“Birlik Vakti”, bir olmak, birlik olmak, beraber olmak, birlikte hareket etmek, birlikte yürümek, ne söylenecekse, ne yapılacaksa, nereye gidilecekse, nereye varılacaksa birlikte karar vermenin, kavli-karar eylemenin vaktidir.
Vakit, birlik vaktidir demek hoştur!
Birlik geçici olursa, sözlerin, vaatlerin, gerekçelerin birbirine pamuk ipliği ile bağlı olması demektir ki!
Az biraz sertçe rüzgarda!
Yüzlerin asılmasında!
Ellerin kasılmasında!
Ben bilirim havasının yayılmasında!
Bu işi bir biz biliriz, bir başkasının katkısı hariçten gazel okumak gelir bize, imasında!
Bizim pişmiş aşımıza su katan, bize birlik, beraberlik demesin duyurusunda!
İpler koptu- kopacak hale gelir!
Birlik vaktine icabet edilmediği içindir bu alternatif Şeb-i Aruslar!
Birlik olunamadığı içindir Vuslat törenlerinin, manevi havasının, kişisel havalara dönüşmesi!
Birlik vaktine samimiyetle icabet edilemediğindendir, Mevlana törenlerinin olabildiğince sönük geçmesi!
Kandil uyandırılacak ya!
Kandil uyanır uyanmasına da, birlik vaktine icabet konusunda bir türlü samimi olamayanlar uyanmazlar, uyanamazlar, uyanmak istemezler her ne hikmetse!
Yıllar yılı cadde kenarlarından Mehteran yürüyüşünü seyredip korteje katılamayan halkı, lafla değil, yazıyla değil, siz olmadan bu yürüyüşü başlatmayacağız diyen anlayıştır birlik vakti!
Birlik vakti denen kavram, bu şehrin hicran yarasıdır.
Akıldaneler, allameler, pek bilenler, bilenlerden daha fazla bilenler, ahkam kesiciler, mangallarda kül bırakmayanlar, sözüm ona prosedürcüler, protokol dahileri, halkı törenlerle barıştıramayanlar, “birlik vakti” kavramının anlamına bile karşıdırlar!
Böyle kavramlar, kürsülerde, metinlerde, yazılı açıklamalarda heyecan verebilir, coşku yaratabilir, insan kalplerinde yeni uyanışlara, evet böyle yapılmalı, böyle olmalı düşüncelerine yol açabilir!
İnanın, bu şehir böyle birlik vakitlerine hasret!
Huysuzların, bencillerin, benim dediğim olmalı, ben ne dersem o yapılmalı sabit fikrine yönelen ve yöneltilenlerin bu şehre, bu şehrin insanlarına kaybettirdiği birlik olunamayan vakitlere hasret bu şehir!
Birlik vakti demekle birlik olunamıyor!
Oysa bu millet, birlik vaktinin ne olduğunu, ne anlama geldiğini, bilene, bilmeyene, anladığı halde anlamak istemeyene öyle bir gösterdi ki!
Hani, hepimiz birlikte Konya’yız deniyordu ya…
Konyaspor taraftarı, 42 bin kişilik stadı, 42 bin kişiyle doldurduğunda, birlik vaktidir demişti. Birlik olunacaksa böyle olunacak diyen o ruh, Konyaspor’u Lig üçüncülüğüne ve Avrupa’ya taşımıştı!
15 Temmuz ve sonrasında, demokrasi meydanlarında görmediniz mi o birliği, o birlik vaktini?
15 Temmuz ve sonrasındaki 26 gün boyunca Mevlana Meydanını dolduran ve yüz bin yürekten aşağı düşmeyen o coşku, o heyecan, o birlik ve beraberlik, birlik vakti bu vakittir diye inim inim inletmedi mi, meydanları?
O birlik vakitlerinden ilhamını alan, yeni bir birlik vakti olarak karşımızda 17 Aralık!
17 Aralık Şeb-i Arus, düğün gecesi, sevenin sevdiğine kavuştuğu gün. Hz. Mevlana’nın Hakka yürüyüşünün 743. seneyi devriyesi.
Ne yazıktır ki; Bu şehrin birlik olamadığı vakitlerden ve tarihlerden birisi 17 Aralık!
Yıllardan beri üzülerek şahit olduğumuz o zaman dilimi, gösterişlere, kendini gösterme heveslerine, karelere girme arzularına az mı kurban edildi?
Vuslat törenlerinin heyecan ve coşkusunun şehrin cadde ve sokaklarına yansıtılamadığı, şehrin bir bayram havasına dönüştürülemediği, Vuslat törenleri dışında kalan ne kadar açılış varsa cümlesinin, o gün vuslata erdirilmesine çok daha fazla çabanın harcandığı yıllardan geliyoruz!
17 Aralık, Konya için manevi bir iklimin hüküm sürdüğü tarih. “Birlik Vakti” kavramının anlamına, mana zenginliğine inanılmadığı ve bununla ilgili samimiyetler ortaya konmadığı müddetçe, açılışların, karşılamaların ve uğurlamaların vakti olarak kalmaya devam edecek!
Gelin, bu anlamı güzel!
Kendi güzel!
Ruhu güzel!
Özü güzel!
Sözü güzel!
“Birlik Vakti” kavramını heder etmeyelim!
“Birlik Vakti” sadece ve sadece, Hz Mevlana için bir araya gelinen, gönüllerin adres ve istikametinin Konya’yı gösterdiği, dünyanın her bir köşesinden, milyonlarca insanın yalnızca onun için koşup geldiği bir gün olsun!
Omega 3 nedir?