Dünyanın Doğusunda Bir Osmanlı Gemisi

1887 yılında Dersaadette çok uzaktan misafirler gelmişti. Japon Prensi Komatsu, mahiyetiyle beraber, Sultan II. Abdülhamid’i ziyarete gelmiş ve birçok nadide eseri hediye olarak getirmişti. Bu ziyaret hasebiyle dostluk bağlarını ve diplomatik ilişkileri geliştirmek adına Sultan kısa süre sonra iade-i ziyaret maksadıyla bir donanma hazırlatıp, dünyanın en doğusuna ilk defa heyet göndermeye karar vermişti. İki yıllık süreç sonrasında “Ertuğrul Fırkateyni” hazırlanmış ve 56 subay, 609 mürettebat ile İstanbul’dan yola çıkmıştı. Padişah gerçekten devrin üzerinde bir zekâya sahipti. Bir Cihan Devleti hükümdarına yakışır şekilde düşünüyor, gelecek yıllarda belki de Uzak Doğuya yapılacak ticari faaliyetleri yahut stratejik işbirliğinin hesabını yapıyordu. Belki de kısa süre sonra çıkacak Dünya Savaşı için farklı plânları kurguluyordu. Bilinmez, tahmin edilmesi güç bir kafa yapısına sahipti II.Abdülhamid. Osmanlı Donanması yıllar öncesinde büyük okyanuslara açılmaya teşebbüs etmiş fakat Hint Deniz Seferlerinde büyük bir hüsrana uğramıştı. Asırlar sonra tekrardan eskisine göre daha küçük çapta ve tek bir gemiden oluşan bu fırkateyn rotasını Japonya’ya kırmıştı. Bir yıla yakın bir süre sonra Japonya’ya ulaşan Ertuğrul, Japon İmparatoru Meiji'ye, Sultan'ın el yazısıyla yazdığı mektubu ve nadide eserleri ulaştırmıştı. Osmanlı heyeti üç ay Japonya’da kaldıktan sonra dönüş hazırlıkları tamamlayarak ana yurda doğru dönüşe başlayacaktı. Fakat kısa bir süre sonra Ertuğrul, Japonya’nın Kuşimoto liman şehrinde büyük bir fırtınaya tutulacak akşam saatlerinde kayalıklara çarparak parçalanacaktı. Bu kaza sonrasında 550 Osmanlı Leventi şehit olacaktı. Mürettebattan sadece 50 kişi kurtulmuştu. Kazadan kurtulan Yüzbaşı Mehmet Ali Bey o günü şöyle anlatmıştı: "Gemi kaptanları Osman Paşa ve Ali Bey, diğer subaylarla güvertede sessizce diğer mürettebata talimat verirken rüzgarın azalmasını bekliyordu. Sonrasında gemi Oshima’nın sığ yerlerindeki insan yiyici kayalıkların içine doğru girdi ve korkutucu seslerin duyulmasına herkesin bağırış sesleri eşlik etti. Bu haykırışlar arasında geminin her bir bölümü parçalandı.” Geriye kalan mürettebat Japon Devleti tarafından bir gemi eşliğinde İstanbul’a ulaştırıldı. Bu elim kaza sonucunda tarihte Türk-Japon kardeşliği de başlamış oldu. Sultan Abdülhamid ileride tahttan indirilmeseydi muhtemelen bu ilişki daha farklı boyutlara çıkmış olabilirdi. Tarihte yerini alan bu acı kazada şehit düşen askerlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyoruz...