Çatalhöyük Konya’nın çok farklı bir yerleşim merkezi

Etkinlikte, Skal Konya Başkanı Fatih İşleyen ve Çatalhöyük Kazı Başkanı İngiliz Arkeolog Prof. Dr. Ian Hodder katılımcılara hitap etti.

Çatalhöyük Konya’nın parlayan yıldızı

Skal Konya Başkanı Fatih İşleyen, konuşmasında çocukluk hayalinin arkeolog olmak olduğunu belirterek ,”Benim çocukluk hayalim arkeolog olmaktı. Tabii ki Çatalhöyük, Konya’nın parlayan yıldızıdır. Son dönemlerde çok ciddi ve titiz çalışmalarla birlikte dünya sıralamalarında yerini alıyor. Yaklaşık 25 yılını bu kazıya adamış, emeğiyle Çatalhöyük’ün tanıtımına büyük katkı sağlamış değerli hocamız şu anda aramızda. Kendisine teşekkür ediyor, burada olmasından büyük mutluluk duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Prof Hodder :” Çatalhöyük modern ziyaretçi merkezine dönüştü”

Programda konuşan Çatalhöyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Ian Hodder ise, Çatalhöyük’teki son dönem çalışmalarına ilişkin bilgiler paylaştı. Hodder, 1990’ların başında Konya’ya ilk geldiğinde hem şehrin hem de kazı alanının çok farklı bir durumda olduğunu ifade ederek,”1990’ların başında Konya’ya ilk geldiğimde, Konya çok farklı bir şehirdi; ama Çatalhöyük de çok farklı bir yerdi. Alan, 1960’larda James Mellaart tarafından kazılmıştı, ancak bir dizi tartışmanın ardından yaklaşık 30 yıl boyunca kapalı kalmıştı. 1993 ile 2018 yılları arasındaki çalışmalarımızın ana hedeflerinden biri, hem bilimsel kazılara hem de turizme olanak sağlayacak bir altyapı kurmaktı.” şeklinde konuştu. Hodder, bu kapsamda 100’den fazla kişinin çalışabileceği laboratuvarlar, çalışma odaları ve “teneke ev” olarak bilinen ilk ziyaretçi merkezini inşa ettiklerini belirtti. Daha sonra bu yapının yenilenerek modern bir ziyaretçi merkezine dönüştürüldüğünü aktaran Hodder, bunun Çatalhöyük için önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.

Çatalhöyük yıl boyu ziyarete açık

Kazı alanında gerçekleştirilen koruma çalışmalarına da değinen Hodder, “Kazı alanının yıl boyunca hem çalışmalar hem de ziyaretçiler için açık kalabilmesi adına kuzey ve güney barınaklarını oluşturduk. Güney barınağında, yerleşimin yaklaşık M.Ö. 7000’den 6000’e kadar uzanan bin yıllık kesintisiz süreci görülebiliyor. Bu barınağın yeniden ziyarete açılmasını ve insanların bu olağanüstü tarihsel süreci yerinde görebilmesini umuyorum.” dedi. Prof. Dr. Hodder ayrıca, yıllar içinde kazı ekibinin de büyüdüğünü, dünyanın farklı bölgelerinden öğrenciler ve arkeologların yanı sıra Türkiye’nin birçok kentinden ve Konya’dan yerel çalışanların da projeye dahil olduğunu ifade etti.