Konya AÇIK 19°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Musul Gerçeği

Musul Gerçeği-Rıdvan Bülbül-Yeni Meram Gazetesi

■ Türk olmayı onur, Müslümanlığı gurur sayarım! Bol yıldızlı değil, ay yıldızlı bayrak altında saf tutarım. Ne mutlu Türkün diyene. (Atatürk)
■ Üstün olmak için Türk olman kâfidir.
(Mustafa Kemal Atatürk)

Türk Dış Politikasının ana ekseni Musul’a doğru döndü. Ortadoğu politikalarında da Musul, öncelikli bir konu oluşturmaya başladı.
Lozan tartışılırken, araya Musul sorunu girdi. çok yönlü gündemle karşı karşıya gelindi.
Musul’u ön plana çıkaran ana neden tarihi kentin Işid’den (Daeş) arındırılarak geri alınması için yapılacak harekâtın hazırlıkları başlamasıyla ilintili olduğu kasındayım.Olayın stratejik/askerî boyutlarını şimdilik es geçip 93 yıl önce Musul İl’inin kaybedilişine ilişkin verileri dile getirelim. Bir gerçeği de gözden ırak tutmayalım ki, Musul konusu günümüzde sadece Irak’ın bir ili olan Musul kenti değil, daha geniş alanı kapsayan Musul vilayetidir.

Musul, 1878’e kadar Bağdat vilayetine bağlı sancak iken, bu tarihte vilayete dönüştürüldü ve Musul merkez, Şehr-i Zûr ve Süleymaniye sancakları buraya bağlandı. Böylece Musul vilayeti, 17 kaza, 28 nahiye ve 2314 köyden oluşan 75.000 kilometrekare yüzölçümlü bir idari birim oldu. 28 Ocak 1920’de Osmanlı Meclisince Misak-ı Millî belgesindeki tanıma göre Musul, vatan toprağı sayıldı. Statü gereği İstanbul ne ise Musul da aynıdır. 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesiyle bu topraklar Türk askerinin denetimindedir. Bölge 15 Kasım1918’de boşaltıldı, İngilizlerin eline geçti. Lozan Konferansı Türk Heyeti’ne TBMM Hükümetince 14 maddelik bir talimat verildi; 2. maddesi aynen şöyle,
“Irak sınırı: Süleymaniye, Kerkük ve Musul livaları istenecek, konferansta başka bir durum ortaya çıkarsa Hükümetten talimat alınacak.”
Lozan Konferansı’na gidilirken öncelikli konu Musul’un geri alınmasıydı. Kapitülasyonların kaldırılması, Osmanlı borçları yabancıların Türk hukukuna bağlı olmasından önce Musul konusu geliyordu.Musul’dan önceki başlık ise Anadolu’da bir ‘Ermeni Yurdu’ kurulmasıydı. Bunun kesinlikle kabul edilmeyeceği talimatta net biçimde yer aldı.

■ Fikirler cebir ve şiddetle, top ve tüfekle
asla öldürülemez (Atatürk)

Lozan Konferansı 20 Kasım 1922’de başladı Musul ve kapitülasyonlar konusunda çıkan anlaşmazlıktan 4 Şubat 1923’te de kesildi. Heyetimiz, Ankara’ya dönünce TBMM’de yapılan gizli oturumda en fazla tartışılan konu Musul oldu. Kimi milletvekillerinin Musul’un Türkiye’ye katılması için gerekirse askerî güç kullanılması şeklinde öneriler dile getirildi. Heyetimizin Lozan’a geri dönmesi, Musul dışındaki konularda bir anlaşmaya varılması durumunda, konunun ileri tarihte İngilizlerle ikili görüşmelerle ele alınması kararlaştırıldı.

Konferansın 2.safhasındaki müzakerelerden sonra 24 Temmuz 1923’te imzalanan Barış Antlaşması’nın 3. maddesinde Türkiye-Irak sınırı konusu şu şekilde düzenlendi;
“.Sınır işbu Antlaşmanın yürürlüğe girişinden başlayarak 9 aylık bir süre içinde Türkiye ile İngiltere arasında dostane bir çözüm yoluyla tespit edilecektir. Öngörülen süre içinde iki hükümet arasında bir anlaşmaya varılamazsa, ihtilaf Milletler Cemiyeti’ne götürülecektir.”
Antlaşmayı izleyen 3 yıl boyunca Musul’u alabilmek için tüm diplomatik ve askerî çabayı göstermemize karşın İngilizlerin direncini kırmadık. Milletler Cemiyeti maalesef sınırı İngiltere’nin istediği şekilde çizdi.

Türkiye’nin Musul’a askerî girişiminin önünü almak için İngiltere Hakkari’de bir ayaklanma çıkararak elimiz bağladı; 1925’te Doğu Anadolu’da 2. ayaklanma nedeniyle de Ankara Anlaşmasıyla(1926) Musul’u İngiltere mandasındaki Irak’a bırakmayı kabul ettik.
Musul Irak’a bırakılırken, elde edilecek yıllık petrol gelirlerinin %10’unun 25 yıl süreyle Türkiye’ye verilmesi hükmüne karşın ancak alacağımızın bir bölümünü tahsil edebildik.

