura basma"larla değil yağmurda topraktan gelen su sesi de dahil her mevsimi yaşasınlar istedik. Sağlıklı yemekler yesinler, ağaca dokunsunlar, masallarla büyüsünler, zararlı hiçbir kimyasalla temas etmesinler istedik. Bu inançla ve güvenle yola çıktık. Çeşitli yaklaşımlardan ilham aldığımız okulumuz, herkesin hakim olması, benimsemesi ve yaşaması gereken bir sistem. Bambu Yaşam bizim yeni yuvamız. Doğal akış, sadelik, toprak ve ağaç dolu bir bahçe, oyun dolu bir dünya, şeffaf her an içeride olma özgürlüğüne sahip ebeveynler ve çocuklar” diye konuştu. Hüseyin MENEKŞE