Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Faruk Özçelik ile röportaj

VARLIK NEDENİMİZ VATANDAŞA HİZMET

ORHAN ŞENER: Sayın Müsteşarım, notlarımda da belirttim. Sizle ilgili sert ve katı prensipleri olan bir bürokratla karşılaşacağım diye beklerken, rahat, güler yüzlü ve çok pozitif bir enerji veren bir insan var karşımda. Çok da memnun oldum. Şahsen neler söylemek istersiniz? (Karşılıklı gülüşmeler)

FARUK ÖZÇELİK: Orhan Hocam, biz şimdi ne yapıyoruz sizinle… Tanıştık, bakanlığım ile ilgili, gençlik ile ilgili, spor ile ilgili sanırım bir takım sorular soracaksınız. Sohbet şeklinde bir etkinlik yapacağız. Topluma faydalı mesajlar vereceğiz. Beni öyle gördün ve şimdi tanıdın. Bir de beni çalışırken, mesai saati içinde görseniz tabii farklı olacağız. Bu sizin için de herkes için de geçerlidir. Ben buraya, Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü gibi Başbakanla bizzat çalışırken ayrıca Türkiye’nin en önemli kurumların başında uzun yıllar çalıştım. İş anlayışım, çalışmaya, verime ve sonuca gitmeye dayanmaktadır. Bu sisteme ayak uyduranlar ile devam eder, performans kriterleri düşük olanlarla oradan ayrılırız. Varlık nedenimiz vatandaşa hizmettir. İş konusunda kesinlikle TAVİZİM YOKTUR.

O.ŞENER: Sayın Müsteşarım, sanırım özel kaleminizden gecenin bir yarısı sizinle bir telefon görüşmesi yapmıştık. Hatta ben, sekreteryanız gecenin o saatinde aradığı için şaşırmıştım. İşler gerçekten bu kadar yoğun mu?

F.ÖZÇELİK: Hocam, ben bu bakanlığa 2014 yılı Ocak ayında geldim. İnanın, gece 12’lerine ve ileri saatlerine kadar çalıştık. Sağ olsun arkadaşlarımız, hep beraber bu bakanlığa en verimli en iyisi oluncaya kadar ileriye götüreceğiz. Götürmek zorundayız. Müsaade ederseniz önceki konuya tekrar değineceğim. DİSİPLİN sadece kurumları değil, toplumları ileriye taşıyacak bir kavramdır. Daha doğrusu hayat anlayışı, vazgeçilmez bir kuramdır diyebilirim. Tarihe bakınca bile başarılı devletlerin spor politikalarında da bu karşınıza çıkar. Ben maliye kökenliyim. Biz bu anlayışı Başbakanlıktaki bu önemli birimden aldık. Konumuz, GENÇLİK VE SPORSA KOŞACAĞIZ, KOŞACAĞIZ. Yatmak yok.

O.ŞENER: Müsteşarım, ben de uzun yıllardır sporun içerisinde olan, mesleğim gereği de ilgilenen bir insanım. Toplum için çok önemli olan bir konu var. Sanki şimdi, başarılı ve çok küçük yaştaki çocuklardan tam verim alınacakken ve iyi bir yarışmacı olacakken Anadolu Liseleri ve arkasından üniversite kursları ve sınavları, bu çocukları ile aileleri tercih noktasında ayrıştırıyor. “SPOR VE TAHSİL HAYATI” diye… Dünyada başarılı spor politikaları olan ülkelerinde böyle bir uygulama yok. Almanya’dan biliyorum… Bence bu sorun çözülsün artık. Eğer çözülürse inanın Türkiye’yi inanın önümüzdeki yıllarda kimse tutamaz. Yazık, günah… Çocuk Milli Takım’dan bile ayrılıyor. Halbu ki belli bir kriterleri yakalayan sporcu öğrenci, Tıp dahil bütün üniversite bölümlerine, Anadolu Liselerine kontenjandan girmelidir. Ve ayrı sınıflar da açılabilmeli diye düşünüyorum. Neler söylemek istersiniz?

F.ÖZÇELİK: Şimdi Orhan Hocam, çok önemli ve hayati bir konuya değindiniz. Bu konular başta olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bakanlıkla çok geniş bir protokol yapacağız. Bazı bakanlıklarla da mutabık kaldık. Öğretmenler, okullar, sporcularda iki başlılık kalkacak. Başarılı sporcular istediği ilde ve okulda okuyabileceği gibi o branşta da okullarda spor merkezleri oluşturacağız. Kayseri’de bir üniversiteyi kazanan başarılı bir sporcu, başka bir çalışma ortamı olan üniversiteye de geçebilecek duruma gelecek. Üniversitelerde kontenjanlar açılacak. Şuanda 55 tane spor lisesi var. Fakat spor alanları yetersiz. Yurt sorunları, spor salonları yok birçok yerde. İlk ve orta öğretimlerin kampüs şeklinde olup, spor merkezleriyle birlikte, yatılı hale getireceğiz. Spor liselerini işlevlerini kesinlikle arttırıp, birer spor kampı haline getireceğiz. Konya-Eskişehir-Erzurum-Samsun-Antalya-Balıkesir şimdilik düşündüğümüz pilot merkezler. Her şehirde birer spor branşı ağırlıklı hedefler belirlenecek. Bölgenin yapısına göre örneğin, Erzurum, bir kayak merkezi olacak. Yatılı orta öğretim ve liseler okuyacak burayı bitirenlerin de üniversiteye girme şansı kontenjandan olabilecek.

O.ŞENER: İnşallah Sayın Müsteşarım… Sporla aranız nasıl?”

F.ÖZÇELİK: Ben, okul takımlarında futbol ve voleybol oynadım. Zaman zaman yüzme sporu ile ilgileniyorum. Yürüyüş yapıyorum.

O.ŞENER: Bir müsteşarlık, bakanlığın neresinde yer alır hep merak etmişimdir. Bir gününüz nasıl geçiyor efendim?

F.ÖZÇELİK: Müsteşarlar bakanlığın beyni sayılır. Bütün yapılanma, iş dağılımı ve tüm koordinasyon bizlerin yönetimindedir. O nedenle tüm müsteşarlar olarak çok tempolu çalışmak zorundayız. Hocam ben, Hadim’in Sancı Köyü’ndenim. Dedem muhtardı. Sabahları saatin 5’inde bizi uyandırırdı. İnanır mısınız, hayatım boyunca 5 saatten fazla uyumadım. Çalışmak bizim için artık dinlenmek kavramının yerini almıştır. Günlük rutin programlarımız var. Günlük muhakkak toplantılarımız oluyor. Çünkü Spor Bakanlığı Türkiye’nin en büyük bakanlıklarından biridir. Taşra teşkilatımız çok yoğun ve işlevli bir şekilde çalışıyor. Spor ilgili her şey kontrolümüzdedir.