Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

21. Yüzyıl Cahiliyyesi: Ahlâkın, Ailenin ve Adaletin Sürgünü

Cahiliye, sanıldığı gibi bilmemek değildir. Okuma yazma bilmeyen her toplum cahil olmadığı gibi, üniversitelerle dolu bir çağ da otomatik olarak aydınlanmış sayılmaz. Cahiliye, hakikatin bilindiği hâlde hayattan dışlanmasıdır. Bugün bilgi her yerde; fakat hakikat bağlayıcılığını yitirmiştir. Doğru, yön veren bir ilke olmaktan çıkmış; isteyenin alıp istemeyenin bıraktığı bir süs hâline gelmiştir. Bu yüzden çağımız cehalet çağı değil, bilinçli kayıtsızlık çağıdır.

 

Cahiliyeyi belli bir tarih aralığına hapsetmek yanıltıcıdır. Çünkü cahiliye bir takvim meselesi değil, bir zihniyet meselesidir. Mekke’de vardı, Roma’da vardı; bugün de vardır. 21. yüzyıl cahiliyeyi ortadan kaldırmamış; onu inceltmiş, görünmez kılmış ve gündelik hayata yedirmiştir. Eskiden yanlış, yanlış olduğunu bilirdi; bugün yanlış, doğruymuş gibi savunulmaktadır. Çağımızın en tehlikeli tarafı da budur.

 

Modern dünya ahlâkı inkâr etmedi; onu etkisizleştirdi. “Ahlâklı olabilirsin ama bunu kendine sakla” dedi. İnanç gibi ahlâk da özel alana sürüldü. Kamusal alan ise güç, çıkar ve fayda ilkeleriyle şekillendirildi. Böylece doğru ile yanlış, hak ile menfaat arasındaki çizgi silikleşti.

 

Bugün ahlâksızlık çoğu zaman fiilin kendisine göre değil, sistemi rahatsız edip etmediğine göre değerlendiriliyor. Uyuşturucu, insan ticareti ve fuhuş gibi insan onurunu yerle bir eden suçlar; belli ekonomik ve siyasal ağlarla uyumlu olduğu sürece görmezden gelinebiliyor. Aynı fiiller, sistemle çatıştığında ise bir anda sert biçimde cezalandırılıyor. Bu tablo, adaletin değil, düzenin korunduğunu gösteriyor.

 

Uyuşturucu, İnsan Ticareti ve Seçici Adalet

 

Uyuşturucu ve insan ticareti, İslam’ın açıkça yasakladığı büyük haramlardandır. Bu konuda bir tereddüt yoktur. Kur’an, insan hayatını ve onurunu dokunulmaz kabul eder:
“Kim bir canı haksız yere öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur.” (Mâide, 32)

Uyuşturucu insanı yavaş yavaş öldürür; insan ticareti ise onu diri diri metaya dönüştürür. Resûlullah (s.a.v.), aklı örten her şeyi açıkça yasaklamıştır:
“Sarhoşluk veren her şey haramdır.”

Ancak mesele yalnızca kullanıcıyı ya da sokaktaki küçük aktörü cezalandırmak değildir. Asıl mesele, bu bataklığı kuran ve besleyen sistemdir. Küresel ölçekte uyuşturucu baronlarının ve insan tacirlerinin çoğu zaman dokunulmaz olması; buna karşılık sistemle uyumsuz olanların toplum önünde şeytanlaştırılması, açık bir çifte standarttır.
Kur’an bu tür bir adaleti reddeder:

“Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adil olun; bu takvaya daha yakındır.” (Mâide, 8)
Resûlullah (s.a.v.) da adaletin çöküş sebebini şöyle açıklar:
“Sizden önceki toplumlar şu yüzden helâk oldu: İçlerinden soylu biri suç işlediğinde onu bırakırlar, zayıf biri yaptığında cezalandırırlardı.”
Bugün çocuklarımızı zehirleyen düzen ayakta dururken, sadece sistemle çatışanların hedef alınması kötülüğü bitirmez. Bu, sivrisineklerle uğraşıp bataklığı kurutmamaktır.
Bir şehirde her sabah nehirde boğulan çocuklar kurtarılırmış. Herkes nehir kenarında nöbet tutar, yorulur ama vazgeçmezmiş. Bir gün içlerinden biri sessizce nehrin yukarısına yürümüş. Döndüğünde şöyle demiş:

“Çocuklar burada boğulmuyor; yukarıda biri onları suya atıyor.”

yüzyıl cahiliyyesi, nehir kenarında kahramanlık yapmayı sever; ama çocukları suya atan düzenle yüzleşmek istemez.

Ailenin Çözülmesi ve Sahte Özgürlük

Bu çağda toplumsal çözülmenin en ağır bedeli aile üzerinden ödenmiştir. Küresel güçler, bir toplumu yıkmanın en kestirme yolunun aileyi dağıtmak olduğunu fark etti. Bunun için aileye doğrudan saldırılmadı; kadını merkeze alan bir “özgürlük” dili kuruldu.

Kadın, aile bağlarından koparıldı; annelik ve eşlik değersizleştirildi. Üretim–tüketim sistemine ucuz ve esnek iş gücü olarak entegre edildi. Buna özgürlük denildi; oysa gerçekte aile mefhumu yerle bir edildi. Feminizm, birçok yerde hak arayışından çıkıp kadın–erkek dengesini bozan bir çatışma ideolojisine dönüştü. “Kadının beyanı esastır” gibi ilkeler, adalet üretmekten çok toplumsal güvensizlik ve cepheleşme doğurdu.

Daha ileri bir aşamada insanın fıtratı tartışmaya açıldı. Cinsiyet muğlaklaştırıldı; aile “eski bir kurum” gibi sunuldu. Oysa Kur’an, aileyi insanlığın temeli olarak tarif eder:
“Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden O’dur.” (A‘râf, 189)

Ve evliliği huzurun kaynağı olarak gösterir:

“Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için eşler yaratması ve aranıza sevgi ile merhamet koyması, O’nun ayetlerindendir.” (Rûm, 21)
Resûlullah (s.a.v.) ise ölçüyü net koyar:

“Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.”

Bugün sokaklarda, parklarda ve ekranlarda sergilenen hayasızlık; bireysel tercih değil, toplumsal çözülmenin açık göstergesidir. Kötülük artık gizlenmiyor; gerekçelendiriliyor. Ahlâksızlık, ayıp olmaktan çıkarılıp bir yaşam biçimi olarak pazarlanıyor.

Sonuç

yüzyıl, sıradan bir modernleşme çağı değildir. Bu çağ, bilginin çoğaldığı ama hikmetin azaldığı; özgürlük söyleminin arttığı ama insanın yalnızlaştığı ustaca kurulmuş bir cahiliye düzenidir. En tehlikeli cahiliye ise kendisini cahiliye olarak görmeyendir.

Kaynak: Ali İSET

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Modifiye otomobil tutkunları M1 Konya AVM’de bir araya gelecek

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.