Konya
°C
Yeni Meram

Kocaman umutlar

Kocaman umutlar - Ali Can - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
20.04.2016 01:13
0
8374
ABONE OL
Büyük Konyaspor sevdasıydı bizimkisi. Hem de mazisi öyle üç beş yıllık değil, 1981 yılı haziran ayına kadar uzanır başlangıcı. Konyaspor ile Konya İdmanyurdu arasındaki kısır çekişme önü alınamaz şekilde devam ederken, dönemin Konya Valisi Kemal Katıtaş duruma el koymuş ve iki takımın birleşmesi için temelleri atmıştı. Daha o zamanlar, amaç şehrin kaynaklarının ikiye bölünmemesi ve tek takımla başarının yakalanmasıydı. Üst üste kaçan şampiyonluklar, şimdiki adıyla Süper Lig'in bir türlü yakalanamaması, taşan sabırlar, sahaya bırakılan tavuklar, olaylardan sahamızın haftalarca kapatılması, öfke seline kapılan taraftarların şehir merkezini kırıp dökmesi. Daha neler neler. İçerideki her maçta neredeyse saatler öncesinde dolan tribünler, iğne atsan yere düşmez deyiminin dile geldiği günler. Aykut hoca da iyi bilir o günleri. 1986-87 sezonunda Sakaryaspor’la giriştiğimiz şampiyonluk mücadelesinde, rakip takımın en etkili oyuncularındandı. Mart 1987'de Konya'da Sakaryaspor'la oynadığımız maçta seyirci sayısı neredeyse 35 bini bulmuş, konuk takım Aykut Kocaman'ın da bir golüyle sahadan beraberlik çıkarmıştı. Adı geçen sezon bizim için olaylı Tarsus karşılaşmasıyla, yani hüsranla sonuçlanmış, Sakaryaspor ise sadece üç averaj farkıyla ipi göğüsleyen ekip olmuştu. Ülke gündemine oturan Tarsus olaylarıyla Konyaspor idam sehpasına oturtulmuş, yönetimin de istifasıyla kulüp ortada kalmıştı. Tam dibe vurduğumuz, ard arda hayal kırıklıkları yaşadığımız yıllardı. Rahmetli Kemal Katıtaş bir daha masaya yumruğunu vurmuş, dönemin belediye başkanı Ahmet Öksüz de ona destek vermiş ve kulübün yükünü sırtına almıştı. Adeta küllerinde doğmuştu Konyaspor. Neyse, lafı uzatmayalım. Yoksa konu uzar gider. Özkan Sümer, Büyük Metin'li, Suat Kaya'lı, Salih'li takımı şampiyon yaptı. Şimdiki adıyla Süper Lig'e fena başlamadık aslında, ama devamını getiremedik. Ortalarda biten iki sezonun ardından gelen düşmeye oynamalar, 1993'teki hüsranı getirdi. Sonrasında tam on yıl bekledik Süper Lig'i. Bu yılların çoğunda kapının ucundan döndük, ard arda gelen hayal kırıklıkları kaderimiz oldu. Ta ki 2002-2003 sezonuna kadar. Tekrar Süper Lig'e kavuştuğumuz bu dönemde en iyi günlerimizi Aykut hocayla geçirdik. 2005-2006 sezonunu 46 puanla 7. sırada tamamladık. Aykut hocanın teknik direktörlük hayatındaki kırılma noktalarından birini yaşadığı, Anelka'nın eliyle ülke gündemine oturan Fenerbahçe maçını oynadığımız sezondu bu. Hoca, Anelka'nın elini gör(e)meyen hakeme ve düzene lanet okumuş, "Ben bu haksızlıklara gelemem artık" deyip teknik direktörlüğü bırakmıştı. Sonrasındaki ikna çabaları sonuç vermiş, "El değmemiş bir lig istiyoruz" sloganı ise bütün Türkiye'ye yayılmıştı. Bu sezonun sonunda hoca Ankaraspor'a gitmiş, bizim Süper Lig yolculuğumuz ise her sene puan cetvelinde birer ikişer aşağıya inerek devam etmişti. 