Konya, Türkiye’nin en büyük ili olarak 31 ilçeden oluşan kadim bir şehir. Tarihi açıdan zengin bir geçmişe sahip olan Konya’da binlerce yıl öncesinden bir çok tarihi alan bulunuyor.
İlçelerinin de binlerce yıl geçmişe dayanan tarihi meraklılarını heyecanlandırıyor. Konya’nın bu ilçesi ise viraneleri ile önem kazanıyor. Akören ilçesinin tarihi görenleri şaşırtıyor. Akören ilçesi zamanında yedi viraneden gelen halkın oluşturduğu tarihi kaynaklarda yer alıyor
Rivayetlere göre buranın gür ormanlarla kaplı ve çok miktarda av hayvanlarının olması nedeni ile “Avvuran” veya “Avveren” daha sonları da “Avren” olarak adlandırıldığı çevresindeki yedi viraneden gelen halkın bugünkü yerleşim yerinde toplanması ile “Akviran” olarak adının değişikliğe uğradığı 1961 yılında ise çıkarılan kanun gereğince “Akören” olarak adı resmen tescil edilmiş oluyor.
Bir çok medeniyetin gelip geçtiği Akören, Selçuklu zamanında Türk ve Müslüman yurdu oluyor. Akören’in zengin tarihini sizler için araştırdık;

Akören’i Oluşturan Viraneler şöyle
1- Akçeşme Viranesi: Bu yerleşim merkezi Akören’in 5 Km. kadar kuzey batısındadır. Burada yöreye adı verilen çeşme halen mevcuttur. Çeşmenin kaynağındaki su deposunun (havuz) mimari tarzına bakarak, bu yerleşim merkezinde gayri islami devirlere ait bir yaşantının varlığı söylenebilir. Akçeşme günümüze kadar zaman zaman tamir restore edilerek korunmuştur. Çeşme civarı bugünde piknik ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Yine bu yörede (Kisecik taraflarında) tarihi bilinmeyen ancak Bizans devri Greg başlığı olan Korantlara, ayrıca İyon ve Dor nızamı tiplerine rastlanmaktadır.
2- Bayındır Viranesi: Bayındır, Oğuzların sol kolu olan Üçokların Gökhan oğullarına ait bir boyun adıdır. Verimli bir arazi olan Bayındır viranesi bir Oğuz ve Selçuklu köyü kalıntısıdır. Akören’in buradaki su pınarlarından başka kaynak ve pınar suyu yoktur.
3- Yukarı Yarımca Viranesi: Akören’in güney ve güney doğusunda bulunan koruluğun bitişiğinde olan bir iskan bölgesidir. Burada önemli sayılacak arkeolojik kalıntılar yoktur. Bu bölgedeki su depolarının mimari tarzı Osmanlı dönemine aittir. Bunda 200 – 220 yıl kadar evvel Yukarı yarımca viranesinde yaşayan halk susuzluk nedeni ile tamamen Akören’in şimdiki yerleşim bölgesine taşınmıştır. Akören’in Hacılar Mahallesinin tamamen bu bölgeden geldiği söylenmektedir.
4- Aşağı Yarımca Viranesi: Yukarı Yarımca viranesi ile Aşağı Yarımca viranesi birbirine çok yakındır. Yalnız Aşağı Yarımca Yukarı Yarımca dan çok eskidir. Bu iki viraneyi birbirinden ayırt etmek için, yüzey şekli itibari ile biraz yüksekte olan kısma Yukarı Yarımca diğerine Aşağı yarımca adı verilmiştir. Aşağı yarımca daha geniş bir alanı kaplar ve verimlidir. Burası önceleri 50-60 hanelik bir köy iken sonraları büyüyerek genişlemiştir. Buradaki su deposu işini gören sarnıç kuyunun yapı tarzı Selçuklu tarzıdır. Mevcut sarnıç kuyu zamanla artan nufusün su ihtiyacını karşılayamaz duruma geldiğinden halk ikiye bölünmüştür. Bunlardan bir kısmı Akviran’ın bugünkü bulunduğu mevkiye diğer kısmı da şimdiki adıyla Orhaniye olarak bilinen köyün bulunduğun yere yerleşmişlerdir.

