Bayrağım takılı dursun burcunda
Toprak damlı evler huzûr içinde
Süngü tutan erlerin avucunda
Özgürlüklerin en yücesi, hürriyetim!
(A.Rıdvan Bülbül)
***
Demokrasinin tarih boyunca çeşitli tanımları yapıldı ve tartışıldı. Bu bağlamda algılamalarda bütünlük henüz sağlanamadı.
Uzlaşılan tanım ve algıları özetlersek;
“Demokrasi, tüm üye ya da yurttaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Yunanca “dimokratia” sözcüğünden türemiş, Türkçeye, Fransızca démocratie sözcüğünden geçmiş; devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine karşın, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları, kimi diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilirler.
Demokrasinin ana yurdu Eski Yunan’daki filozoflar Aristo ve Eflatun demokrasiyi eleştirmiş, halk içinde “ayak takımının yönetimi” gibi aşağılayıcı kavramlar kullanılmıştır. Ancak ne var ki, demokrasi diğer yönetim şekilleri arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın kullanılan devlet
sistemi haline gelmiştir. Siyaset bilimciler hangi sistemin daha iyi işlediğinden çok hangi demokrasinin daha iyi işlediği tartışmalarına girmişler, liberal, komünist,
sosyalist,muhafazakar, anarşist ve faşist düşünürler kendi demokratik sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarma çabalarından dolayısıyla da çok fazla sayıda değişik tanımı oluşmuştur. Demokrasinin tanımı tartışması günümüzde de sür- git devam edip gitmektedir.
Demokrasiye değişik vurgular da yapılıyor; 1- Çoğunluğun yönetimi
2- Azınlık haklarını güvenceye alan yönetim.
3- Fakirin yönetimi.
4- Sosyal eşitsizliği yok etmeye çabalayan yönetim.
5- Fırsat eşitliği sağlamaya çalışan yönetim.
6- Kamu hizmetinde bulunmak için halkın desteğine dayanan yönetim.
***
Romalı filozof Epiktetos, bundan bin yıl önce, “seni zincire vuracağım!” diyen görevliye şu yanıtı veriyor;
“Ey adam, bahsettiğin şey nedir? Beni zincire mi vurmak? Ayaklarımı elbet zincirleyebilirsin ama irademi zincire vurmaya Zeus’un bile gücü yetmez.”
…
Özgürlük nedir; sorusunun kısa yanıtı;
Herhangi bir kısıtlamaya , zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme ya da davranma ,herhangi bir koşula bağlı değil serbest olma durumudur. Her vt6ürlü dış etkilerden bağımsız, kinin kendi istecine, kendi düşüncesine dayanarak karar verme durumudur. Başka anlatımla özgürlük
(Hürriyet- Erkenlik) birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesidir. Felsefede, determinizm karşıtı özgür irade fikrini içerir. Politikada özgürlük hükümet baskısından bağımsız , hak diliyle ifade edilen kişinin diğer bireylerin haklarına saygı duyduğu sürece dilediğince, davranması kimse tarafından zorla engellenmemesi durdurulmamasını belirtir. Bu durum da Locke’un doğal haklar geleneğinden kaynaklanır. Özgürlük üstüne yazılan John Stuart Mill’in 1859’da basılan “Hürriyet Üstüne” isimli denemesi bulunuyor. Mill, bu çalışmasında çoğunluk adı altında, azınlıkta kalan düşüncelerin bastırılmaya çalışılmasından duyduğu kaygıyı dillendirirken mutlak müdahalesizlik anlayışını ortaya koymaktadır. 20. yüzyılın düşünürlerinden Isaiah Berlin” Özgürlük”
adlı eserinde özgürlüğün birbirine zıt yorumları olarak iki bakış açısı arasındaki farklılıkları anlatır, bunlar negatif özgürlük ve pozitif özgürlüktür.
…
Ünlü fizikçi Einstein, “Dünya’da her şey görecelidir, dese de görece olmayan kavramlar da vardır.Örneğin bunlardan biri özgürlüktür. Özgürlük neyi ifade eder:
“Özgürlük, özgürlüğü ifade eder!”
Bu öngörüden sonra Montesqieu’nun özdeşine vurgu yapmak doğru olacaktır!
“Halkı özgür olan ülke özgürdür.”
…
Göreceden uzak benimsenen özgürlük anlayışı doğru ve nesnel olanıdır. Değilse, her bireyin, toplumun, ülkenin, yönetimin, siyasal aktörlerin özgürlüğe bakış açıları değişik olabilir. Kimi kabile, kimi polis kimi de demokratik devletten yanadır. Özgürlük, herhangi kısıtlamaya, zorlamaya, davranmaya ve koşula bağlı olmama durumudur, dahası serbestliktir.
Şöyle tanımlamak da olanaklıdır; her türlü dış etkiden bağımsız insanın kendi isteği ve düşüncesine dayanarak karar vermesidir.
…
Ünlü yazar Jean-Paul Sartre özgürlüğe değişik bir açıdan yaklaşıyor;
■ Özgürlükten yoksunluk, düşündüğünü açıklayamama olarak görülmemeli. İnsanlar, düşündüklerini açıklama olanağını, ne yapar yapar bulurlar. Özgürlükten asıl yoksunluk, hiç mi hiç “düşünememiş” olmaktır.
Özgürlük kavramı genel anlamda olduğu gibi toplum katmanları ve çeşitli meslek alanlarında da değerlendirmek doğru bir yaklaşımdır ve yapılmalıdır. Örneğin çağımızda yasama, yargı ve yürütmeden sonra dördüncü güç konumuna gelen basında özgürlük doğrudan o ülkenin demokratik kriterlerinin başında yer alır;
■ Basın özgürlüğü öyle bir özgürlüktür ki, onsuz diğer özgürlüklerin hiç biri yaşayamaz. (Mireabeau)
■ Özgür basını olmayan bir ülkede yaşanmaz. (Thomas Jefferson)
…
Basın özgürlüğü, kökeni yeni bir kavram olup matbaanın icadıyla birlikte ortaya çıkmıştır. Basının etkili bir güç haline gelmeye başlamasının temeli 17.yüzyıla kadar dayanmaktadır. Basın, halk adına yönetenleri denetlemekte, yanlış ya da doğru olmayan uygulamalara karşı “uyarı” işlevini yerine getirmektedir. Basının haber, yorum ve görüşleri içeren özgün bilginin dolaşımını sağlamak için onurlu amacı vardır. Toplumların sağlıklı yapıya sahip olmasında dolaşımın önemi ve katkısı büyüktür. Özgür basınla demokratik gelenek – işleyişler ivme kazanmakta ve taşlar yerine oturmaktadır.
■ Haber, fikir ve düşünceleri çoğaltıcı araçlarla serbestçe açıklayabilmeye basın özgürlüğü denilmektedir.
Basın özgürlüğü her dönemde, bütün ülkelerde birincil tartışma konusunu oluşturur. İleri demokrasiye ulamış, çağdaş toplumlarda da aynı tartışma vardır. Daha çok özgürlük! Demokrasiyi özümsememiş kalkınmakta olan ülkelerde, tartışmalar çoğu kez çeşitli polemiklere yol açmaktadır.
■ Doğru olan, haklı olandır. (A.Pope)
■ Hesabı temiz olan muhasebeden korkmaz. (Sadi)
Demokratik özgürlükler demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Umutlar onsuz çiçek açmaz, insanca yaşamak da gerçekleşmez.
■ Basından yoksun olan ülkeler, adaletin yararlarından da yoksun olurlar.
(Namık Kemal)
Alternatif Şeb-i Arus meşrulaştı, hayırlı olsun!