Her şehrin bir ruhu olduğunu, bu ruhu yaşatmanın, şehri yaşatmak olduğunu anlamak, anlatmak, anlatılmasına vesile olmak güzel şey.
Şehir bazen, kendi içinden, kendi bağrından çıkardığı evlatlarıyla, bazen şehrin başına getirilen yöneticilerle kendini hatırlatır.
Dönem dönem şehrin ruhunu görmezden gelenler, farkına varanlar, şehrin ruhuna saygıda kusur etmeyenler olmuştur.
Kendini şehrin üzerinde, üstünde görenlerin,
Şehrin o insanlara katmış olduğu değeri fark edemeyenlerin,
O şehrin adıyla yüceldiklerini ve yükseldiklerini göremedikleri dönemlerde yaşar şehirler.
Şehrin tanınırlığıyla, bilinirliğiyle, azametiyle karşılandıklarını ve uğurlandıklarını göremeyenler ve bilemeyenlerde olur.
Şehir hancı, konan-göçenler, bir süreliğine kalanlar yolcudur oysa…
Ben bu şehre değer kattım,
Ben olmasaydım,
Ben tanıtmasaydım,
Ben…ben…ben…diye her şeyi kendinden ibaret sayanlara,
Şehir der ki;
Sen olmadan önce ben buradaydım,
Sen çekip gittikten sonra da yine burada olacağım!
Konya’nın, bir Başkent olduğunu,
Selçuklu medeniyetinin temsilcisi olduğunu,
Kudüs’e kalkan olan, Kılıçaslanların, Sultan Mesud’ların emaneti bir şehir olduğunu,
İstiklal savaşının sırtını dayadığı bir şehir olduğunu kimse unutmamalı,
Bu özelliği unutturulmamalı!
Tarih ve kültür bu şehrin her köşesinde, her bucağında yaşamalı, yaşatılmalı!
Şehirde, bugünlerde ve sonrasında yapılacak birçok önemli esere, Konya’nın ruhunu aksettiren, yaşatan, hatırlatan isimler konmalı.
Böyle yapılmadığında nasıl yaşatacaksınız şehrin ruhunu?
Değilse şehrin ruhunu yaşatmak, ayakta tutmak lafta kalır.
Üzerinde konuşulan, tartışılan ve karara bağlanan konular, hususlar dosyalanıp, rafa konursa, raflarda tozlanır kalır.
Şehrin ruhu dediğimiz nesne ne görülür, ne de elle tutulur.
Lakin bu ruh;
Şehir için samimiyetle yapılanları, düşünülenleri, tasarlananları bilir,
Niyetlerin ne ölçüde halisane olup olmadığı hisseder.
Şehirler, iyiliği de, kötülüğü de, unutmaz
Şehrin hafızasında her şey satır satır, harf harf, noktasına virgülüne varıncaya kadar yazılıdır.
Ne bozulur, ne kaybolur, ne de silinir.
İster yüz yıllık isterce bin yılın üstünde olsun, şehir bütün her şeyi en ince teferruatına kadar hatırlar.
Şehirler vefakârlık konusunda insanlardan çok daha vefalıdır.
Şehre kin içten ve samimi duygularla bağlanmış, sevdalanmış, şehrine hizmet için gecesini-gündüzüne katmışsa, şehir o insanları ne unutur, nede unutturur.
Hasisler, kıskançlar, kendini beğenmişler, küçük dağları ben yarattım havasına bürünmüşlerin hiç birinin şehirlerde esamisi bile okunmaz.
Şehir onların her birini en kısa zamanda siler, kıskançlıkları ve hasetlikleriyle ibret olsunlar diye birlikte unutturur.
*****
Konya kadim bir şehir, Kadim bir medeniyetin göz bebeği.
Kılıçaslanlar şehri.
Başta Mevlana olmak üzere, gönül sultanlarının postlarını serdiği, ulu sultanların otağlarını kurduğu şehir.
Anadolu başkentlerinin en gösterişlisi, en çok tanınanı, üzerinde en fazla konuşulanı.
Bazen unutulanı!
Bazen hatırlananı!
Bazen hatırlanıyormuş gibi yapılanı!
Konya, üzerinde kurulduğu ovanın ona verdiği güçle, binlerce yıldan beri tarıma yakın, tarıma sevdalı, tarımla iç içe, tarımın kalbinin attığı mümbit bir ovanın en nadide çiçeği.
Tarım şehri olma özelliği, tarihinden, coğrafi konumundan, şehir olarak kurulduğu alanın özenle seçiminden belli.
Kim ne derse desin Tarım öncelikli bir şehir burası.
Tarım’ın tanıttığı,
Kültür ve medeniyetlerin buluştuğu,
Yollarının kesiştiği,
Kervan yollarının kervanlarla birlikte soluklandığı,
Ticaretin ve zenginliğin kavli karar edip yerleştiği bir şehir Konya.
Bu şehir birçok unvanı da hak eden bir şehir oldu
Bizler bu şehre, Selçuklunun Payitahtı dedik…Mevlana şehri dedik…Sanayi şehri dedik…Turizm şehri dedik…Kültür şehri dedik…Üniversiteler şehri dedik…Müzeler şehri dedik…Kongreler şehri dedik…
Şehrimiz her türlü övgüye layık olsun istedik…
Konya bir koltukta bir kaç karpuzu taşıyabilecek bir şehir mi?
Hem de rahatlıkla…
Sevgili okurlar!
Bütün mesele, Konyanın ruhunu anlayabilmekte…Bunu başardığımız gün, Konya’nın yıldızı çok daha fazla parlayacak!
Konya için; Bir olmak, beraber olmak, el ele vermek, sen-ben demekten vazgeçmek, sizden-bizden defterlerini kapatmakla işe başlayabiliriz.
Çünkü bu şehir hepimizin şehri!
Beni Seven Ardımdan Gelsin
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.