“17 Ağustos bize dayanışmayı ve umudu hatırlatıyor”

Psikolog Türk, depremlerin yalnızca fiziki yıkımlara neden olmadığını, aynı zamanda insanların ruh dünyasında derin izler bıraktığını vurgulayarak, “Depremler kayıp, korku, çaresizlik ve belirsizlik gibi duyguları yıllar sonra bile hatırlatabilir. Ancak insan zihni ve ruhu olağanüstü bir iyileşme kapasitesine sahiptir. Travmalar kalıcı izler bıraksa da, bireylerin ve toplumların sahip olduğu içsel güç onları yeniden ayağa kaldırabilir” dedi.

“ Yaş tutumak kabullenme sürecini kolaylaştırıyor”

Uzman Psikolog Türk, psikolojik iyileşme sürecinde üç temel kavramın öne çıktığını belirterek, ilk olarak süreçte yas tutmak büyük önem arz ediyor. Kaybı kabullenmek ve duygulara izin vermek iyileşmenin en doğal adımıdır.” şeklinde ifade etti.

“Dayanışma ve hazırlık süreçte önemli”

Uzman Klinik Psikolog Türk, süreçte sosyal çevrenin büyük önem taşıdığını ifade ederek, “Dayanışma süreçte çok önemli. Güvenli sosyal bağlar, ruh sağlığını koruyan en önemli faktörler arasında yer alıyor “ şeklinde konuştu.

Afetlere psikolojik hazırlık yapılmalı

Uzman klinik psikolog Şevval Tuncer Türk afetlere hazırlığın sadece yapılar üzerindeki hazırlıklar ve deprem çantası hazırlama gibi deprem sonrasında hayatta kalmaya yönelik hazırlıklarla sınırlandırılmayacağının altını çizerek, “Afetlere hazırlık, yalnızca fiziki değil psikolojik dayanıklılığın da parçasıdır. Geleceğe umutla bakmak, yaşamı yeniden inşa etmeyi mümkün kılar.” Dedi. Türk 17 Ağustos depremlerinin ve diğer doğal afetlerin toplumsal anlamda birlik duygusunu hatırlattığını dile getirerek, “17 Ağustos bize yalnızca kayıpları değil, aynı zamanda dayanışmayı, yeniden başlamayı ve insan ruhunun gücünü de hatırlatıyor. Geçmişin acılarının anılmasının yanında geleceğe umutla bakmanın önemine işaret ediyor” ifadelerini kullandı. (ÖZEL HABER)