■ Her önemsiz şey, çok küçümsenirse, öcünü alır. (Lessing)
***
“Bir çividen ne çıkar?” denilmemelidir.
Küçük bir çivi kimi zaman ve koşullarda önemli sonuçlara neden oluşturabilir.Kimi olgu, oluşum ve nesneler var ki, küçüktür ancak ne var ki, işlevleri öylesine büyüktür, dikkate almak gerek.
…
Çivi nedir; Çiviye ilişkin rutin bilgiler;
Çivi, ahşap ya da plastik malzemeleri bir daha açılmamak üzere birleştirmek için kullanılan birleştirme aygıtıdır. Bir ucu sivri ince çubuk benzeri parçanın diğer ucunda
çekiç ile vurulabilecek başlık vardır. Başlığa çekiç ile vurulduğunda sivri uçta çok yüksek basınç oluşur. Bu basınç çivinin yumuşak
tahta veya plastik içerisine dalmasına neden olur. Çivi üzerinde bulunan ufak tırtıklar geri çıkmasını önler. İki parçaya da saplanan çivi parçaları birleştirmiş olur. Çivi çakmak için dizayn edilmiş çekiçler üzerinde yanlış çakılan çiviyi düzeltmek veya çıkarmak için özel bir anahtar delik bulunur. Bu deliğe çivi başı takılır ve çekicin diğer ucundan kuvvet uygulanarak kaldıraç etkisi ile çivi sökülür.
Kullanım amaçlarına göre çivilerin gövde kısmı, düz, ring, helikal (vidalı) şekildedir. Ring ve vidalı çiviler düz çivilere göre daha zor söküldüğünden çok iyi birleştirilmesi gereken ve yük taşıma etkisine maruz kalan yerlerde yeğlenir. Beton uygulamalarında kullanılmak üzere karbonlu telden, ısıl işlem ile sertleştirilerek üretilmiş çiviler vardır.
…
“Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh (çivi) gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum. (Attila İlhan)
…
Bir tüccar atına atlayıp, uzak kentlerin birine gitmiş. Elindeki kıymetli taşları satarak tekrar yaşadığı kente dönmek arzusunda imiş.. Öğle üzeri bir yerde mola vermiş. Atının bakımını yapan uşak efendisini uyarmış;
" Atınızın sol arka ayağının nalından bir çivi noksan. Çiviyi çakmamı ister misiniz?"
Tüccarın yanıtı şöyle oldu;
"Bir şey olmaz . Vakit kaybetmeme gerek yok. Nasıl olsa altı saatlik yolum kaldı, gidene kadar da nal düşmez herhalde."
İkindi üzeri bir konakta, tekrar dinlenmek için mola vermiş. Atın yemini ve suyunu veren uşak tüccara sormuş
"Atınızın sol arka ayağının nalı yok. Ne yapmamı istersiniz?''
Tüccar demiş ki;
"Hiç bir şey yapmayın. şunun şurasında bir kac saatlik yolum kaldı. Vakit kaybetmeden yoluma devam etmem lazım. Gidene kadar bir şey olmaz."
Tüccar yola çıkmış. Fakat çok geçmeden at aksamaya başlamış. Bu topallama uzun sürmemiş. Sonunda yere düşen atın bir ayağı kırılmış. Tüccar çaresiz atı bırakmış.Yükünü
sırtına alarak, yolun geri kalan kısmını yürüyerek tamamlamak zorunda kalmış.
Sonra da kendi kendine konmuşmuş;
“ Aaah, benim akılsız kafam aah!. Bütün bunlar bir tek çivi yüzünden geldi başıma. Beş dakika bekleyip çiviyi çaktırsaydım, hem saatlerce yürümemiş olacak, hem de at, boşu boşuna ölmeyecekti.
…
Büyük Türk hakanı Atilla konuşmuş;
"Atımın nalındaki bir çivi düşseydi, bu büyük ülke olmazdı!"
Çevredekiler şaşkınlık içinde konuşmuş;
"Ama nasıl olur? Bir çivi bir ülkeyi nasıl kurtarır?"
Büyük Türk Hakanı Atilla yanıt vermiş;
"Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır. Şimdi anladınız mı? Bir çivinin eksikliği, ne kadar büyük kayıplara neden oluyormuş."
…
■ Çivi çakmak için tornavidanın sapını kullanabilirsiniz, ama en uygun araç çekiçtir. (Nakamura)
■ Köhne fikirler, paslanmış çivilere benzer, söküp atmak çok güçtür.( Cenap Şhabettin)
■ İşinin sahip olduğu tek şey çekiç ise; çevresindekileri çivi gibi görmeye başlar.
(Victor Hugo)
■ Dostuz insan çivisiz tahtadır.(Anonim)
■ Eğer bir örs isen kendini sabit tut, eğer bir çekiç isen zamanında vur. (G.Herbert)
■ Çürük tahta çivi tutmaz.(Anonim)
■ Çekiç ve çiviler olmadan ev yapamazsınız.
