Bir yılda 10 kadın cinayeti

KARA bir yıl olarak geride bıraktığımız 2016 yılında, işlenen kadın cinayetleri de ön plana çıkan korkunç olaylardan biri oldu. Geçen sene Türkiye genelinde 260 kadın öldürülürken, Konya’da ise 10 kadın, kadın cinayetlerine kurban gitti. Kadın cinayetleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Psikolog Cüneyt Kaya, annelerin erkek çocuklarını, sağlıklı kişilik yapısına uygun bir biçimde yetiştirmeleri gerektiğini söyledi.

Eskiden beri var olan ve bir türlü önüne geçilemeyen kadın cinayetleri, toplumların kanayan yarası olmaya devam ediyor. Erkek şiddetinin hız kesmediği toplumlarda her yıl binlerce kadın eşinden, çocuklarından, akrabalarından şiddet görüyor. Kendi hayatlarına dair kararlar almak istedikleri için, cinsel saldırılara direndikleri için, boşanmak istedikleri için, ilişkilerini sonlandırmak istedikleri için veya ekonomik nedenlerle erkek şiddetinden nasibini alan kadınların birçoğu vahşice işlenen cinayetlere kurban giderek yaşamlarına son verildi.

KONYA’DA 10 KADININ YAŞAM HAKKI ELİNDEN ALINDI

Elde edilen bilgilere göre, 2016 yılında, Türkiye genelinde toplam 260 kadın öldürüldü. Konya’da ise toplam 10 kadının yaşam hakkı elinden alındı. Geçen sene Meram, Karatay, Selçuklu, Kulu, Kadınhanı, Ereğli ve Karapınar ilçelerinde meydana gelen kadın cinayetlerinde 3 kadın kocası tarafından, 2 kadın babası tarafından, 3 kadın erkek arkadaşı tarafından öldürülürken, bir kadın saldırgan tarafından, bir kadında yakını tarafından öldürüldü.

“KADIN TOPLUMDA HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL”

Dünyanın da önüne geçemediği ve toplumların kanayan yarası haline gelen kadın cinayetleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Psikolog Cüneyt Kaya, kadın cinayetlerinin, erkeğin kadınların yerini kabullenemeyişinden kaynaklandığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi: “Kadın cinayetleri; ülkemizde, kültürümüzde eskiden beri var olan bir problem. Bu problem, erkeğin kadının yerini kabullenemeyişinden, dini ve sosyal kuralları kendince yorumlayışından ve erkeğin namus ve ahlak anlayışından kaynaklanıyor. İnancımız bizlere kadına zarar verme yetkisini, kadını öldürme yetkisini vermiyor. İnancımızda; ahlaki değerlerin yok edilmesi, başka canlıyı ezerek onun yok edilmesi, özellikle Allah’ın, kutsal saydığı insan hayatının yok edilmesi yer almıyor. Kültürümüze, geçmişimize baktığımız zaman ataerkil yapımızda Osmanlı kültüründe ya da Türk toplumlarında kadınların her zaman baş tacı edildiği ve hiçbir zaman yerilmediği görülüyor. Buna rağmen kadın toplum içinde hak ettiği yerde değil. Bu ne kültürümüzle ne de inancımızla alakalıdır. Bu tamamen bizlerin, olayı işimize geldiği gibi yorumlamamızla alakalı olduğu için bunu farklı konularla ilişkilendiriyoruz. Yani ‘toplumumuz kadına bu kadar değer veriyor’ gibi inancımızdan, algımızdan kaynaklanıyor.”

ANNELER, ERKEK ÇOCUKLARINIZI DOĞRU YETİŞTİRİN!

Psikolog Kaya, “Peki, ne oldu da günümüzde kadın hak ettiği yerde değil, şiddete maruz kalıyor ve öldürülüyor? Bu günümüz toplumumuzdaki erkeklerin kişilik yapısının bozulmasından kaynaklanıyor. Yani artık erkeklerimiz bozuldu, eski erkeklerden kimse kalmadı, adam gibi adam kalmadı. Bunun nedeni de annelerimizin doğru çocuk yetiştirme tutumlarına sahip olamamasıdır. O yüzden annelik algımızı, aile yapımızı yeniden değerlendirmemiz, her şeyi baştan yapılandırmamız gerekiyor. Eğer erkek çocuklarımızı sağlıklı kişilik yapısına uygun olarak yetiştirmezsek, sağlıklı davranışlar ortaya koyan bireylere de sahip çıkamayız. Dolayısıyla sağlıklı bir toplum da olamayız” dedi.

“AYIP OLAN ŞİDDETTİR MAĞDUR OLMAK DEĞİL”

Kadınların; Korkularından vazgeçerek üzerine gitmesi gerektiğine, kendine, kimliğine, benliğine sahip çıkmaları gerektiğine, kendilerini ezdirmemeleri gerektiğine ve haklarını mutlaka aramaları gerektiğine özellikle dikkat çeken Psikolog Cüneyt Kaya, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kadın kendine olan güvenini kaybettiği zaman sorunlara çözüm aramak yerine, sorunları görmemezlikten gelmeyi tercih edecektir. Oysaki sorunların, şiddetin üstü örtülmemelidir. “Komşularım, akrabalarım şiddette maruz kaldığımı bilmemeli, bu çok ayıp” gibi düşüncelerle kadın hareket etmemeli çünkü burada ayıp olan şiddettir, mağdur olmak değil. Ayıp olan hakkını aramamaktır, ayıp olan erkeğin tavır ve davranışlarıdır. Bütün mağdurların el ele vererek bir araya gelmesi gerekiyor. Bu noktada adalet duygusunu yitirmemiş erkeklerin, sosyal kurum ve kuruluşlarında kadınlara yapılan haksızlıklar karşısında susmamaları gerekiyor. Haksızlığa uğrayan kadınlar karşısında susan bütün toplum suçu üstlenmiş olur. Yani o suça ortak olmuş olur.”

Kader EŞİYOK