Türkiye genelinde tarım alanları olarak kullanılan araziler hasat döneminde kuraklıktan etkilendi. Tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası’nda iklim değişikliği ve şuursuz tarımsal sulama nedeniyle yer altı su seviyesi 400 metre üzerine kadar çıktı. Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşadık. Hem yaz kuraklığı hem de kış kuraklığı. Bu yıllarda en yüksek seviyeye ulaşmış vaziyette. Tabii bu durumda yağışların azlığı özellikle tarım kesimi için, yer altı sularından yararlanmayı biraz daha arttıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla yerel suyun bu yıl biraz daha fazla düştüğünü söylemek mümkün. Tabii bu mevsim sonunda yapılan biraz daha netlik kazanacak ama sahadan yapmış olduğumuz çalışmalarda vatandaşlar, mevcut kuyularına ilave borular eklediğini kimi yerde ilave boru eklenmesine rağmen suyun kalmadığını, kuyu yenilemek zorunda kaldıklarını, bazı bölgelerde ise 300, 400 metre derinlikte kuyular açıldığı halde yer altı suyuna rastlanmadığını not alıyoruz. Bu durum havzada kuraklığın ve yer altı sularının giderek daha olumsuz bir seyir izlediğini ortaya çıkarıyor” dedi.
“Daha az su isteyen ürünlere doğru yönelmemiz gerekiyor”
Su kullanımı sırasında tasarruf edilmesi uyarısında bulunan Arık, “Havza içerisine baktığımız zaman, aslında hem kuraklık hem iklim değişikliği hem de aşırı yer altı suyu kullanımı bir yerde tehlikeli çanlarını çaldığını gösteriyor. Bu durumda havza bizim doğal meteorolojik şartları kontrol etme şansımız olmadığından, yani yağışı artıramadığımızdan elimizdeki su kaynaklarını daha verimli kullanmamız gerekliliği ortaya koyuyor. Bu da özellikle havzada daha çok su kullanan kesimleri olan tarım alanı bir takım önlemler almasını gerektiriyor. Tarım kesiminin alması gereken önlemlerin başında çok su isteyen tarımsal üretim modelinin biraz daha az su isteği bitkiye doğru eğrilmesi gerekiyor. Hem bitki hem de hayvancılık bakımından daha az su isteyen ürünlere doğru yönelmemiz gerekiyor. Havza içerisinde şeker pancarı, mısır, ayçiçeği, yemlik bitkiler, yoncanın çok fazla üretiliyor ve verimliliğinin yüksek olması önemli bir faktör. Gıda güvenliğimiz açısından da bunların üretilmesi gerekir. Ancak su çok hayati bir konu, o nedenle suyumuzun da tasarruflu kullanılması gerekir. Bu iki dengeyi muhakkak iyi kurmamız gerekiyor ve bu hem tarım kesiminin, hem kentlerde yaşayanların, hem de sanayinin su tüketirken azami dikkat etmesi ve verimli olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Kuraklık açısından baktığımız zaman gerçekten tehlike çanları çalıyor”
Yer altı su kullanımının kaçak sularla daha bilinçsiz kullanıldığının altını çizen Prof. Dr. Arık, “Havza içerisinde kullanılan suyun genel dağılımına baktığınız zaman kullanımının çok önemli bir bölümü tarım kesim tarafından gerçekleştiriliyor. Burada özellikle Devlet Su İşleri tarafından belgelendirilen kuyuyla, belgesiz kuyuları karşılaştırdığımız zaman üçe bir gibi bir fark var. Yani 40 bin civarındaki belgeli kuyunun yanı sıra, bunun 3 katı kadar da kaçak kuyudan söz ediyoruz. Kaçak kuyular bir yandan hangi seviyeden su aldığı belli olmadan, suda herhangi bir analiz yapılmadan, tuzlu su seviyelerinin temiz ise seviyelerine karışmasını sağlayabiliyor. Bu durum bütün havzadaki suların kalitesini düşüren bir faktör olurken, tarımı da verimsizliğe doğru götürecek. Öte yandan çiftçilerimiz uzmanından destek almadıkları için bu kuyular zaman içerisinde verimli düşecektir ve en önemlisi de, yer altı seviyesinin daha ciddi bir şekilde düşmesini sağlıyor. Bunun nedeni ise kontrol edilmemesi. O nedenle havzadaki tarımsal üretim model, muhakkak bitkilere evrilmesinin yanı sıra bu kaçak kuyularını da muhakkak bir an önce önlenerek kontrol altına alınması gerekiyor. Yerel su yasamızda da belirtildiği gibi muhakkak kapatılması, kaçak kuyu açanlardan ise idari işlem olarak gerçekleştirilmesi ve doğrudan bir planlamaya gidilmesi gerekiyor. Çünkü havzada artık kuraklık açısından baktığımız zaman gerçekten tehlike çanları çalıyor. Ve bu suyu daha ileri taşıyabilmek için muhakkak acil önlemler alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Bu yıl ise kayıtlı olarak 12 tane obruk meydana geldi”
Arık, “Obruk sayımız her geçen gün artıyor maalesef. Gerek Konya kapalı havza içerisinde gerekse çevre illerde obruklar oluşmaya devam ediyor. Sadece geçtiğimiz yıl, sayısı 40’ın üzerinde obruk meydana gelmiştir. Bu yıl ise kayıtlı olarak 12 tane obruk meydana geldi. Havzada obruklar oluşmaya devam ediyor. Yer altı sularının giderek çekilmesine de bağlı olarak havzada sıkışmadan dolayı havza kenarlarından itibaren çok büyük yüzey yarıklarda meydana geldi. Bunlar da tehlike arz ediyor. Gerek tarım alanların daralması, gerekse orada bulunan yerleşimlerin bu tehlikeyle karşı karşıya kalması da ciddi bir sorun olarak not edilmesi gerekiyor. Obruklarla birlikte yüzey yarıklarda temel sebep olarak yine kuraklığı gösterebiliriz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Spor şehri Konya’da “Spor Okulları Olimpiyatları”