Konya AÇIK 33°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

Karakuşi ve Adalet!

Karakuşi ve Adalet! - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

 

Karakuşi, Osmanlı’da yolsuzluklarıyla ünlenmiş kadıdır. Onun adına üretilen  “kıssa- hisse” yüklü öyküleri günümüz olaylarına vurgu yapıldı. Zaman ve zeminine uygun biz de aktarımlar yapacağız.

Kadı Karakuşi fırının önünden geçerken tezgâhın üzerinde pişmiş ördek görünce satın almak ister; oysa ördeğin sahibi var, ancak fırıncı korkusundan söylemez. Hemen sarıp sarmalayarak saygıyla takdim eder;

Afiyetle yiyiniz Kadı Efendi!”  

    Ördeğin sahibi gelince Fırıncı şaşırır;

“Senin ördek uçtu!”

Pişmiş ördek uçtu, uçmadı, uçar mı derken kavgaya başlar. Bir gayrimüslim onları ayırmaya çalışırken Fırıncı elindeki sopayla gayrimüslime vurup gözünü çıkarır. Sonra

kaçmaya başlar Ördeğin sahibi önde, gözü çıkan gayrimüslim de arkasında fırıncıyı kovalamaya başlarlar. Fırıncı bir evin bahçe duvarından caddeye atlar, caddeden geçen hamile bir kadının üzerine düşer. Kadın çocuğu düşürür. Fırıncıyı kovalayanların listesine, bu kez de hamile kadının kocası eklenir. Fırıncı kaçar takipçileri arkasından koşar. Fırıncı bu kez de yoldan geçen bir Yahudi’ye çarpar. Yere yığılan Yahudi yaralanır. Sonuçta ördeğin sahibi, gayri Müslim, hamile kadının kocası ve Yahudi tüm çabalarına karşın, fırıncıyı yakalayamaz. Mağdurlar fırıncıdan davacı olurlar. Dava dosyası Kadı Karakuşinin önüne gelir. Ördeğin sahibi konuşur;

“Efendim pişirmeye ördek verdim. Fırıncı ördek uçtu deyince kavgaya tutuştuk, ördeğimin bedelini ödesin.”

Karakuşi, kara kaplı kitabı açar. Bakalım ne yazıyor diye söylenir. Kitapta, ördeğin karşısında ‘Tayyare ibaresi yazılı; bu ördek uçabilir anlamındadır. Kadı hükmü verir;
   “ Ördek kuştur, kuş uçar.  Fırıncı,  senin ördeğin uçtu diyorsa doğru söylemiştir. Davayı kaybettin.”
Gözü çıkarılan gayrimüslim söz alır:

‘Fırıncıdan davacıyım, bir gözümü çıkardı. Cezalandırılmasını isterim.”
Kadı, yinekara kaplı kitap ne yazıyor bakalım der ve kitaptaki ilgili maddeyi okur,  gayrimüslime döner ve kararını bildirir;

“Her kim ki,  gayrimüslim’in iki gözünü çıkarırsa, onun tek gözü de çıkarılır. Buna göre gayrimüslim’in diğer gözünün, fırıncı tarafından çıkarılmasına. Gayrimüslim’in iki gözü çıkarıldığı için, fırıncının da tek gözünün çıkarılmasına hükmolundu.”
Kararı duyan gayrimüslim, ayağa kalkar;
“ Ben davamdan vazgeçiyorum.”
Sıra hamile kadının kocasına geldi;

   “Kadı efendi, fırıncı karımın üzerine düştü. Karım hamileydi, çocuğu düşürdü. Fırıncı cezasız kalmamalıdır!

Karakuşi kararını yüzüne açıklar;
   “ Karını fırıncıya teslim edeceksin, düşen çocuğu hemen yerine koyacak.”
Ne yapsın adam, O da kararını verir;

“Ben de davamdan vazgeçtim”
   Karakuşi Yahudi’ye seslenir;
“ Senin şikâyetin ne?”
“ Ne diyeyim? Adaletinle bin yaşa!”

Bir eve hırsız girer. Çalıp çırptıktan sonra pencereden kaçarken düşer, ağır yaralanır.

Hırsızın yakınları, Kadı Karakuşi’ye gelir ve girilen evin sahibini şikâyet ederler:

“Evin penceresine çok boya çalınmış, kayganlaştırılmış; kaçarken düşmüş ve kolu kırılmış/felç olmuş!”

Kadı, ev sahibini çağırıp sorguya çeker;

“Efendim, pencereyi boyattım ama suç boyacıya aitti; o boyayı fazla kullanmış!”

Boyacı yakalanıp sorgulanır. Tatmin edemeyince Karakuş, idamına karar verir. Görevliler idam sehpasına götürür boyu uzun olduğu için sehpa kısa kalır hüküm infaz edilemez.  Vazifeliler durumu haber verince, Karakuşi yeni kararını açıklar;

“Gidin daha kısa boylu bir boyacı bulun ve hükmü infaz edin!”

Yorum sizin ama Ziya Paşa ne diyor;

  Kadı ola davacı vü muhzır dahi şahid/ Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet?

(Yargıç hem davacı, hem mübaşir, hem şahit oluyorsa, o mahkemenin verdiği karara

adalet denir mi?)

Ne denir,  siz ne dersiniz?

 

0 0 0 0 0 0
SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Karakuşi ve Adalet!

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0