Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Beyaz Bir Güvercin Uçtu Ya Da Bülent Ecevit’in Ölümü

Beyaz Bir Güvercin Uçtu Ya Da Bülent Ecevit'in Ölümü - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

Atıyorum üstümden eski bedeni
Yenidenbaşlıyorumyaşama

Bir sabah doğuyor birden
Yolun sonundaki akşama. (Bülent Ecevit)

***

Değerli yazar ve şair Havva Günaydın Lakutoğlu, ne güzel dile getiriyor;

   “Güzel insanlar, hep Kasımda ölür.”

   Gerçekten öyle. Cumhuriyetimizin kurucusu, Kurtuluş Savaşımız Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’ü de 10 Kasım sabahı saat 9.05 de kaybettik. Kasım Ayında nice değerlerimizi

toprağa verdik. Kimilerini gündeme taşıyacak

onlardan kısa kesitler vermeye çalışacağım.

Atatürk’ün yaşama veda ettiği gün benim için çok önemli babam Halil Bülbül’ü Azrail elimizden alıp gitti. Beni yetiştiren, kol kanat geren babamın ölümü ailemizi derinden üzdü, acısı hala yüreklerimizdedir. Ölüm yılında saygıyla anarken, bırakıp gittiklerine elimden geldiğince sahip çıkmanın huzuru duyuyorum.

Siyaset dünyamızın Karaoğlan’ı Bülent Eceviti de 5 Kasım 2006 yitirdik;

■ Beyaz güvercin uçtu.  Barışın güvercini uçtu. Artık Karaoğlan yok! Ecevit’i yitirdik.”

1960 İhtilali sonrası,  Radyo Danışma Kurulu Üyesi olarak,(Diğer üyeler Prof. Dr. Rasim Adasal ve Yılmaz Büyükerşen)  birlikte 6 ay çalıştığım oda arkadaşım Bülent Ecevitin yaşama veda ettiği haberi, Pazar gecesi yüreğime kurşun gibi saplandı. Başkentte, Rüzgârlı Sokakta, Ulus Gazetesindeki soluklu söyleşilerimiz, beni o günlere aldı ve götürdü. Ecevitli anılarım soğuk bir Kasım gecesinde kar taneleri gibi düştü belleğime. Barış güvercini albenisiyle;  kendi şiiri gibi;

   “Gece biter gün doğar,
Gök maviye boyanır,
Engininde mavinin,
Ak güvercin uyanır.”

Bülent Ecevit,  şair ve yazar yönüyle Hint edebiyatına ve özellikle de Rabindranath Tagore’a tutkun ve hayrandı. Tagore’nin  “Gitanjali” adlı yapıtını daha 16 yaşındayken çevirmiş, onun ölüme ilişkin dizelerini bir yaşam biçimi olarak algılamıştı;

“Gece, onu boş yere beklemekle hemen hemen sona erdi. Sabaha karşı yorgun bir halde uykuya dalmışken, birdenbire kapıma gelmesinden korkuyorum. Yolu ona açık bırakın, ona engel olmayın. Şayet onun ayak sesleri uyandırmazsa beni kaldırmaya uğraşmayın, yalvarırım. Sabah aydınlığının bayramında kuşların korosuyla, rüzgârın başkaldırışıyla uyandırılmak istemiyorum.
… Uyanan ruhuma neşenin ilk titreyişi onun nazarlarından gelsin. Kendime dönüşüm, doğrudan doğruya ona dönüşüm olsun.”

Lider, önder ve politikacı; Genel Başkan ve Milletvekili. Bakan- Başbakan. Şair, yazar ve gazeteci, demokrat, Atatürkçü, özgürlükçü, karizmatik, demokratik ve romantik Ecevit…

Güzel, dürüst ve doğru insan, Karaoğlan…

Artık hem var, hem yok. Yok, her fani gibi, yok! Var, bunca hizmetleriyle hep var olacak.

