Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan Konya’da aktif fay hatlarının bulunduğunu belirterek, 6.8 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip Tuz Gölü Fay Zonu’na dikkat çekti. Konya’nın sıklıkla “deprem şehri değil” şeklinde tanımlandığını ancak bu algının bilimsel gerçeklerle uyuşmadığını belirten Şükrü Arslan, “Konya’da aktif faylar mevcut ve bu faylar ciddi tehdit oluşturuyor. Depremler yaşanmaz düşüncesi yanlış ve tehlikeli bir yaklaşım” dedi. Arslan, Konya sınırlarında yer alan iki önemli aktif faydan bahsederek, özellikle bölgesel etkisi olan Tuz Gölü Fay Zonu’nun, 6.8 büyüklüğüne kadar deprem üretebileceğine dikkat çekti. Ayrıca Akşehir’de 1990’lı yıllarda yıkıma neden olan fay zonunun da aktif olduğunu vurguladı.
16 yılda beklenenden fazla deprem
Konya’da son 16 yılda yaşanan depremlere dikkat çeken Arslan, “2009’dan bu yana 4’ün üzerinde çok sayıda deprem meydana geldi. Yazır Fayı üzerinde Ramazan ayında arka arkaya yaşanan 4.5 ve 4.7 büyüklüğündeki depremler halkta büyük tedirginlik oluşturdu. Kızılören, Sarıcalar, Kulu ve merkez ilçelerde de benzer büyüklükte depremler kaydedildi” ifadelerini kullandı. Son olarak 2025 yılında Ilgın ilçesinde yaşanan 4.3 büyüklüğündeki depremin, Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’nün diri fay haritasında yer almayan Büyük Muslu Fayı üzerinde gerçekleştiğini söyleyen Arslan, bu durumun ciddi bir eksiklik olduğunu belirtti. Başkan Arslan, “Muslu Fayı gibi Kulu’da daha önce yaşanan 5 büyüklüğündeki deprem de MTA haritasında yer almıyor. Bu durum, planlama ve risk analizlerinde eksikliklere neden olur. MTA’nın diri fay haritası güncellenmeli, geçmiş veriler ve bilimsel çalışmalar ışığında yeniden ele alınmalıdır” dedi.
Tarihsel veriler de uyarıyor
Konya’da 1900–1946 yılları arasında 4.9 ile 5.7 büyüklüğünde 5 depremin kaydedildiğini hatırlatan Arslan, 1946–1999 arasında deprem görülmediğini, ancak 2009’dan sonra yeniden ciddi sismik hareketlilik yaşandığını söyledi. “ Deprem kayıtlarına baktığımızda deprem rasathanesinin kayıtlara geçtiği 1900 yılından 1946 yılına kadar 4.9 ila 5.7 arasında deprem kayıtları 5 tane gözüküyor ama 1946 yılından 1999 yılına kadar ise hiç kayıt gözükmüyor. Son 50 yıldaki bu durum bize Konya ilinin deprem yaşanmayacağı kanaati oluşmasına sebep olmuştur. Halbuki Konya ilinde bulunan yerel faylar belirli periyotlarla 4 ve üzeri büyüklüklerde deprem üreten aktif faylar olarak karşımıza çıkmaktadır. “ dedi.
Arslan bölgede depremsellik yaratabilecek fay hatlarının fazla olduğunu dile getirerek, “1999 yılından sonra 15 Aralık 2000 yılında Akşehir ilçemizde meydana gelen 5.8 büyüklüğünde ki deprem Bölgesel faylar diye adlandırdığımız Akşehir-Sultandağı fay zonunda gerçekleşmiştir. Yerel Fay zonlarımıza baktığımızda uzun süre sonra 4.5 ve üzeri ilk hareketlilik 2009 yılında art arda merkez de Yazır Fayında 4.5 ve 4.7 büyüklüğünde yaşadığımız depremlerle başladı ve bu süreden günümüze kadar geçen 16 yılda neredeyse her bir yılda olacak şekilde beklenenin de üstünde bir hareketlilikle karşı karşıya kaldık. “ şeklinde konuştu.
“Deprem riski yok” algısı tehlikeli
“Konya güvenli şehir” algısının bilimsel temeli olmadığını yineleyen Arslan, şehirdeki yapılaşmaların ve yerleşim planlarının, aktif fay hatları göz önüne alınarak yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Deprem her zaman beklenmeli. Konya gibi aktif faylara sahip bir şehirde, bu gerçeği göz ardı etmek, gelecekte büyük kayıplara yol açabilir. Bilimsel veriler ışığında adımlar atılmalı, diri faylar yeniden haritalandırılmalı ve kamuoyu doğru şekilde bilgilendirilmelidir.” İfadelerini kullandı. (ÖZEL HABER)
Kaynak: Şerife KAYA
Çopuroğlu; Konya’da Türkiye Yüzyılı Buluşmaları Programına katıldı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.