Konya, 1075 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından fethedilmişti. Konya’nın Fatihi odur. Anadolu Selçuklularının ilk Başkenti olan İznik, I. Haçlı seferi sırasında Haçlıların eline geçince, Sultan I.Kılıçaslan Başkentini Anadolu içlerinde bir şehir olan Konya’ya naklettiğinde tarihler 1097 yılını gösteriyordu.
1097 yılından 1308 yılına kadar kesintisiz Başkent’ti Konya.
Bir Başkent, daima Başkenttir sözünün yerini bulduğu şehirlerden biri oldu hep. Anadolu’nun ciddi anlamda ve uzun süreli Başkentlerinden biri olma şerefine erişti.
Konya, Türk Milletinin Anadolu için atan kalbiydi.
Anadolu’yu başbanbaşa çiğneyen, yakıp-yıkan üç büyük Haçlı Seferinin hedefinde olan şehirdi.
Bizans tarafından en seri bir şekilde Anadolu’ya geçirlen Haçlıların, Anadolu’da hızı kesilmiş, dev orduları, geçitlerde, dağlık arazilerde Kudüse varıncaya kadar paramparça olmuşlardı.
Kudüse ulaşan ve Kudus’ü zapteden Haçlı gücünün tertip ettiği I. Haçlı seferinde 600 bin kişilik ordunun Anadolu’dan çıkıp Kudüs önlerine geldiğinde sayısının yüzbine indiği gerçeği, Anadolu’yu savunan Selçuklu’nun savaş maharetini ve destanlaşan mücadelesini yansıtır.
Anadolu Selçuklu tahtına oturan her biri birbirinden değerli Selçuklu Sultanlarının, yattıkları Alaaddin tepesinde sanki hiç yokmuşlar gibi yapayalnız duran kabirleri, yüzyıllar öncesinin o aziz hatırasını hüzünlü bir şekilde anlatır tek-tük ziyaretçisine.
Konya madem ki bir vefa şehridir.
Konya madem ki, hatıralara saygı gösteren bir şehirdir.
Konya, madem ki, yapılan iyiliği de, kötülüğü de unutmayan bir şehirdir.
Konya’yı Konya yapan, Konya’yı Başkent yapan, Konya’yı Bizans’tan alarak fetheden Selçuklu Sultanlarına sahip çıkmak gibi bir sorumluluğu vakit geçirmeden üstlenmelidir.
Tarihin yüklemiş olduğu bu sorumluluktan ne zamana kadar kaçacak ve nereye kadar susacaksınız!
Bugün bu şehirde yaşayanlar, bu şehrin banilerine, bu şehrin şehitlerine, bu şehrin gazilerine, bu şehrin adı unutulmuş, adsız kahramanlarına vefalarını göstermedikçe, bunu ispat etmedikçe, bu dünyadan borçlu olarak ayrılıp gideceklerdir!
Belediyelerin Selçuklu Sultanlarıyla olan sıkıntıları ve takıntılarının ne olduğu anlaşılacak gibi değil!
Vadilerle kuşatılan, tepelerle, kulelerle donatılan şehire bu kahramanların isimlerini vermek bu kadar zor muydu?
Selçuklunun Başkenti diye övünülen, Selçuklunun sekizyüzyıllık eserleriyle Tarihi şehir olgusu kazanan, bu yüzden Dünya Tarihi Şehirler Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği kazanan Konya, kendi kendini inkar mı etmektedir?
Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın fethettiği bu şehir, onun ismiyle taçlandırılmamıştır.
İnsanların Ertuğrul-Diriliş dizindeki, Süleymanşahı, Konya’nın fatihi Kutalmışoğlu Süleymanşah’la karıştırdığından haberiniz var mı?
Oğuz’un Kınık Boyundan Kutalmışoğlu Süleymanşah, I. Kılıçaslan’ın babası. Oğuz’un Kayı Boyundan Kayı Beyi Süleymanşah Ertuğrul Beyin babasıydı.
Haçlı Seferlerini durduran, Anadolu’yu Haçlı seferlerine mezar eden I. Kılıçaslan, Sultan Mesud, II. Kılıçaslan, Selçuklunun yükselme devrinin sultanlarından olan Rüknettin Süleyman ve Alaaddin Keykubad, şehirde varlıkları ile yoklukları belli olmayan Sultanlar olarak vah bize, yazık bize dedirtiyor!
Anadolu’yu Türk Milletine vatan yapan Selçuklu Sultanlarıydılar onlar.
Konya’yı Başkent yapmasalardı, Konya başta Hz. Mevlana olmak üzere gönül sultanlarının otağı, uğrak merkezi, hayatlarını ömür boyu sürdürme niyetiyle gelip yerleştikleri bir şehir olmasaydı bugün ne anlatacaktınız?
Hangi gel çağrısından bahsedecektiniz?
Türk Milleti vefa ve ahde vefa konusunda hassastır.
Bu şehrin askıya alınmış, tozlu raflara kaldırılmış, kapısına kırk kilit vurulmuş halde izbelere hapsedilmiş vefasını günyüzüne çıkarın artık!
Tarih vefasızları, vefasızdılar diye bir satırda yazıp geçerlen, vefası olanlara ayrıca vefa sayfaları açarak onları unutulmaz yaparak, unutturmaz!
Ya vefakârlar arasında ebediyyen yaşayın, ya da vefasız olarak adınızı bile anan olmasın!.. Seçim sizin!..
Konya’yı kim fethetti?