İşçilerin, köylülerin, çiftçilerin, gençlerin Karaoğlan’ı gitti. Kıbrıs’ı alan, Apo’ yu yakalayan, yüreği Vatan, diye atan, Karaoğlan.

Başında eşitliğim simgesi kasket, dudaklarında barış ve adalet. Gözlerinde ışıl ışıl çağdaşlık,

kardeşlik, arkadaşlık; 81yıllık bir ömrü sırtına vurdu ve yine yollara düştü, uyudu. Seçimler, zaferler, uğraşlar,  darbeler, hapisler, yenilgiler zirvelerle dolu bir siyasal koşunun ardından gelen “derin uyku”dan sonra başladı, bu son uyku. Bizi, gaflet uykularından uyandıran Karaoğlan derin uykusundan uyanamadı bu kez; tıpkı Tagore’dan çevirdiği şiirin dizelerinde olduğu gibi;

   “Uyandırmayın, yalvarırım!”

Kişioğlunu eskitmeyen ve yıpratmayan niteliklerin iki önemli ucu vardır;

Doğruluk ve dürüstlük!

Bülent Ecevit, bu iki kavramı sentez ederek yeni bir anlayışa imza attı;

   Mertlik!

Kuşkusuz, Ecevit’i sevenler de var, karşı olanlar da. Kişiler için bu denli değer yargılarını olağan karşılamak gerekir.

Siyaset Dünyamıza yarım asır damgasını vurmuş, hep gündemde kalmasını bilmiştir. Öyle ki, 70’li yıllara gelindiğinde Dağa, taşa ‘Karaoğlan’” ve  ‘Halkçı Ecevit’ sloganları yazılıyor başında kasketi konuşuyordu;

“Bu düzen değişecek’”

   “ Su kullananın, toprak işleyenindir.”

Sevgili dostum Altan Öymen yazıyor;

   “ Ecevit’in ölümü ülkemiz için büyük bir kayıptır. Sadece siyaset açısından değil, sanat açısından da, edebiyat açısından da, Türkçemiz açısından da tartışma üslubu açısından da…”

Ne çok şey yazılırsa yazılsın, onu tam anlamıyla anlatmak olanaklı değildir

ABD Başkanlarından Truman diyor ki;

“Ölmüş politikacıya devlet adamı denilir.”

     Gün oldu, demokrasi üstüne “türküler” yazdı. Gün oldu, demokrasi üstüne “demeçler verdi. Meclis kürsüsünden şöyle seslendi;
Demokraside sayısal çoğunluk her zaman siyasal çoğunluk olmaya yetmez.”
“Ben her şeyi yaparım, her türlü çelişkinin içine girerim. Toplum bunu hazmeder” demek, demokrasiye saygısızlık olduğu kadar, halka da saygısızlıktır. Demokraside hiçbir çelişki gözden kaçmaz. Her çelişkinin hesabı mutlaka sorulur. Ve her çelişkinin hesabı eninde sonunda verilir. (1976 – TBMM’de bütçe müzakereleri sırasındaki konuşma)

Gün oldu seçim kaybetti. Gün oldu seçim kazandı. Gün oldu yasaklandı. Parada, pulda hiç gözü olmadı.  Siyaseti insan odaklıydı;
“Politikacı, özellikle belli bir görev noktasına gelmiş politikacı, toplum sorunlarına yalnız dar bir açıdan değil, her açıdan bakabilmek zorundadır. Politikanın dışından da bakabilmek zorundadır. Aksi halde politika için politika yapar duruma gelir.
İnsan için politika yaptığını, insanlık için politika yaptığını unutur.

 ( Abdi İpekçi- Milliyet – 1976)

—-

Özgürlüğün ardından bir ağıt söylev
Yok artık dostlar
Ağlamanın yararı
Ellerimizle kazıldı
Özgürlüğün mezarı
Kendimizigömdükiçine.

(Bülent Ecevit-1987)

0 0 0 0 0 0
SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Beyaz Bir Güvercin Uçtu Ya Da Bülent Ecevit’in Ölümü

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0