I.Dünya Savaşından önce Osmanlı Egemenliği
altındaki Musul ve çevresi petrol varlığından İngiltere- Fransa-Almanya rekabeti oldu; 1916 tarihli Sykes-Picot Antlaşmasıyla Fransa’ya bırakıldı; San Remo,Konferansında Fransa orta Doğu’daki çıkarlarına destek verdiği savıyla Musul’u İngiltere’ye bıraktı. Ayrıca Mondros Mütarekesinin 7.maddesine göre Musul’un kendilerine terk edilmesini istediler. Musul’da yerleşik Osmanlı 6. Ordusunun Komutanı Ali İhsan Paşa şehri İngilizlere terk etmemek için istifa etti. Yerine Gelen Binbaşı
Halit Akmansü İstanbul’dan aldığı emri yerine getirerek Musul’u boşalttı. 15 Kasım 1918’de İngilizler Musul’a asker çıkarıp işgal etti.

Temmuz 1924’de Kürtler, Süleymaniye merkezli yarı bağımsız Kürdistan devletini kurmaya kalkıktılar Şeyh Mahmut Berzenci, kendisini Kürdistan Krallığı’nın Kralı ilan etti. Sevr Antlaşmasından sonra, Süleymaniye ile bölge Birleşik Krallık yüksek komiserliğinin denetimi altına girdi. Eylül 1922’de Özdemir müfrezesinin İran’a çekilmesi üzerine Birleşik Krallık Şeyh Mahmut Berzenci’yi vali olarak atadı. Mahmut Berzenci kendisini Kürdistan Kralı ilan etti, Lozan sonrası Birleşik Krallık yüksek komiserliği, Irak’ın bütün bölgelerini birleştirmek isteyince Şeyh Mahmut Berzenci karşı çıktı. Berzenci ve hükümetin teslim olmaması üzerine Krallık Hava Kuvvetleri Süleymaniye çevresini bombaladı ve bölge’de çatışmalar oldu. 24 Temmuz 1924’de Birleşik Krallık Mezopotamya Mandasına bağlandı.

Musul Harekâtı planı ve Cafer Tayyar Paşa 1924 yılında Mustafa Kemal Musul’a asker göndermeyi ve bölgeden İngiliz’leri çıkarmayı planlıyordu. İngilizli destekli Yunan Ordusu 150-200 bin asker ve silahlarının %70 ini Anadolu’da bırakıp kaçtı. İngiltere’de Loyd George Hükümeti istifa etti. Musul’da Ordumuza karşı direnmeleri mümkün değildi. Ancak Doğu Anadolu’da ilk önce Nasturi Ayaklanması sonra Şeyh Said isyanı çıktınca harekât yapılamadı. Musul’a hazırlanan kuvvetler çıkan isyanları güçlükle bastırabildi.

Musul, Mondros Mütarekesinin 7. Maddesine uyarınca 15v Kasım 1918’de İngiliz Askerlerince
işgal edildi. 1. Dünya Savaşında Türk denetiminde olduğundan Türkiye Cumhuriyeti Musul’un milli sınırları arasında olduğunu açıklamıştı. Lozan Konferansında Musul konusunda karara varılamamış ancak bir yıl sonra İngiltere ve Türkiye arasında görüşmeler ile çözülmesi sonucuna varılmıştı. Konferans başladığı sırada İngiliz işgali altında olmayan bölgelerde ayaklanma çıkması üzerine İngiliz Ordu birlikleri Süleymaniye’yi top ateşi altına alarak işgal etti. Türkiye karşı geldi. Ayrıca Türkiye, kendisine silahlı saldırıda bulunan
Asuri kabileleri İngiltere’nin silahlandırdığını öne sürüyordu. 19 Mayıs 1924’de Türkiye ve
İngiltere arasında İstanbul Konferansı düzenlendi. Konferansta Türk tarafı Musul’un t Osmanlı toprağı kaldığını, I. Dünya Savaşında durumun değişmediğini, vilayetin nüfusunun üçte ikisinin Müslüman Türk ve Kürtlerden oluştuğu tarihi, askeri ve etnik gerekçelere göre Musul’un Türkiye sınırları içinde olması gerektiğini savundu. İngilizler Türk Devletinin isteğini kesinlikle reddetmesi üzerine İstanbul Konferansı dağıldı. Anlaşmazlık, Milletler Cemiyetine götürüldü.Türk tarafı tezlerini yineledi; Referandum istedi. İngiltere bölge halkının bilinçsiz olduğunu bildirerek plebisit isteğini de reddetti. Konuyu araştırmak için Milletler Cemiyeti’nde bir komisyon kuruldu ancak sorun bir türlü çözümlenemedi.

Tarih boyunca İngiliz kalleşliği sür- git devam edip gitti. Hiç dostumuz yoktu, tersine düşmanlarımız çoktu, İstekler onay görmüyor, fitne üretiliyor, iç isyanlar çıkartılıp gücümüz bölündü, oyun içinde oyun oynandı. Gündeme şimdi Lozan girdi,Antlaşmanın 93. yılında “Lozan’ı zafer diye yutturdular.O anlaşma da
masaya oturanlar bunlara sebebiyet verdi” gibi açıklamalar yapılıyor. Musul konusunu tarihsel belgelere dayanarak dile getirdik. Bu gerçekler, Lozan’ da d ayniyle vakiydi. Böyle konjonktürel ortamda Lozan Barış Antlaşması, acaba zafer değil de bir yutturmaca mı?
En doğru yanıtı Kamu Vicdanı verecektir.
■ Gerçeği insanların ölçüleri ile değil,
insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı.(Hz.Ali)

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İlk 6 ay sadece anne sütü

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0