Ayrılmaz ikili: Futbol ve para!

Süper Lig’in yeni sezonu için geri sayıma geçilirken, takımlar da kadrolarını oluşturma adına transfer çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, takımların gelirlerinin her geçen sezon düşmesi nedeniyle İstanbul’un köklü takımlarını bir kenara koyarsak, transferde kulüplerin deyim yerinde ise elleri kolları bağlı.
Nasıl elleri kolları bağlı olmasın takımların! Bundan tam 3 sezon önce yayın gelirinden 500 milyon doları aralarında pay eden kulüplerin bu geliri bu sezon itibariyle 100 milyon dolara kadar düştü.
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve biraz da Trabzonspor sponsor gelirleriyle transferde Anadolu takımlarına göre daha cömertçe paralar dökseler de ileriye dönük bakıldığı zaman bu takımların da borçları deyim yerinde ise Ağrı Dağı’nın zirvesini aşmış durumda!.
Anadolu takımları bu yaz transfer döneminde, genelde sözleşmesi biten futbolculara yönelerek düşük bütçeli transferlerle kadrolarını oluşturma çabası içindeler.
Futbolda yıllardır hep konuşulur, ‘Altyapıdan her sene en az 2 futbolcu çıkaracaksın ki, maddi sorun yaşamayacaksın’ diye. Bunun yanında yabancı kuralı tezi vardır! Yabancı kuralının değişmesi ve yerli isimlere daha çok şans verilerek, yabancı futbolcu transferinin asgariye indirilmesi ve kulüplerin daha az borçlanacağı tezi hep savunulur.
Ancak biz ülke olarak altyapıda maalesef sistemli bir çalışma yürütemediğimiz için çok da başarılı değiliz. Arada sırada Arda Güler gibi isimler çıkıyor ancak bu yeterli değil, takımlar her yıl Arda Güler’in sayılarını artırsın ki, gelirler giderleri karşılayabilsin…
Yabancı kuralında da yıllardır değişikliğe gidilir! Yabancı sayısı bir artar veya bir düşer, ya da tamamen serbest bırakılır!...
Ancak ne yazık ki bu konuda da kulüpleri rahata erdirecek formül bulamadığı için ‘yabancı kuralı’ çözülemez bir bilmeceye dönüştü ve halen de tartışılmaya devam ediliyor, ‘serbest bırakılsın, kısıtlama getirilsin!’…
Biz ülke olarak henüz yabancı kuralında ‘serbest kalsın veya kısıtlama getirilsin’ tartışmalarına nokta koyamadığımız sürece yurt dışından futbolcu ithal etmeye devam ederiz…
Konyaspor da bu transfer döneminde titiz ve ekonomik davranmak zorunda olan kulüpler arasında yer alıyor. Yeşil-beyazlılar, takımdan ayrılan isimlerin yerine alınacak futbolcular ve eksik mevkilere yapılacak takviyelerde bütçeyi aşmayacak şekilde planlanmasını yaptı ve bu doğrultuda da hareket ediliyor.
Kulüp Başkanı Fatih Özgökçen de geçtiğimiz günlerde Erzurum kampında yaptığı açıklamada, kulübün borcunun döviz kurunun da etkisiyle 589 milyon TL’ye dayandığını ve bu nedenle transferde çok yüksek ücretli imzaların önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.
Şu ana kadar 4 futbolcuyu kadrosuna katan Konyaspor, transferin kalan bölümünde 3-4 isimle daha sözleşme imzalayarak bu süreci tamamlamayı hedefliyor.
Ancak, son olarak Rizespor’a transfer olan Adil Demirbağ gibi talibi çıkan ve istenilen bonservis ücretinin verilmesi halinde Konyaspor’da ayrılıklar da sürebilir.
Bu durumda da gidenlerin yeri de illaki bir şekilde doldurulacak ama şunu da belirtelim.
Yönetim, satılan futbolcudan gelecek paranın tamamını veya daha fazlasını vererek yerine futbolcu almayacak.
Bu da şu demek, ‘Bir futbolcudan 10 lira kazanıyorsan, bunun 5 lirasına yeni bir transfer yap, kalan 5 lirayı kasaya koy’!...
Konyaspor yönetimi bu anlayışla hareket ederek, takımın kimliğine de karakter olarak zarar vermeyecek isimleri kadroya kazandırarak yeni sezona başlamayı hedefliyor.
4 takımın küme düşeceği Süper Lig’de yeni sezon oldukça çetin geçecek. Umarım yeşil-beyazlı yönetimin transferdeki bu anlayışla yaptığı hamleler tutar ve Konyaspor, Süper Lig’de yer almaya devam eder.
Konyaspor’un 2023-2024 sezonuna nasıl başlayacağını ve hedefinin ne olacağını tahmin etmek zor, ancak ben şimdiden söyleyeyim; ‘Orta sıralarda ligi tamamlayan Konyaspor’a razıyım’…
Çünkü maddi zorlukların her geçen yıl arttığı Süper Lig’de yer alabilmek de bir başarıdır!...
-------------------------------------