SEÇİMLERİN FITRATI!

Her seçimin kendine has, kendine özgü, kendine özel, değişikliklere ve değişimlere yelken açan bir gidişatı vardır.

Bunun adına ister, seçim havası deyin, ister değişim deyin, ister değişiklik!

Seçimler fıtratı gereği;

Görevinin ehli ve liyakat sahibi insanların aday gösterilmelerini sağlayarak, şehirlerin ve ilçelerin madden ne manen imar edilmesine vesile olmalıdır.

Ya bir şehri seçtiğiniz insanla heder edip, şehre yazık edersiniz, ya da koşturursunuz, coşturursunuz, geliştirirsiniz.

Seçimin fıtratında, ruhunda en iyinin, en doğrunun, en güzelin seçilmesi vardır. Bunun için adı seçimdir.

Seçim rüzgarları, yanına konjonktür denilen gözle görünmeyen, elle tutulmayan, çarpıcı, yıkıcı, değiştirici, sisleri dağıtan, kapalı yolları açan, bahtları ve şansları ters yüz eden, dokunduğunu ya yıkan, yada zirveye taşıyan bir argümanla gelir seçim meydanına.

Fısıltı gazetesini de yanına alan konjonktür, meydanı turlar, sokakları, caddeleri kolaçan eder, kapalı kapılar ardında ne konuşulduğuna kulak misafiri olur.

Bilir ki, siyaset yapanların ağzında bakla ıslanmaz!

Bilir ki, bu meydanda destekler, sırt sıvazlamalar, alkışlar, yanındayız, arkandayız, seninleyiz lafları dil ucuyla söylenir.

Bilir ki, dille evet diyen, söz veren, yemin eden sandığın başına vardığında fikrini değiştir.

Az biraz deşeleyince, insanlar başlar dökülmeye…

Konjonktür;

Çatlayan patlayan duvarları ya tamir eder, yada yıkar geçer.

Kime dost, kime düşman olduğunu,

İş işten geçtikten sonra yani seçimler bittiğinde anlarsınız.

Mahalli seçimler, seçim öncesinde yaşanan havaya, mevcut tabloya ve adaylara bakılan, ancak favorisi olmayan seçimlerdir.

Başkan adayımız garanti, bir başkası dünyada seçilmez, bak göreceksiniz açık ara kazanacak denilen durumlarda dahi, aralardan sıyrılan bir başka aday seçimleri kazanmıştır.

Taşın altına el koyma muhabbetleri, taşın altına ellerini lafla koyanların, ürkek, korkak, çekimser kalmalarının sonucunda, muhabbetten öteye gidememiştir.

Adayların kişilikleri, aday oldukları yerdeki tanınmaları ve sevilen bir kişi olmaları, küçük yerler için geçerlidir.

İlçe yada şehrin oy veren insanları, partisine bakılmaksızın, sevdikleri bir isim etrafında birleşebilirler.

Siyasete bayılan,

Siyaset konuşmaktan yorulmayan ve bıkmayan,

Kendini siyasi bir aidiyetin içinde bulmak için önüne geçilmez bir istek duyan bir toplumun fertleri olarak,

Seçim bize şenlik gibi, bayram gibi gelir.

Heyecanı, coşkusu bir başkadır seçimlerin.

Bazen bildiğimiz, tanıdığımız insanlarla,

Bazen neredeyse hiç aşina olmadığımız yüzlerle yolumuza devam ederiz.

Siyasette bu tür değişikliklere;

Değişime ayak uydurmak,

Değişiklik yapma gereği duymak,

Yeni yüzlerle yola devam etmek,

Ortak ve paydaş çalışmalarla siyasete devam etmek denir.

Seçimlerin fıtratı değişimdir, değişikliktir, lakin bu değişim ve değişiklik, gösterilen adaylar ve yapılan seçim sonucu seçilecek Başkanlar, İllerimize, İlçelerimize ve Beldelerimize ilaç gibi gelmelidir.

*****

Mahalli seçimlerde eskilerin tabiriyle, Osmanlı’dan bugüne, Şehremini seçeriz. Belediye Başkanı yerine Şehremini deriz. Bu kavram dolu dolu bir kavramdır.

Şehremini nasıl biri olmalıdır meselesine gelince;

Şehremini; şehrimizin en dürüst,

En emin,

En güvenilir,

En itimat edilir,

İşinin ehli,

Efendi ve liyakat sahibi

Büyükle büyük,

Küçükle küçük olan,

Kapısına geleni geri çevirmeyen,

Dinlemesini bilen,

Çare olan,

Çare bulan,

Onu seçenlerle arasında duvarlar ördürmeyen,

Sıra sıra kapılar koymayan,

Halkın arasında ve içinde olan,

Yüzü gülen,

Bağırmayan,

Azarlamayan,

Makamından kovmayan,

Arandığında bulunan,

Telefonlarını kapatmayan,

Gönül alan,

Kalp kırmayan,

Yaptığı iyiliği başa kakmayan bir yöneticidir.

Böyle bir Şehremini medar-ı iftiharımızdır. Başımızın tacıdır.

Seçimlerin var olan fıtratının yapması gereken en büyük değişim, fıtratı gereği bu türden özelliklere sahip olan insanları bulup ortaya çıkarmak, şehirlerimizin ve ilçelerimizin yüzünü güldürmektir.