Konya
°C
Yeni Meram

Hasbunâllâhu ve ni'mel vekîl

Hasbunâllâhu ve ni'mel vekîl - Mustafa Afşin - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
08.03.2017 06:50
08.03.2017 09:51
0
8324
ABONE OL
İnsanoğlu Rabbin verdiği fiziksel, ruhsal ve mantıksal yeteneklerle günlük hayatın içerisinde karşılaştığı sorunlarla mücadele edebilir şekilde yaratılmıştır. Ancak hayatta her ne kadar bir şeyleri yerine getirmek veya bir şeylere ulaşmak için kişisel yetenek ve becerilerimize güveniyor olsak da bazen yapabileceğimiz hiçbir şeyin olmadığını gördüğümüz zamanlarımız vardır. Bu zamanlar aslında İlahi bir yardımın vaktinin geldiğinin müjdecisidir. İnsan, eğer kendisini Yaradan Yüce Allah’ı kendine vekil olarak görürse üzerindeki sorumlulukların ağır baskısından sıyrılır ve gücünün yetersizliğini, acizliğini beyan ederek Âlemlerin Rabbinin gücünün ve kuvvetinin sınırsızlığına teslim olarak en doğruyu, en iyi sonucu yani en hayırlıyı tercih etmiş olur. Babilliler elleri ile yaptıkları putlara (heykellere) tapınan bir toplumdu. Özellikle insanlık tarihinin en kanlı diktatörlerinden biri olan Nemrut zamanında putperestlik belâsı korkunç boyutlara ulaşmış ve Nemrut da kendisini putlaştırıp heykellerini tapınağa koydurmuştu. Babillilerin bayram şenliği için şehrin dışına çıktıkları bir gün, Hz. İbrahim (a.s) onların tapınağına gitti ve biri hâriç, heykellerin hepsini kırıp paramparça etti. Bayram dönüşü tapınaklarına koşuşan Babilliler, putlarının param parça olduğunu görünce çılgına döndüler ve “Bunu ancak İbrahim yapmıştır” diye Nemrut’a şikâyet ettiler. Nemrut, halka ve görevlilere derhal odun taşıyıp büyük bir ateş yakmalarını emretti ve Hz. İbrahim’(a.s) in ateşte yakılarak cezalandırılacağını haber verdi. Halkın ve görevlilerin günlerce taşıyıp kalenin yakınına yığdıkları odunlar her taraftan tutuşturulunca, korkunç alevler her tarafa yayıldı ve aşırı ısıdan havada uçuşan kuşlar bile ölmeye başladı. Hz. İbrahim’i (a.s) ateşe atmakla görevli askerler aşırı ısıdan dolayı ateşe yaklaşamayınca, mancınıkla atılmasına karar verildi ve tüm giysileri çıkarılan Hz. İbrahim (a.s), elleri, ayakları bağlanıp mancınığa kondu. Gökteki melekler ağlıyordu ve Hz. İbrahim (a.s)’i kurtarmak için Allah’tan izin istiyorlardı. Allah meleklere: “Gidin, eğer İbrahim sizin yardımınızı kabul ederse kurtarın” dedi. Melekler sevinip geldiler ama Hz. İbrahim (a.s) onların yardımını kabul etmeyince hüzünle geri döndüler. Mancınıktan hızla fırlatılan Hz. İbrahim (a.s) ateşe giderken, Allah’ın izniyle Hz. Cebrâil (a.s) yetişti ve “Ey İbrahim! Ne olur bana izin ver, seni kurtarayım” dedi. Hz. İbrahim (a.s) onun yardımını da kabul etmeyince  Hz. Cebrâil (a.s) :  “O halde Allah’a yalvar” dedi. Can pazarının yaşandığı o anda genç bir delikanlı olan Hz. İbrahim (a.s), Allah’ın benim halimi bilmesi yeter dedi ve ardından “Hasbunâllâhu ve ni'mel vekîl” (Allah bana yeter, O ne güzel vekildir) diye, Yüce Allah’ın irâdesine teslim ve takdirine râzı oldu. Kul, “Allahım bana yeter, O ne güzel vekildir” diye, Yüce Allah’ın irâdesine teslim ve takdirine râzı olunca!.. Bütün âlemlerin Rabbi olan Allah kuluna yardım etmez mi? Yüce Allah derhal buyurdu: Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol! (Enbiyâ – 69) Mancınıkla fırlatılan Hz. İbrahim (a.s) ateşin tam ortasına düştü ama düştüğü yer yemyeşil çimen oldu, yerden tatlı, serin su fışkırdı ve ateş Hz. İbrahim’in (a.s) sadece el ve ayak bağlarını yaktı. İnsanın kendini Yüce Allah’a teslim etmesi, hem benliğinden vazgeçmesi hem de gerçek ve mutlak hâkimiyet sahibinin iradesi ile sahiplenme duygusunun eriyip gitmesini sağlar. Kişi, sahiplendiği her şeyin kölesi olarak, onun asıl sahibini unuttuğunda kendini çıkmazların içerisinde kaybeder. Bu da hayatının tamamında bir kargaşa ve huzursuzlukla kendini gösteren amansız bir hastalık olarak karşısına çıkar. İşte bu sebepten ruhsal huzur, ancak Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a kayıtsız şartsız teslimiyettedir. Allah, en doğrusunu bilir…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.