2008-09 sezonunda ise averajla kabusumuz olan alt lige düştük. 1.Lig'deki bu serüvenimiz kısa sürdü, bir yıl sonra Süper Lig'e geri döndük. Ama ne dönüş. Bir sezonda yapılan kırk küsür transferle alay konusu olduk. Netice mi, bu sefer averaja da kalmadan 1. Lig'i boyladık, hem de transfer yasağı prangasını da boynumuza asarak. 2013-14 sezonunda Süper Lig'e tekrar yükseldik. Aykut Kocaman'la ikinci buluşmamız ise malumunuz üzere, 2014-2015 sezonunda gerçekleşti. Ve Aykut hoca, Konyaspor’a tarihinin en iyi günlerini yaşattı, yaşatmaya devam ediyor. Peki neden bütün bunları yazdım, ta eskilere gittim. Evet, gelelim sadede. Öylesine güzel günler geçiriyoruz ki Konyaspor'a dair. Dile kolay, 35 yıldır bugünleri bekliyoruz. Onca yıldır, Kartal'ımızın şöyle keyifle gökyüzünde süzüldüğü bugünleri hayal ediyoruz. Ne küskünlükler yaşadık bu 35 yılda, ne eski tüfek taraftarları stadyumun kapısından bile içeri girmez hale getirdik. Hayallerimiz Süper Lig'de şampiyonluğa oynayan bir takımdı, gerçekler 1. Lig'i, küme düşmeleri yüzümüze çarptı hep. Şimdi ise. Puan cetveline bakmaya doyamıyoruz, neredeyse koynumuza alıp öyle yatacağız gazete küpürlerini. Bir gün gururla seyredeceğimiz, yüreğimizi değil koltuklarımızı kabartan Konyaspor hayalimiz, bugünlerde capcanlı karşımızda duruyor. Eskiden, girdiğimiz esnaf dükkanlarında "Ne olacak bu Konyaspor'un hali" sorularına muhatap olurduk. Şimdi ise değil Konyalı, başka şehirlerden çocukların bile Konyaspor'u tutmaya başladığı hikayelerini dinliyoruz. Evet, bugünleri çok bekledik. O yüzden, bugünlerde yaşadığımız güzellikler bizi çok hem de çok mutlu ediyor. Neredeyse her hafta yeni bir rekor kırıyoruz. İşte bu yüzden Aykut hoca bizim kıymetlimiz. Yılların hasreti olan başarı onun teknik adamlığında, ilmik ilmik işleyerek oluşturduğu takım kurgusuyla geldi. Bugün kocaman umutlarımız varsa artık, Kocaman'ın emeği çok hem de çok fazla. Ve sıra yeni rekorda şimdi, yeni umutlarda. Zihnim beni yanıltmıyorsa, Türkiye Kupası'nda bu sezona kadar sadece bir kez yarı finale yükseldik. 1988-1989 sezonunda, yarı finalde Beşiktaş'la karşılaşmış ve elenen taraf olmuştuk. Bu sezon Türkiye Kupası'nda, tarihimizde ikinci kez yarı finaldeyiz. Ama artık final istiyoruz. Fenerbahçe matematiksel olarak değilse de ruhen ligden kopmuş ve Türkiye Kupası'nı ilaç olarak görüyor olursa olsun. Biz de iddialıyız. Hem daha çok isteyen taraf da biziz. 1.Lig’de mücadele ettiğimiz 2002-2003 sezonunda Lorant’lı Fenerbahçe’yi kupa dışına itmiştik (Hatırlarsınız, adı geçen sezonun başında kayyumun eşiğinden dönmüş, 72 saatte kurulan takımla Süper Lig’e çıkmıştık). Şimdi yine yaparız. O gücümüz, inancımız var. Gözümüz önce final, sonra kupada. Yeşil-Beyazlı kulüp tarihinin bu en nadide sezonuna kupa yakışır. Hem de çok yakışır…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.