5- Ertaş Boğazı Viranesi: Bugünkü Orhaniye (3 Kimse- İskise) köyünün 3 Km. kadar doğusundadır. Bugünkü may barajının batısındaki vadide doğu romalılara (bizans) ait yerleşim kalıntıları hala mevcuttur. Bunlar kalın duvarlı yıkıntılarıdır. Ertaş Boğazında yıllarca ikamet eden virane, halka vadi tabanındaki bu yerleşim merkezinin zaman zaman sel felaketleri yüzünden olumsuz sonuçlar doğması sebebi ile teraslara yerleşmenin daha uygun olacağını düşünmüşler ve yöre halkı dağılarak Orhaniye ve Akviran’a yerleşmişlerdir. Akviran’dan Ağalar Mahallesinin bir kısmını teşkil eden aileler (Ganioğulları ve Kadıoğulları) denen oymak Ertaş Boğazından gelmişlerdir. Bunlar Ertaş, Ersoy, Erharman ve Harmancı soyadını taşıyan ailelerin dedeleridir.
6- Mihrap Viranesi: Burası gayri islami devirlerden kalma bir yerleşim merkezidir. Burada bulunan işlemeli taşlarda Roma uygarlığının izleri vardır. Bu taşlarda üzüm salkımı ve şarap ayinlerini gösterir resimlere rastlanmaktadır. Bu viraneye Mihrap isminin verilmesinin asıl sebebi şudur: Rivayete göre; Osmanlı Ordusu Karamanoğulları üzerine yapılan seferde bu yerleşim merkezinde mola vermiş, gayri islami devirlerden kalma bir taş Mihrap olarak kullanılmış ve ordu burada Cuma Namazı kılmıştır. Dolayısı ile viranenin adı bu taş dan gelmektedir. Diğer viranelerde olduğu gibi bu yörenin halkıda su yetersizliği nedeni ile Akviran’a yerleşmiştir.
7- Kayı Beleni(Kayıderesi) Viranesi: Bugün hala aynı isimlerle anılan bu yerleşim merkezindeki halk daha öncede belirtildiği gibi Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyundandır. Bu yerleşim merkezi verimli fakat küçük bir vadidir. Toprakların gittikçe artan nufusa kafi gelmemesi ve birde komşuları olan Akçeşme halkının Akviran’a yerleşmesi nedeni ile burada bulunan Akviran’a göç etmiştir.
Viranelerdeki Halkın Akviran’a Yerleşmesi
Sayılan bu yedi örenden meydana gelen insanların oluşturduğu (Kasaba) İçenin bugünkü durumu incelendiği zaman Selçuklu ve Osmanlı köylerinden arta kalan bir yerleşim merkezi olduğu görülürse de kesin olarak bir yerleşim merkezi oluşu 17. ve 18.yüzyıllara rastlamaktadır. Bunu arazi defterleri ve bugüne kadar devam eden vakıf belgelerinden anlamaktayız.Akviranın büyümesi ve gelişmesi .Dünya Savaşında sonra olmuştur. Bunun bir diğer sebebi de Bozkır İlçesi halkının ticaret amacı ile gelip geçerken yol uğrağı olması sebebi ile gelmeleri ve zamanla buraya yerleşmeleridir.
Cumhuriyet Döneminde Akviran Bucağı
Ören yerlerindeki halkın 200 yıllık bir tarih dilimine dayanan göçleri daha önce belirtilen sebeplerden dolayı Akviran 17. yüzyıldan itibaren bir yerleşim merkezi durumuna gelmiştir. Rivayetlere göre o dönemde yöneticiler seçimle değil hatırı sayılır, arazisi bol kişilerin teklifi ile işbaşına getirilir ve yine uzun süre bu görevi yürütürlerdi. Örneğin; Ömer Çavuşun oğlu Hasan Ağanın bu usulle 35 yıl muhtarlık yaptığı anlatılmaktadır. Mahalli yöneticiler bu şekilde belirlenirken 1914-1944 yılları arası Bucak ve Belediye Hizmetleri birlikte yürütülmüş, 1933-1942 yılları arasında Muhtarlık kaldırılmıştır. Belediye Meclisince bu görevi yürütebilecek Mahalli Mümessilleri seçmeye başlanmıştır. 1942 Yılına kadar devam eden bu durum aynı yıl çıkarılan bir kanunla terk edilmiş ve Muhtarlar köy halkı tarafından oylama ile seçilmeye başlanmıştır.
Kaynak: Şerife Kaya
Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü AKUB Ekibi akreditasyon süreçlerini başarıyla tamamladı
1
Avrupa’nın en gelişmiş savaş uçağı Konya’ya iniş yaptı
132693 kez okundu
2
Konya’daki o markaya ait peyniri yemeyin! İfşa oldu
128092 kez okundu
3
Konya’da metrelerce kuyruk oluştu
112861 kez okundu
4
Meram Belediyesi’nden Dünya Günü’nde doğaya çifte dokunuş
111439 kez okundu
5
Bakanlık duyurdu! Konya’daki o markalar tağşiş ürün satıyormuş
108328 kez okundu
6
Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde Hemşirelik Haftasında çifte bayram
68945 kez okundu