HİÇ KİMSE SEÇİMİ BÖYLE DEĞERLENDİRMEDİ

Türkiye’de yaşayan bizler büyük bir kültürün, yüce bir medeniyetin, güçlü bir umranın temsilcileriyiz. Tarihte imparatorluk kurmuş, dünyayı asırlarca adaletle yönetmiş birkaç milletten biriyiz. Elhamdülillah Allah bu millete bu gücü, bu erdemi nasip etmiş. Bu sebepledir ki fert olarak, aile olarak, millet olarak karşılaştığımız sıkıntıların, darlıkların yenilgilerin karşısında naçar kalmaz, ye’se düşmez “ bismillah”, “Allah var keder yok”, “olanda hayır vardır…” Der yolumuza devam ederiz. Biz bu eşsiz, güzel ve pek kıymetli anlayışı ve tavrı Rabbimizin insanlığa gönderdiği son kitabı olan Kur'an'ın ayetlerinden, son elçi olan Peygamberimizin (sav) hadislerinden, sahabe efendilerimiz başta olmak üzere bizden önce yaşamış atalarımızın, âlimlerimizin, mürşitlerimizin eylem ve söylemlerinden; üzerinde yaşadığımız ve hüküm sürdüğümüz (Orta Asya, Horasan, Anadolu, Balkanlar, Akdeniz Havzası, Mezopotamya) topraklarda oluşan kültürlerden almışızdır. Bu hazine bize en zor zamanlarda, en sevinçli anlarda, en büyük sıkıntılar da (Zaferde ve mağlubiyette, zenginlikte ve fakirlikte, hastalıkta ve sağlıkta, kıtlıkta ve bollukta…) “olan da hayır vardır” , Rabbimiz neylerse güzel eyler” sözleri ile kılavuzluk eder. Hastalığa “Allah'ın bir hediyesi” olarak bakmak, sıkıntıları “Allah'ın bir imtihan olarak görmek…” Bu eşsiz hazinenin unsurlarıdır.
Bu girizgâhtan sonra son seçimle ilgili birkaç cümle yazmak istiyorum. Baştan şunu söyleyeyim, Türkiye’nin yönetim biçimi/sistemi cumhuriyet/demokrasidir. Demokrasilerde başa geçmenin, ülkeyi yönetme hakkını elde etmenin tek yolu vardır, oda halkın re’yi,(oyu) yani seçimdir. Bu sebepledir ki halkın verdiği karara herkes saygı duymak zorundadır.
“31 MART VAK’ASI”
Türkiye’de çok sık yapılan seçimlerden biri daha 31 Mart'ta (2024) yapıldı. Netice ana Muhalefet için tam bir zafer, iktidar içinse mağlubiyet oldu. Türkiye’deki demokrasinin geldiği noktanın olgunluğunu göstermesi açsından galip gelen partinin başkanı Sayın Özgür Özel’in ve de kaybeden partinin başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonucu yaptıkları konuşmalar tek kelimeyle mükemmeldi. Bunlar gördüğümüz bildiğimiz şeyler.
Bunlardan farklı olarak bendeniz yukarda özelliklerini saydığım kültürün ışığı ve nuru ile bu sonucu şöyle bir değerlendirmeye tabi tutuyorum: Bir kere neticeyi hayırlı olarak görüyorum. Çünkü “neylerse güzel eyler” sözüne bağlıyım. Şimdi tezimi biraz açayım: Türkiye'nin büyük dertleri var. Bunların başında (pandemi ve deprem kaynaklı) ekonomik sıkıntı geliyor. Büyük şehirlerde ise trafik, konut ve muhtemel depremin meydana getireceği (mazallah) büyük yıkım ve onarılamaz durum var. Seçimlerin böyle neticelenmesi Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerdeki bu sıkıntıların yakın zamanda giderilemeyeceğinin, hatta artacağının habercisi. Çünkü son 5 yılda buraları yöneten başkanlar bu konuda gözle görülür adımlar atmadılar veya atamadılar. Bu dönemki seçim vaatleri arasında bu önemli konular öncelikli değil. Böyle olunca trafik iyice artacak, kentsel dönüşüm yapılamayacak. Hükümet ise “asrın depreminde” açılan yaraları sarmakla meşgul olacağından buralara yeterli bütçe ayıramayacak. Bu durum birkaç yıl süreceğe benziyor. Netice de büyük şehirlerde yaşayan insanımız, deprem korkusu ve trafik sıkışıklığı sebebi ile (en azından bir bölümü) Şehri terk etmeyi tek alternatif görüp onu uygulayacak. Bunu yaparken de öfkesini hem muhalefete hem iktidara eşit dağıtacak. Fakat bu kötü gibi görünen, birçok vatandaşı sıkıntıya sokacak olan durum, inşallah hem Anadolu için hem de büyük şehirler için hayırlı olacak.
Ne demişti o eskimez kültürümüz: “Olan da hayır vardır.” “Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler.”

Not 1: Birkaç ay önce bir vesile ile gittiğim İstanbul’da trafiğin insanları nasıl bunalttığını, nasıl biçare hale getirdiğini müşahede etmiştim. Birçok tanış İstanbul’u terk etmekten söz ediyordu.
Not 2: Millet olarak yanlışımız, eksiğimiz var ama şu anda dünyada mazluma, masuma, yoksula, aça… En fazla yardım yapan bizim milletimiz, bizim devletimiz; o sebeple Rabbimiz milletimizi mükâfatlandıracaktır.