Ahmet Bilgiç’ten hakkındaki iddialara cevap

Bilgiç, kamuoyuna duyuru başlıkla basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Son günlerde şehrimizde yayın yapan bir gazetenin şahsımı hedef alan yayınlarında işin doğrusu şu şekildedir: Konya gazetelerinin birleşme süreci ve sonrası hakkında Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin davetiyle bir istişare toplantısı gerçekleştirdik.

Bu toplantıda şehrimizin ve yerel medyamızın ortak sorunlarını ve çözüm yollarını konuştuk. İlgili gazetenin yetkilisi toplantıda belediyemizden yüklü miktarda para talep etti. Bu talebin olmayacağını hazırun huzurunda ifade ettik. Aradan bir süre geçince farklı bahanelerle yalan haber yapmaya başladılar.

Yine Cemiyet Başkanı’nın daveti üzerine cemiyette bir toplantıya katıldım. Bu toplantıda eski sisteme döneceğimizi ve birleşme sonrası durumun bizim kurumsal çıkarlarımızla uygun olmadığını ifade ettim. Aynı toplantıda; hem şahsıma hem de değer verdiğimiz, hakkını korumaya gayret ettiğimiz kişilere ve kurumsal duruşumuza aykırı hareket edildiğini, yalan haber yapıldığını, ilgili arkadaşımızın iletişim sorunu olduğunu ifade ettim.

Cemiyet yönetimi huzurunda yapılan bu toplantıda, iddia edildiği gibi tehdit cümlesi kullanmadım; kendilerini ve farklı yayın organlarını tehdit etmedim. Toplantıya katılan diğer üyelerin bir kısmı da oradaki ifadelerimi destekledi. Bu hususa orada bulunan herkes şahittir. Ayrıca, bu toplantı 14 Kasım tarihinde yapıldı. Madem ki kendilerine karşı bir tehdit söz konusuydu, açıklama yapmak için neden 21 Kasım tarihine kadar beklemeyi tercih ettiler, bu da dikkat edilmesi gereken bir konudur. Gelinen noktada, muhalif siyasi partileri de yanlış bilgilendirerek kişisel hakkımı ihlal etmiş, şahsımı hedef göstermiş ve sosyal medyada hemşehrilik hukukuna yakışmayan ifadelere neden olmuştur.

Büyük fedakârlıkla, sağduyulu insanlar tarafından verilen maddi desteklerle kurulan, basının çıkarı olan bu gazetemizin son dönemde basın meslek ilkelerinden habersiz, iletişim becerisi ve yeteneği olmayan bir anlayış ile aynı dili konuşma imkânı kalmamıştır. Söz konusu gazetenin ümmetin yardımlarıyla kurulduğunu ve bir vakıf malı olduğunu unutmamak gerek. İnandığım değerlere saldıran, kurumsal duruşumuza zarar veren, şehrin birlik beraberliğine ve mesleki dayanışmaya aykırı hareket eden bu anlayış ile aynı dili konuşma imkânı kalmamıştır.

Toplantı mahremiyetine uymamakla beraber, Konya Gazeteciler Cemiyeti ismini de kullanarak yapılan açıklamaların takdiri ile Konya Gazeteciler Cemiyeti çatısı altında gerçekleştirilen bu görüşmenin aslının açıklanması mesuliyeti ve vicdani yükümlülüğü cemiyetin izzetine kalmış bir husustur. Devlet yönetimi gibi medya yönetimi de ciddiyet ister, liyakat ister. Eğitimini almamış, çıraklığını yapmamış, tek özelliği eşi-dostu, yakını olan bir zihniyete, iletişim uzmanı olarak tavsiyem, tehdit ile gazetecilik yapmamalarıdır. Sosyal medyada şahsıma hakaret edenleri, gerçeği bilmeden açıklama yapan siyaset temsilcilerini de vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Hakkımda ne yazarsanız yazın size kamu malı yedirmeyeceğiz. Hakkınız olmayanı asla vermeyeceğiz…”