Çocukluğumun bayramları ne güzeldiler.
Hatırlıyorum da, nerede olursanız olun mutlaka ailenin en büyüğü kabul edilen kişi de eğer ki yaşıyorlarsa büyükbaba ve büyükanne de toplanılırdı.
Minik bedenlerimiz büyük heyecanlarımız vardı. Günler öncesinden alınmış bayramlık elbiselerimiz, ayakkabılarımız, mis kokulu bayram temizliği yapılmış, hazırlıkları tamamlanmış evlerimiz vardı. Tüm aile bireylerini bir araya getiren, sevgi ve mutluluğu simgeleyen geniş sofraların kurulduğu, en çok kim harçlık topladı yarışlarının yapıldığı gerçek günlerdi…
Çok mu zaman geçti üzerinden yoksa bizler büyürken unutarak mı geldik değerlerimizi? Sistem mi buna mahrum etti yoksa bizi bulamıyorum.
Yoğun iş temposu, hayat telaşesi ve yorgunluğunu atmak için kısada olsa bayram tatillerini artık otellerde, tatil köylerinde ve ya yurtdışı gezileri ile geçirir olduk zamanla geleneksel bayramlarımız hatıra sayfalarına büyüklerimizle kaybolup gittiler. “Bu geleneği sürdürebilen nadir ailelerden iseniz en büyük servete sahipsiniz demektir.”
BAYRAMDA NASIL BESLENMELİ
Bayramlar, tüm aile bireylerini bir araya getiren, sevgi ve mutluluğu simgelenen geniş sofraların kurulduğu günlerdir…
Kurban bayramının yılda bir defa olmasından dolayı et tüketimi ile tatlı tüketimi de artmaktadır. Bu dönemde kronik hastalıklara sahip ve yüksek risk grubunda bulunan bireyler (çocuklar ve yaşlılar) dikkatli olmalıdır. Bayram boyunca kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığı artmaktadır bu nedenle kalp-damar hastaları, diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları ve böbrek hastaları risk altındadır.
Tabi ki alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğunu unutmayalım! Kurban bayramında da; sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına her zaman özen göstermeliyiz.
Kırmızı et; iyi kalite hayvansal proteinin yanı sıra, demir, çinko, fosfor, magnezyum mineralleri ile B12, B6, B1 ve A vitaminleri içermektedir.
Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içerikleri yüksektir. Görünür yağlar ayrılsa dahi kırmızı etin ortalama yağ içeriği %20’dir.
Etlerinizi az yağlı olmasına özen gösterin. Kavurma ve sotelerde yağ kullanmayın.
Veteriner kontrolü olmayan ve uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlık hayvanlardan insanlara tenya, salmonella, tüberküloz, şarbon gibi hastalıkları bulaşma riski yüksektir.
Bayram günü kesilen hayvan eti, bekletilmeden birkaç saat içinde pişirilerek tüketilir. Ancak yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede, hem de sindirimde zorluk yaratır. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler, eti 24 saat bekletmeden tüketmemelidir.
Etler; büyük parçalar şeklinde değil ancak kıyma, kuşbaşı gibi küçük parçalara ayrılıp, tek pişirimlik miktarlara bölünüp, buzdolabı poşetlerine koyularak buzdolaplarının buzluk kısmında veya derin dondurucu da saklanmalıdır. Buzdolabında -2 santigrat derecede 1-2 hafta, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede daha uzun süre etler saklanabilmektedir.
Pişirmek için buzluktan çıkartılan etler, yine buzdolabının alt raflarına indirilerek çözdürülmeli, güneşte ya da tezgah üstünde çözdürülmemeli, çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır.
Et hazırlamada kullanılan kesme tahtalarında mikroorganizma üreme riski yüksek olduğu için çiğ sebze ve meyveleri doğrama işlemi yapılmamalıdır.
Pişirme yöntemi olarak; haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır.
Etler, C ve E vitaminini içermezler. Bu nedenle etlerin mutlaka sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında C vitamininden zengin sebze/salata/ taze sıkılmış meyve sularının tüketilmesi oldukça önemlidir. Bu yöntem hem besin çeşitliliğinin sağlanmasını sağlar hem de sebzelerde bulunan C vitamini, demirin emilimini arttırır.
Etler mangal yapılacaksa; mangalla et arasında en az 10-12 cm olmalı ve kömürleşecek şekilde kızartılmamalı çünkü kömürleşen etler her zaman KANSER RİSKİ taşır. Etin ateşe yakın olması B1, B12, folikasit gibi vitaminlerin kaybına yol açmaktadır.
Et kullanılarak yapılan sebze ya da baklagil yemeklerine yağ ilave edilmemelidir. Özellikle katı yağlar, et yemeklerinde kullanılmamalıdır, etin kendi yağı ile pişmesi sağlanmalıdır.
Kurban bayramının geleneksel yemeği haline gelen kavurmanın içine tereyağı veya kuyruk/iç yağı eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirme yapılmalıdır.
Etle birlikte genel olarak sakatat tüketimi de artmaktadır. Ancak özellikle kolesterol hastaları ve kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişiler sakatat tüketiminden kaçınmalıdır.
Kavurma ve kırmızı et öğle öğününde tüketilmeli, akşam öğününde ise sebze, kuru baklagil gibi posa içeriği yüksek yemekler tercih edilmelidir.
Etlerin yanında rafine edilmiş pilav/makarna yerine bulgur/esmer pirinç; asitli/gazlı içecekler yerine ayran/yoğurt/cacık tüketilmelidir.
*Günlük 2-2.5 lt su tüketimine dikkat edilmelidir.
Gidilen bayram ziyaretlerinde; meyve suları yerine açık çay/bitki çayları; hamur tatlıları/çikolata yerine sütlü tatlılar/meyveler tercih edilmelidir.
Son olarak; bayramlarda da yeterli ve dengeli beslenme ilkelerine uygun miktarda et tüketirken çeşitlilik yaratmak için, diğer besin grupları olan ‘süt grubu’, ‘ekmek grubu’, ‘sebze grubu’ ve ‘meyve grubu’ ile aynı öğünde birlikte tüketmeye özen gösterilmelidir.
Sağlıklı ve mutlu bayramlar diliyorum…
Diyetisyen Serpil Parlak
T.C. KONYA 1. (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU 2015/28 SATIŞ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI