Buğday rekoltesinde düşüş bekleniyor

Nisan ayının son haftasında Mardin’de düzenlenen Ulusal Hububat Konseyi (UHK) 2025 Hasat Öncesi Hububat Kongresi’nin sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşıldı. 26 Nisan’da Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi ve çeşitli sanayi ve ticaret odalarının katkılarıyla gerçekleştirilen kongreye 400’ün üzerinde sektör temsilcisi katıldı.

Kongrede, üretim planlaması, sözleşmeli üretim, tarım arazilerinin etkin kullanımı, kayıtlı üretim ve yeni destekleme modeli gibi tarımsal politikalar gündeme alındı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın da katıldığı kongrede, son bir yılda yürürlüğe giren uygulamalar değerlendirildi.

Buğday Rekoltesi ve İklim Etkisi

Kongrede açıklanan sonuç bildirgesinde, buğday ekim alanlarının son üç yılda 6,8 milyon hektardan 7,6 milyon hektara yükseldiği vurgulandı. Ancak 2025 üretim yılında yaşanan kuraklık ve düşük sıcaklıklar nedeniyle buğday rekoltesinin 20 milyon tondan 18,65 milyon tona gerileyeceği öngörüldü. “Buğday açısından bu üretim yılının iklim parametreleri yönüyle değişkenlik gösterdiği, son 65 yılın en kurak yılının yaşandığı” tespiti bildirgede yer aldı.

Özellikle Nisan ayının 10-12’si arasında yaşanan -15 derecelik düşük sıcaklıkların, İç Anadolu ve geçit bölgelerinde erken ekim yapılan ve uyumsuz çeşit kullanılan tarlalarda zarara yol açtığı belirtildi.

İLGİLİ İÇERİK Suyu çekilen Beyşehir Gölü, meraya dönüştü Konya

Uluslararası Buğday Piyasası ve Yem Üretimi
Bildiride, Karadeniz havzasında buğday, arpa ve mısır fiyatlarının artış eğiliminde olduğu ifade edilerek, buğdayın 255-260 dolar/ton, arpa ve mısırın 235-240 dolar/ton seviyelerinde işlem gördüğü belirtildi. Türkiye’nin karma yem üretiminin 2024’te 23,9 milyon tona ulaştığı ve özellikle büyükbaş ve küçükbaş yem üretiminin bu artışta etkili olduğu kaydedildi.

Öneriler ve Talepler
Kongre sonuçlarında, Karadeniz bölgesinde “Gıda Güvenliği Zirvesi” düzenlenmesi ve Türkiye’nin liderlik yapması önerildi. Yurtdışında arazi kiralayarak stratejik ürün üretimi için program geliştirilmesi, üretim planlamasının sürdürülmesi, destekleme modellerinin güncellenmesi ve Güneydoğu Anadolu’da ikinci ürün olarak mısır tarımının teşvik edilmesi talepler arasında yer aldı.

“Üreticilere erken ekimden, aşırı sulama ve gübreleme uygulamalarından kaçınmaları, bölgeye adapte olmuş çeşitleri tercih etmeleri tavsiye edilmiştir.” ifadesiyle teknik yönlendirmeler yapıldı. Ayrıca, kırsal nüfusun yaşlanması ve gençlerin tarımdan uzaklaşması gibi sorunlara karşı, tarımsal eğitimli genç ve kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık uygulanmasının önemi vurgulandı.