Bizanslılar Müslümanların hediye gönderdiği sabunu yiyecek sanmış

“İsa’nın Yamalı Gömleği” ve “İslam Düşüncesinin Tarih Yapıcı Rolü” isimli yayınlanan iki kitabına atıfta bulunan Ahmet Sait Mermer, Hz. İsa’nın gömleğinin “yamalı” olması, Batı tarafından onun öğretilerine yapılan eklemeler ve değişiklikler anlamına geldiğini, bir kumaşa yama yapmak için önce yırtmak gerektiğini, Batı düşüncesinin Hristiyanlığı birçok noktada “yırtıp” tekrar şekillendirdiğini dile getirdi.

325 yılındaki İznik Konsülü’nün önemli bir kırılma noktası olarak değerlendiren Mermer, Roma İmparatoru Konstantin’in öncülüğünde toplanan konsülde, İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğu fikri kabul edilerek Hristiyanlığın kurumsallaşma süreci başladığına değinerek “ Batı düşüncesini tahlil ederek ‘Hazreti İsa’nın Gömleği’ kitabında mecazi anlamda parçalayıp yıkıyorlar.” dedi.

Tahrip ettikleri İncil’in tarihsel sürecini tahlil ederek tarih yapanların peygamberler olduğunu hikmeti, ilmi, hakikati peygamberlerin dile getirdiğini söyleyen Mermer, “Tarihi peygamberler inşa etmiştir. Ümmeti Muhammet tarih yapmaya devam etmiştir, insanlığa ilmin hikmetini göstermişlerdir. Batı medeniyeti Hazreti İsa’ya inandığını sanarak Hazret-i Adem’in cennetten kovulmasından dolayı her doğan kişi günahkar olarak görülür. Bu kişiler aynı zamanda hastalıklı doğar. Hazreti İsa’yı ikonlaştırarak bu günahtan kurtulacaklarını düşünürler. Her insan hasta doğar mantığı, hastalıkları önceleyen bir anlayışı ortaya koyar. Bizim inancımızda doğan herkes günahsızdır küfre düştüğünde cezalandırılır. Batı’da hastalık önce, şifa sonra gelir, bizde ise tam tersidir. Hayata kendi inancımız açısından bakmalıyız.”

BATI’NIN ŞİFA ANLAYIŞI

“Ecza” kelimesinin anlamı üzerinde duran Mermer “Ecza”, “cüzler, parçalar” anlamına geldiğini parçalardan şifa kaynağı oluşturulduğunu, eczacılık ve hekimliğin ayrılınca mesleki durumun ortaya çıktığını, cezanın hastalığın karşılığı olduğunu ifade ederek, “Batı’dan etkilenerek hastalıklara maruz kalındı. Batı medeniyetin şifa anlayışı pandemide ortaya çıktı. Batı’da insanlara karşı korkunç sonuçlara yol açan davranışlar gösterdiler, yaşlılar ölüme terk edildi . Hayatta inandığımızı yaşarız, onu ortaya koyarız. İnandığımızı tarihsel olarak bilgilendiririz. Batı’da doğan her doğan bebek hastadır, doğan bebeğin topuna iğne batırılarak hangi hastalıklar var diye bakılır, ona göre şifa mantığı üretilir. Ömrün devamında kişiyi hasta olarak görürüz. Fatih’in Hocası Akşemsettin bir eczacıydı, yaptığı ilaçları insanlara tedavi amaçlı kullandırmıştı.” dedi.

GELENEKSEL TEDAVİ ANLAYIŞI

Anadolu’da otla yapılan tedavi yöntemleri kullanıldığını belirten Mermer, İbn-i Sina’nın insanın hastalanmasını önleyen koruyucu tedavi önceleyen bir anlayışa sahip olduğunu, insanı hastalanmadan koruyan bir anlayışı, peygamberimizin hastalıkların tedavisinde rehber edinmemiz gerektiğine vurgu yaparak “ Arı şifadır, arının balı, poleni, sütü ve zehri kullanılır Kur’an’da arı ve bal şifa olarak geçer. Bal ölçülü kullanıldığında ilaçtır. Çörek otu, ıhlamur, zencefil, zerdeçal tedavi amacıyla kullanılır. Peygamberimiz sahabeye tavsiyelerde bulunarak hastalanmadan önce koruyucu önlemlerin alınmasını istemiştir. Medeniyetimizde önce hastalanmamak önemlidir. Kapitalist anlayış hastalıkları üreterek hastalıktan kazanç elde yoluna gider. İlaç sektörü insanları esir almış durumda, biz kendi öz kaynağımızdan olayları değerlendirerek insanımızı sağlam değerler üzerinde yetiştirmemiz gerekmektedir. Kanser ilaçları büyük paralar karşılığında satılıyor. Hayatı Müslümanca düşünmeliyiz, şifayı önceleyen hastalığı öteleyen bir anlayışa sahip olmalıyız.”

ORUÇ TUTUN SIHHAT BULUN

“Açlık diyeti” adı altında insanlara şifa kazandırılmak istenildiğini, bunun bizim tuttuğumuz orucun karşılığı olduğunu “Oruç tutun sıhhat bulun.” Hadisi şerifine atıfta bulunan Mermer, pazartesi- perşembe orucu mide sağlığımız için önemli olduğunu, peygamberimizin Medine’de iken insanların sağlığının korunmasına önem verdiğini, Hazret-i Ömer zamanında fetihlerin artmasıyla birlikte hastalıkların yayılması hızlandığına değinerek tedbir olarak karantina uygulaması yapıldığını söyleyerek, “Temizlik için sabun Halife Harun Reşit döneminde üretilmiş, insanların beden temizliğine ruh temizliği kadar önem verilmiştir. Sabun Bizans’a hediye olarak gönderildiğinde bunun bir yiyecek olduğunu zannetmişler, yediklerinde ağızları köpürmüştür.”dedi.

Sohbetin soru cevap bölümünden sonra Eczacılar Odası İkinci Başkanı Mustafa Şeref Yavuz ve Eğitimci Hasan Özücan tarafından Ahmet Sait Mermer’e dernek plaketi takdim edildi. Toplantı toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.