Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Başkan Demirel: “Türkiye’de olması gereken en düşük maaş 90 bin liradır”

Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Demirel, İl Başkan Yardımcıları, Çumra İlçe Başkanı Abdullah Acar ve ilçe yönetimi Çumra’da esnaf ziyareti ve ilçe divan toplantısı gerçekleştirdi. Başkan Demirel dükkanları tek tek gezerek esnafla sohbet etti. Ekonomik koşullar ve artan maliyetler nedeniyle zor günler geçirdiklerini ifade eden esnaf, kira, vergi ve girdi fiyatlarının yükselmesinden şikâyet etti.

Esnaf, Başkan Demirel’e teşekkür ederek, sıkıntılarının duyulmasından memnuniyet duyduklarını dile getirdi.

Daha sonra İlçe Divan Toplantısında konuşan Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel şu ifadelere yer verdi. “KARDEŞLERİMİZİN GÜLER YÜZÜNÜN ARKASINDA GİZLİ BİR SIKINTI VARDI”

 

“Evet, bugün 23 Eylül 2025 Salı. Bugün Çumra’mızdayız. Allah razı olsun, Çumralı hemşehrilerimizle bir araya geldik. Çumra Saadet Partisi ilçe başkanımızın organizesiyle ve müfettişlerimizin desteğiyle bugün Çumra’mızı ziyaret ettik. Gerçekten çok sıcak, çok cana yakın bir halkı var. Hepsi bizi kucakladı. Hiç kimse bizimle ilgili olumsuz şeyler söylemedi. Hep güler yüzlülükle karşıladılar. Hepsi çay ikram etmek istedi. Ancak biz, maalesef zamanımız sınırlı olduğu için hiçbirinin de çayını içemedik. Ama mutlaka çaylarını içmek, sohbet etmek isteriz.

 

Tabii kardeşlerimizin güler yüzünün arkasında gizli bir sıkıntı vardı. Ben bunu hissettim ama hiçbirisi de söylemek istemedi. Herkes “Çok şükür, elhamdülillah.” dedi. Tabii bir Müslümana yakışan da belki budur. Ancak şunu da unutmamak lazım: Gerçekten ülkemizde çok ciddi bir ekonomik sıkıntı var. Ne köylü memnun, ne şehirli memnun, ne esnaf memnun, ne tüccar memnun. Herkes gerçekten çok büyük bir imtihandan geçiyor. Rabbim inşallah bu milleti, bu ümmeti, Çumra’mızı, Konya’mızı, Türkiye’mizi bir an önce bu sıkıntılardan kurtarsın.

 

Önceki gün sosyal güvenlikten sorumlu devlet bakanı, gerçekten kendisinden hiç beklenmeyen bir açıklamada bulundu. Türkiye’deki emeklilerin, asgari ücretlilerin durumunun çok iyi olduğundan bahsetti. Ben merak ediyorum: Gerçekten bu arkadaşımız acaba Türkiye’de mi yaşıyor? Acaba Türkiye’de mi alışveriş yapıyor? Hayatını Türkiye’de mi geçiriyor? Yani 22.150 lira maaş alan bir insanın o kadar şanslı olduğunu, o kadar büyük nimetlere ve imkânlara sahip olduğunu söyledi.

 

Tabii ki ben şöyle bir dua etmek istemiyorum aslında: “İnşallah o arkadaşımız bundan sonra kalan ömrünü asgari ücretle geçirmek zorunda kalmasın.” diye dua ediyorum. Çünkü bu ücret geçinilecek bir ücret değil. Bu emekli maaşı, geçinilecek bir emekli maaşı değil. Bugün Konya’mızda 20.000 liranın altında bir ev yok. İnsanlar kiralık ev bile tutacak olsalar 20.000 liranın altında yok. Ama maalesef bu arkadaşımız böyle bir açıklama gafletinde bulundu.

 

“FAİZ ÖDEMESİ O KADAR ÇOK Kİ DEVLETİMİZ MAALESEF YATIRIM DAHİ YAPAMAYACAK DURUMA GELMİŞ”

Çumra’mız, Konya’nın tarımsal olarak çok ileri seviyede tarım yapan bir ilçesi. Yalnız kiminle sohbet ettiysek, kiminle birkaç dakika vakit geçirdiysek herkes maalesef durumundan şikâyet etti. Tabii ki bunların birçok sebebi var. Düşünün; 2025 yılında Türkiye, devletin resmî rakamlarına göre 1 trilyon 950 milyar lira faiz ödemesi yapıyor. Bu rakam yıl sonuna kadar 2 trilyon 200 milyara

kadar çıkabilecek. Yatırım için ayrılan rakam ise 1 trilyon 300 milyar civarında. Yani faiz ödemesi o kadar çok ki devletimiz maalesef yatırım dahi yapamayacak duruma gelmiş.

