Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Mezarlıklarda bilinmeyen tarih

Konya’da, özellikle Musalla ve Üçler Mezarlığı’nda bulunan bazı mezar taşları devasa büyüklükleriyle dikkat çekiyor. Devasa mezar taşlarının üzerinde herhangi bir yazının ve belirtinin bulunmaması ise gizemlerini iki kat artırıyor. Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hacer Kara, bu devasa mezar taşları ile ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulundu

ÖZELLİKLE Musalla ve Üçler Mezarlığı’nda bulunan kimi mezar taşları devasa büyüklükte ve genişlikte ancak üzerinde herhangi bir belirti bulunmadığı için gizemliliğini korumaya devam ediyor. Farklı dönemlere ait olan mezar taşları milletimizin geçmişle kurduğu köprünün en önemli ayaklarından biri olmayı sürdürüyor. Konya’da günümüzde yaklaşık 60 civarında mezarlık bulunuyor ve mezarların çoğun da tarihin yatmakta olduğu bir gerçek. Bu mezar taşlarının genelde sade olduğu görülmekte. En görkemli mezar taşları Musalla Mezarlığı ve Üçler Mezarlığı gibi büyük mezarlıklarda karşımıza çıkmakta. Özellikle Musalla ve Üçler Mezarlığı’nda bulunan kimi mezar taşları ise devasa büyüklükte ve genişlikte ancak üzerinde yazı, süsleme ya da buna benzer dönemsel özellikler bulunmadığından bu mezar taşları gizemliliğini korumaya devam ediyor. Konuyla ilgili olarak Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hacer Kara, gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Öğretim Üyesi Dr. Hacer Kara, “Mezar taşları bir bölgedeki hâkimiyetin imzası niteliğini taşır ve Türk milli kültürünü en iyi yansıtan eserler arasında sayılabilir. İlimizdeki mevcut mezarlıklarda bulunan mezar taşlarının tarihi 250-300 yılı geçmemektedir” dedi.

“MEZAR TAŞLARI BİR BÖLGEDEKİ HÂKİMİYETİN İMZASIDIR”

Mezarlıkların ve mezar taşlarının geçmiş ile günümüz arasında tarihsel, kültürel ve sanatsal bir köprü kurduğunu ifade eden, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hacer Kara, “‘Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.’ ayeti kerimesi bizlere dünyadaki hayatın bir sonu olduğunu gösteriyor. Aslında insanın dünyadaki varlığı ebedi olmamakla birlikte yine de kendini ebedileştirmek ister mezar taşlarıyla. Bunun sonucunda da farklı dönemlere ait farklı biçimlerde mezar taşlarıyla karşılaşırız. Mezarlıklar ve mezar taşları geçmişle günümüz arasında tarihsel, kültürel ve sanatsal bir köprüdür. Aynı zamanda mezar taşları bir bölgedeki hâkimiyetin imzası niteliğini taşıyan ve Türk milli kültürünü en iyi yansıtan eserler arasında sayılabilir. Dil ve edebiyatın gelişimini izlemek açısından da mezar taşları oldukça önemlidir. Türkler tarih boyunca inançlarıyla bağlantılı olarak farklı ölü gömme biçimlerini benimsemiş. İslâm dininin kabulünden sonra ise ölülerini toprağa gömmüşlerdir. En erken Türk mezarları olarak MÖ. 3. yüzyıla tarihlenen Hun kurganları karşımıza çıkmış, günümüze kadar yüzyıllardır devam eden mezar taşı dikme geleneği ise Göktürkler döneminde “balbal” adı verilen mezar taşlarıyla ortaya çıkmıştır. Uygurlar döneminde Budizm’e inanların ölülerini yaktığı, bir kesimin ise ölülerini toprağa gömüp, başına ‘bengütaş’ adı verilen yazılı bir taş diktikleri biliniyordu. 10. yüzyıldan itibaren İslâmiyet’i kabul eden Karahanlılar ve sonrasında Gazneliler ile Büyük Selçuklularda da mezar taşı dikme geleneği devam ettirmişlerdir. Daha sonra bu gelenek Anadolu’da Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı döneminde de aynı şekilde sürmüştür” diye konuştu.

“KONYA MEZARLIKLARINDA MEZAR TAŞLARININ TARİHİ, SELÇUKLULARA KADAR UZANIYOR”

