Köşkte 'kiralık' bilmecesi

Yıllardır ihalesi yapılan fakat bir türlü onarılamayan 2. Kılıçarslan Köşkü ile ilgili tartışmalar bitmiyor. Arkeolog, Sanat Tarihçi ve restoratör bulundurma mecburiyetinin, şirketler tarafından "kiralık diploma” ile aşıldığının ortaya çıkması, son yıllarda yapılan restorasyonların da aynı yöntem ile yapılma ihtimalini akla getirdi. Tarihi yapı ve onu koruyan şemsiyesinin nasıl restore edileceği merakla beklenirken, işi yapacak firmanın da yaz aylarına doğru işe başlayacağı öğrenildi. Ayrıca, iddiaya göre, işin uzmanı kişiler, “kiralık diploma” yöntemi ile çalışıyor gösterilip, tarihi yapılar tehlikeye atılıyor. Bu iddianın doğru olması halinde, tarihi köşk ile ilgili ihalenin iptaline yol açıp açmayacağı da merak ediliyor. NET AÇIKLAMA YAPILMADI Tarihi köşkün restorasyonu ile ilgili önceki yıllarda yapılan ihalelerin sonuçsuz kalması üzerine, geçtiğimiz yıl 6 Kasım tarihinde tekrar ihaleye çıkılmıştı. İhaleye, 4 firma teklif vermiş ve nihai karardan sonra ihale, merkezi Ankara’da bulunan bir firmaya kalmıştı. Önceki yıllarda tarihi köşkün ve onu koruyan şemsiye şeklindeki beton yapının cam bir fanus içine alınma ihtimali bile konuşulmuş fakat gözle görülür bir çalışma yürütülmemişti. Yıllardır perişan halde bulunan köşk ile ilgili nasıl bir çalışma yürütüleceği halen bilinmezken, tarihi yapının son durumunu uzmanlar ve vatandaşlar sürekli eleştirmesine rağmen, net bir açıklama da yapılmamıştı.  EŞREFOĞLU CAMİ İDDİASI Bir önceki dönem, Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanlığı yapmış olan Prof. Dr. Ahmet Tırpan konu ile ilgili Yeni Meram’a bilgiler aktardı. Tırpan,“Bu işler maalesef bu şekilde. Müteahhitler, işin en kolay yolunu seçiyorlar. “Yasaların arkasından nasıl dolanırız” düşüncesi ile hareket ediliyor. Arkeolog diploması kiralıyorlar. Bunun sorumluluğu var fakat arkeolojik bir alanda bunun sorumluluğu nasıl ispatlanacak. Beyşehir Eşrefoğlu Cami’nde birçok işlemeler ve kalem işleri boyandı. Buranın sorumlusu kimdi? Ortaya çıktı mı? Maalesef çıkmadı” dedi. KÜLTÜREL AÇIDAN BİLİNÇLENİLMELİ Arkeolojik kazılarda uzman kişilere önem verilmesi gerektiğine de vurgu yapan Prof. Dr. Tırpan, “Tarihi eserleri, estetiği için korumamalıyız. Tarihi belge niteliği taşıdığı ve bir değeri olduğu için korumalıyız. Eski dükkânları yıkıp, yeniden yapmanın bir anlamı var mı? Bu durum tarih olarak ne anlam ifade ediyor? Tarihi eseri araştırmak mutlaka Arkeolog ve Sanat Tarihçilerin önderliğinde yapılması gerekiliyor. Arkeolojik kazı, müteahhide verilemez. Eserlerimiz yok ediliyor. Sorarsanız; herkes vatanını seviyor ve milliyetçi. Dokuzun Hanı’na bakıldığında, tarihi açıdan durumu görülecektir. Her tarafı beton. Selçuklu Devleti’nde beton mu vardı? Mevlana Türbesi’nin oradan da ray geçecek. Halkımız kültürel olaylara karşı daha çok bilinçlenmeli” diye konuştu. Salih KÖPRÜLÜ