(Hosotani)
…
Ülkemizde “çivi” soyadı almış o kadar çok aile var ki. Çivi bizim Kültür, Edebiyat, Sanat ve geleneğimizde kimi zaman öykü, şiir, hatta roman ve folklordur;
Bütün kaygılarımdan arına arına,
Bilmem ki çıkar mıyım yarına,
Kızımın resmi için odamın duvarına
Bir çivi çakarken ölebilirim..
Düşündüm musalla saltanatımı,
En son bineceğim tahta atımı,
Bir ayna önünde kravatımı
Takarken ölebilirim..
Çağırırsın bir gün beni de ölüm
İster istemez gelirim.
Bir güzel çocuğa, bir güzel kıza
Bakarken ölebilirim..
(Yavuz Bülent Bakiler)
…
Çivi kimi yapıtlara da ad oldu. Örneğin ünlü şair İlhan Berk’in bir şiir kitabının adı Çivi Yazısı (1960)
…
Çivi ve sanat; Filografi, çivi sanatıdır, yabancı adıyla string art. Göz okşayan, estetik, son zamanlarda da popülerliği artmış bir teknik. Ahşap ya da sunta pano üzerine çiviler çakılıp araları düzenli biçimde teller ya da iplerle doldurma işlemiyle yapılarak özellikle hat yazıları, çiçek desenleri ve harflerle oluşturuluyor. Bu denli çivi sanatı – filografide pano üzerine, tasarlanan çizim yapılıyor. Çiviler belli sıklıklarla düzgün bir şekilde panoya bu desen üzerinden çakılıyor. Daha sonra da uygun renklerde teller ya da ipler çiviler arasından geçirilerek desenlerle dolduruluyor. İpleri ya da telleri sıkı biçimde germek de şart, İnce ve renk renk teller Hobi mağazalarından temin edilebilir.
…
Saçları yere dökülü
Dağılmış tel tel kâkülü
Elleri çiğdem kokulu
Bir güzel sevdim yaylada.
Duvara halı çakmışlar
Yollara çiçek dökmüşler
Eline kına yakmışlar
Bir güzel sevdim yaylada.
( A.Rıdvan bülbül)
…
En çok kullandığımız çivi terimi de şu;
■ Çivi çiviyi söker!
Terime çeşitli anlamda yüklemeler yapılır;
■ Güç bir şey, güçlü bir şeyle yenilir. Çetin işlerin üzerine sağlam bir irade ve olağan gücümüzle yüklenmeliyiz.
■ Çirkefe taş atma üstüne sıçrar,
Çivi çıkar ama yeri kalır.
■ Çobana verme kızı, ya koyun güttürür
ya da kuzu.
■ Çobansız koyunu kurt kapar
…
Harnupun bağrındaki çivi
Gövdesine kalın bir çivi çakmışlar
Bencileyin acılar çeken harnup
Sakız sakız kanını akıtmış yarasından
Adak çiçekleri renk renk dallarında
Güver uçurumu bir milyon yıllık
Harnup yüz yaşında
Çivi on yıl önce çakılmış
Sevgimiz daha yedi yıllık
Benim tek niyetin sensin
Bu çiviyi çekip çıkarabilirsem bağrından harnupun
Benimsin
Çıkaramazsam olmayacak niyetim
Harnup çektikçe bağrındaki acıyı
Ben de çekeceğim ölene dek
Harnupun sakızı çivinin pasına kaynamış
Yarası derin mi derin harnupun
Tuttum çivinin başını
Ne de güçsüzmüş parmaklarım
Dayan sevdalı yüreğim
Göster gücünü demire
Göster gücünü sakızı taşlaşmış harnupa
Kurtar harnupun yüreğini
Ve kurtar kendi yüreğini
Çek çıkar çiviyi güçsüz parmaklarım
Herkül’se Herkül’ün parmakları
Zeus’sa Zeus’un
Zaloğlu Rüstem’in
Hazret-i Ali’nin parmakları ol
Savaşım zorlu mu zorlu
Kan ter içindeyim
Bir milyon yıllık uçurum
Harnup yüz yaşında
Çivi yarası on yıllık
Sevgimiz yedi
Pas sakıza sakız pasa kaynamış
Çıkarabilirsem çiviyi
Uçsun gönül kuşum kendi göklerinde
Çıkaramazsam
İşte uçurum
Paslı çivi oynadı yerinden
Ya kırılırsa başı çivinin
Canımı takıp dişime
Senin adını haykırdım uçuruma
Sesim geri döndü yüzonbeş metreden
Ve bir milyon yıl öteden
Çivi söküldü harnupun bağrından
Demek benimsin günün birinde sevgilim
Harnupun yarası on yıllık
Benimki yedi
Harnup yüz yaşında
Bir milyon yıllık uçurum
O paslı çiviyi saklıyorum
Güver uçurumunca sabırlıyım
Ölsem de kalsam da
Dünya durdukça seni seviyorum
(Aziz Nesin)