Konya’da mevcut mezarlıklarda bulunan mezar taşlarının tarihinin 250-300 yılı geçmediğini ifade eden Öğretim Üyesi Dr. Hacer Kara, sözlerine şu şekilde devam etti; “Konya’da günümüzde yaklaşık 60 civarında mezarlık mevcuttur. Konya mezarlıklarında ki mezar taşlarının tarihi, Selçuklulara kadar inmektedir. Bunun dışında Beylikler dönemi mezar taşlarıyla da karşılaşmak mümkündür. Ancak Selçuklu ve Beylikler dönemi mezar taşları koruma amaçlı olarak Konya Müzesi’ne (İnceminare Müzesi, Sırçalı ve Mevlana Müzeleri) taşınmış, mezar taşlarının bir kısmı ise zamanla toprak altında kalmıştır. Konya’daki mevcut mezarlıklarda bulunan mezar taşlarının tarihi ise 250-300 yılı geçmemektedir. Konya mezar taşlarında yatay bir görünüme sahip sandukalar, lahitli, kaideli ve çerçeveli mezar tipleri ile düşey bir görünüme sahip şahideler mevcuttur. Şahidelerin tepe kısımları farklı kemer formlarına sahip olduğu gibi, sikke, fes, sarık ve kavuk gibi çeşitli başlıklar ve kadınlar için yapılmış çiçek tepelikli baş kısımlarına sahiptir. Konya mezar taşlarının genelde sade olduğu görülmektedir. En süslü mezar taşlarının Musalla Mezarlığı ve Üçler Mezarlığı gibi birkaç büyük mezarlıkta karşımıza çıktığı söylenebilir. Süsleme olarak stilize serviler, asma yaprakları, kıvrım dallar, hayat ağacı, şua motifi, barok, rokoko, ampir üslûbunun etkileriyle yapılan S ve C kıvrımları, stilize bitkiler, deniztarağı, gerdanlık, gülçe, akantus yaprağı, volütler vb. motifler görülmektedir. Cumhuriyet dönemi Konya mezar taşlarında beton-mozaik malzeme kullanılmış, süsleme ise neredeyse ortadan kalkmıştır. Çoğu kez ayak taşlarına yapılan stilize servi motifiyle yetinilmiştir. Selçuklu ve Beylikler dönemi mezar taşlarında sülüs hattı zemin oyma tekniğinde yazılmıştır. Osmanlı döneminde ise sülüs, tâlik, rik’a, muhakkak, reyhâni ve nesih hattı zemin oyma tekniğinde nadir olarak ta kazıma tekniğinde yazılmıştır. Mezar taşlarının, başına dikildiği kişinin sosyo-ekonomik durumunu yansıtan bir malzeme ve işçilikle yapıldığı görülmektedir.”

ÜÇLER MEZARLIĞI FARKLI TİPTEKİ MEZAR TAŞLARINI BÜNYESİNDE BARINDIRIYOR

Tarihi mezarlar ve mezar taşları en fazla Üçler ve Musalla Mezarlığı’nda yer alıyor. Üçler Mezarlığı’nın kesin kuruluş tarihini belirlemek veya öğrenmek güç. Ancak mezarlığın Hz. Mevlâna’nın ölüm tarihi olan 1273 yılından sonra ona yakın olmak isteyenlerin gömülmesiyle kurulmaya başladığı ve gelişerek günümüze kadar ulaştığı söylenebiliyor. Üçler Mezarlığı’nın Konya’nın 2. büyük mezarlığı olduğuna dikkat çeken Dr. Kara, “Üçler mezarlığı Hz. Mevlana’nın ölümünün ardından ona yakın olmak isteyenlerin dergâhın etrafına gömülmeye başlaması ile oluşmaya başlamış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Mevlâna Dergâhının hemen yanı başında kurulması ve Konya’nın 2. büyük mezarlığı olmasının yanında en eski mezarlıklardan biri olması bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple tarihsel ve sanatsal açıdan, malzeme, teknik, yazı çeşitliliği ve süsleme bakımından Konya’daki farklı tipteki mezar taşlarını bünyesinde barındırmaktadır. Kimi mezar taşlarında edebi metinlerin ön plana çıktığı görülmektedir“ ifadelerini kullandı.

“SON ZAMANLARDA TARİHİ MEZARLIKLARIN KORUNMASINA ÖNEM BÜYÜK”

Son zamanlarda mezar taşlarının saklanması ve korunması noktasında büyük önem verildiğini belirten Öğretim Üyesi Dr. Hacer Kara, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “20. yüzyılda ve günümüzde şehirlerin hızla büyümesi ve gelişmesi sırasında mezarlıkların çoğunun mahalleler arasına sıkıştığını, yol açmak, park yapmak gibi sebeplerle mezarlıkların bir kısmının ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Mezar taşları ise, iklim ve insan faktörü ile zaman içinde bozulmaya ve yok olmaya yüz tutmuş, bir kısmı yeni definler sırasında toprak altına gömülmüştür. Ancak son zamanlarda tarihi mezarlıkların korunması ve bakımına önem verildiği görülmektedir. İç kısımları düzenli yollara, adalara bölünmüş, ağaçlandırılmış, duvarları andezitle kaplanıp, ferforje parmaklıklar yapılmıştır. Mezarlıklar ve mezar taşları hususunda yapılan araştırmalar ise son 20 yıl içinde artmış ve bu konuda bir bilinç oluşmuştur.” Hüseyin MENEKŞE

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Konya’da İRAP toplantısı gerçekleştirildi

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0