İnsanlar başka gündemlerle ekonomik sıkıntıları ve adaletsizlikleri gizlemeye çalışıyorlar. Doğrudur; bir insanın iyi tarafı olur, kötü tarafı olur ama hiçbirisi bir tarafıyla gizlenmez. Ancak aciz insanlar yapar bunu. Bir insan yanlışını yapmış olduğu bir iyilikle kapatmaya çalışıyorsa sadece insanları oyalıyordur. İnsanlara kendi açığını göstermiyordur. Bu, ne Müslümanlığa yakışır ne de insanlığa yakışır. Oysa insanın doğruları da kendisine aittir, yanlışları da kendisine aittir. Ve insan diyebilmeli ki: “Biz bu yanlışlardan vazgeçeceğiz.” Ama maalesef hükümetteki arkadaşlarımızın asla böyle bir tavrı yok.

Ülkenin çok iyi olduğunu s

öylüyorlar. Bir konuyu gündeme getirdiğiniz zaman hemen İHA’lardan, SİHA’lardan, yollardan bahsediyorlar. Ancak her şey bir yana şunu sormak lazım: Siz ülkede 60 milyon nüfusu barındıran emekliye kaç para maaş veriyorsunuz? Siz emekliyi nasıl eziyorsunuz?

Düşünün; bir emekli 16-17 bin lira maaş alırken onun torununu, evladını düşünün. “Bana bir bisiklet al.” dese, “Okul zamanı bana bir çanta al, bana bir eşofman al.” dese, nasıl ezik bir millet ortaya çıkarıyorsunuz? Bunu maalesef düşünmüyorlar. Bin yıllık Osmanlı’nın torununun geldiği nokta bu.

Bunlar kasıtlı olarak yapılıyor zannetmeyin. Bu ülke çok zengin bir ülke ama birileri bu ülkenin insanını ezik bir insan profiline sokmak istiyor.

“TÜRKİYE’DE OLMASI GEREKEN EN DÜŞÜK MAAŞ 90.000 LİRADIR”

Bugün Türkiye’de olması gereken en düşük maaş 90.000 liradır. Bakınız, 88.000 lira yoksulluk sınırı. Asgari ücret ne demek? Bizim aslında asgari ücret diye bir kavramı kabul etmememiz lazım. İslâm buna asla cevaz vermez. İnsanın yaşayabileceği ücret olur. “Asgari ücret” dediğiniz şey, insani ve İslami değerlere yakışmayan bir davranıştır.

Biz gerçekten bu konuda milletimizin çok ezildiğini, ezik bir milletin oluşturulmaya çalışıldığını farkındayız. Onun için ne olursa olsun bunların düzenlenmesi, düzeltilmesi lazım. Gelir dağılımının herkese adaletli bir şekilde yapılması lazım. Ama maalesef bizi idare eden hükümetin ve yöneticilerin böyle bir derdi yok. İnsanlar hiçbir hatalarını, hiçbir zaaflarını kabul etmiyorlar. Ancak şunu da unutmamak lazım: Devletin itibarından da asla taviz vermiyorlar. Saltanat en üst derecede gidiyor. Yukarısı nasılsa, aşağısı da maalesef ona göre şekilleniyor.

Ama unutmayın, sizin yapmış olduğunuz harcamaların, aldığınız maaşların, bindiğiniz uçakların, yanınızda hizmet eden hizmetçilerin, taşıdığınız korumaların ücretleri bu garip, guraba, yetimden kesmiş olduğunuz vergilerle ödeniyor. Lütfen bir an önce bunun şuuruna varın ve gelir dağılımında ortak bir sistem belirleyerek tüm halkı bunlardan istifade ettirmeye çalışın.

Bu halk bunları hak etmiyor. Osmanlı’nın torunu bunları hak etmiyor. Onun için kıymetli kardeşlerim, bizim üzerimize düşen çok şey var. Biz çalışacağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız. Biz köle bir insan düzeni istemiyoruz. Huzur içinde, refah içinde yaşayan, sadece geçim derdi olmayan, üreten, üretken, hem millî hem manevî değerlere hem de ekonomik değerlere katkı sağlayan bir insan tipi istiyoruz.

Ama maalesef şu andaki Türkiye’de uygulanan ekonomik modelle insan sadece kendi geçim derdinde. “Çocuklarımı nasıl okutacağım?” diyor. Bugün bir okul servisinin bir aylık gideri neredeyse 5.000 lira. Bir yıllık gideri 50-60 bin lirayı buluyor. Devlet okuluna çocuğunuzu

 

veriyorsunuz; bir yıllık yemek gideri 50.000 liraya yaklaşıyor. Hani eğitim ücretsizdi? Eğitim, her vatandaşa sunulması gereken zorunlu hizmetti.

Onun için biz buradan yetkililere sesleniyoruz: Bu milleti ezmeyin. Bu milleti fakirlikle imtihan etmeyin. Çünkü bu ülke zengin bir ülke. Bu milleti boynu bükük duruma getirmeyin. Kendi geçim standartlarıyla geçinmek zorunda bırakmayın.

 

Bu millet, zamanı geldiğinde sokaklara döküldü. Kurtuluş Savaşı’nda elinde kazma kürekle savaştı. Hiçbir zaman kılık kıyafetine bakmadı. Çoluk çocuğunu umursamadı. “Bu devlet düşmesin, bu vatan düşmesin.” diye mücadele verdi. Ama geldiğimiz noktada, 24 yıldır iktidarda olan bir hükümetin insanları ne kadar ezici bir duruma düşürdüğünü görüyoruz.

Onun için kıymetli kardeşlerim, bize çalışmak düşüyor. İnsanlara anlatmak düşüyor. Bu faiz düzeninden kurtarmak düşüyor. Erbakan Hocamızın da dediği gibi biz, yaşanabilir bir Türkiye’yi kurmak zorundayız. Yoksa ezik bir milletle hiçbir mazlumun yardımına koşamayız. Biz ezik bir milletle ülkemizi medeniyetler seviyesine çıkaramayız.

Onun için de biz Saadet Partililere çok iş düşüyor. Herkese anlatacağız, herkese konuşacağız. Ne zaman Milli Görüş iktidar olduysa insanlar hep nefes aldı, hayata umutla baktı, mazlumların umudu oldu. İşte görüyorsunuz, insanlar ne duruma düştü. Biz önce yaşanabilir bir Türkiye’yi kuracağız. Allah’ın izniyle yine geçmişteki görkemli hâlimize dönüp yeniden büyük Türkiye’yi inşa edeceğiz ve şu anda tüm dünya mazlumlarının beklediği yeni bir dünyayı kuracağız. Ancak bu, bizim çalışmamızla olacak.

Biz elimizden geldiği kadar tüm esnafları, memurları ziyaret edeceğiz. Herkese kapımızı açacağız. Hangi partiden, hangi sendikadan, hangi görüşten olursa olsun anlatacağız: “Gel, kendine fazla eziyet etme. Gel, burası baba ocağı.” Bakın, biz geçmişte yaptık, yine yapacağız Allah’ın izniyle. Bizden başka bir alternatif yok.

Maceraya atılmayın. Yeniden ülkeyi geride bırakmayın. Bugün başlarsak bir an önce çözüme gideriz. Ama artık bu vuslatı uzatmayalım. Buradan halkımıza çok iş düşüyor. Allah’ın izniyle hemen yaşanabilir bir Türkiye’yi, yeniden büyük Türkiye’yi oluşturmamız lazım. Yine mazlumların umudu olarak bizim yeni bir dünyayı kurmamız lazım.

 

“BİZ GAZZE’DEYİZ.” DİYORLAR. SİZ GAZZE’DE NEREDESİNİZ?

Bunlar lafla olmaz. Hükümetteki arkadaşlarımızın açıklamalarını görüyorsunuz değil mi? Hep “Biz Gazze’deyiz.” diyorlar. Siz Gazze’de neredesiniz? Birleşmiş Milletler raporuna göre 600.000 insan şehit olmuş Gazze’de. Siz Gazze’nin neresindesiniz? Yoksa Gazze’de İsrail uçaklarının deposunda yakıt olarak mı varsınız? Yoksa İsrail askerlerinin elindeki silahlarda mısınız?

Onun için milletimiz artık doğru olana yönelsin. Hak olana yönelsin. Başka maceralara atılmaya gerek yok. Burada Saadet Partimiz var. Milli Görüş var. Erbakan Hocamızın partisi var. Erbakan’ın yolunu hiç bırakmayanlar burada. Onun çizdiği yoldan giden insanlar burada. Başka maceralara atılmaya gerek yok. İnşallah sonunda bu bahsettiğim hedefleri gerçekleştireceğiz. Çumra’mız da inşallah bunun en başta gelen örneklerinden biri olacaktır diyorum.

Teşekkür ediyorum.”

Kaynak: HABER MERKEZİ

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

TÜRSAB Konya BTK Başkan Adayı Durmuş: Gelin, Konya ve Karaman turizmini el ele büyütelim

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.