Yüksek verim için kaliteli tohum

Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliğine bağlı şirketlerden biri olan Tareks Tarım Ürünleri A.Ş.’nin Genel Müdür Yardımcısı Kamil Yılmaz, 1981 yılında kurulan şirketin, çiftçilerin ihtiyaç duyduğu tohumu kaliteli ve uygun fiyatta üretmeyi amaçladığını söyledi. Merkezi Ankara’da olan şirketin; Tekirdağ, Çorum, Balıkesir’de hububat tohum işleme tesisleri, Nevşehir’de 5 bin tonluk patates deposu, Balıkesir Ayvalık’ta da Ar-Ge istasyonu ve mısır tohum işleme tesisleri bulunuyor. Yılmaz, tohumculuk alanında geliştirdikleri ürünleri çiftçiye tanıtmak ve bu konudaki yenilikleri duyurmak için Konya’da düzenlenen Tohum, Hayvancılık ve Sulama Teknolojileri – Bitki Besleme Fuarlarına katıldıklarını kaydetti. “TOPRAK ANALİZİ ŞART” Çiftçilerin, yüksek verim elde edebilmek için kaliteli, sertifikalı tohum kullanması gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, tescilli tesislerde üretilen tohumların tercih edilmesini önerdi. Kayıt dışı, menşei belli olmayan ürünlerin kullanılmamasını isteyen Yılmaz, asi takdirde hem çiftçilerin hem de Türkiye’nin zarar edeceğini vurguladı. Sertifikalı buğday tohumuyla 700 kilogram verim alınabilirken kaynağı belli olmayan tohum kullanıldığında bu oranın 350 kilograma kadar düşebileceğini ifade eden Kamil Yılmaz, “bu durum ülke ekonomisini de olumsuz etkiler. Birim alandan yüksek verim alabilmenin birinci şartı o yöreye uygun sertifikalı tohum kullanmaktır. Mısır, buğday, patates, şeker pancarının besin elementleri farklı olduğu için toprak analizi yaptırıldığı zaman o bitki için ne kadar gübre kullanılacağı önceden bilineceğinden daha sağlıklı bir üretim yapmış oluruz. Yüksek verim ve kalite için mutlaka toprak analizi yaptırılmalı” diye konuştu. Yılmaz, “yeterli seviyede yağış düşmediğinden buğday ve arpa üreticileri zor durumda kaldı. Bazı buğday ekim alanları iptal edildi. NASA’ya göre bu yıl, son 900 yılın en kurak yılı olacak. Özellikle İç Anadolu’daki çiftçilerin kuraklığa dayanıklı ürünleri tercih etmesi gerekiyor” dedi. “ÇİFTÇİYE KIZ VERMEK İSTEMİYORLAR” Tarım Kredi Yem A.Ş. Kütahya Fabrika Müdürü Hüseyin Durmuş ise “şu anda Türkiye’de 10 tane yem fabrikamız var. Geçen yıl 500 bin ton yem ürettik. Tarım Kredi Yem, çiftçi kuruluşu olarak eski yem sanayinin almış olduğu görevi özellikle fiyat ve kalite sigortası olarak Türk çiftçisinin hizmetine sunuyor. Arpa, mısır ve buğdayın yağlı tohumlarını alarak fabrikalarımızda işliyoruz. Böylece Türk çiftçisinin ürünlerini değerlendirmiş oluyoruz, fiyat ve kalite yönünden düzgün ürünler almış oluyoruz. Çiftçilere de kaliteli ürünler sunuyoruz. Fuarlara katılarak çiftçilerin yaşadığı sorunlara çözüm getiriyoruz. Besleme, yemleme, verim ve hayvan sağlığı konusunda bilgilendirme yapıyoruz. Yem konusunda sürekli çiftçinin hizmetindeyiz. Kırsal kesimdeki gençler büyükşehirlere göç etti. Geçmişte köyde yaşayan herkesin en az 2 -3 hayvanı vardı. Kırsaldaki çiftçinin tarım sektöründen çıkması sebebiyle darboğaz yaşanıyor. Köye Dönüş Projesi, Türk hayvancılığına çok faydalı olacak. Bu proje işsizliğin azalması noktasında da önemli. Aileler çocuklarının devlet dairesinde çalışmasını istiyor. Çiftçiye kız vermek istemiyorlar” diye konuştu. “ET FİYATLARININ DÜŞMESİ İÇİN ÜRETİM ARTMALI” Et fiyatlarındaki artışın maliyetten kaynaklandığını ve fiyatların kısa vadede düşmeyeceğini vurgulayan Hüseyin Durmuş, “yem sektörü olarak KDV’nin sıfırlanması neticesinde maliyetleri düşürdük. Daha önce 48 TL’den sattığımız yem fiyatlarını şu anda 42 liraya kadar indirdik. Bu konuda hayvan yetiştiricilerinin hem kendilerini hem de tüketicileri düşünerek en kısa zamanda doğru yolu bulacaklarına inanıyorum. Fiyatların düşmesi için üretimin artması lazım. Et fiyatlarının aşağıya çekilmesinde ithalat kısa süreli çözüm olarak değerlendirilebilir. Uzun süreli çözüm için mutlaka üretimin artırılması lazım. Damızlık üreticileri desteklenmeli. Bu üreticiler kaderine terk edildiği zaman üç beş yılda bir hayvancılıkta kriz oluyor. Damızlık ve süt hayvanları kesiliyor, buzağı ve dana olmuyor ve et azalıyor. Piyasaya et arz edilmediği zaman da fiyatlar doğal olarak yükseliyor” dedi. “TEKNOLOJİ MUTLAKA TAKİP EDİLMELİ” Oruç Tarım Ltd Şti. Teknik Müdürü Hamza Ali Oruç da “çiftçilere hem ürün hem de teknik destek sunuyoruz. Bitki besleme ürünleri hastalıkları önlediği gibi meyve kalitesi, ağacın sağlığı ve verimliliği gibi konularda da başarı sağlıyor. Bu ürünler sağlık açısından herhangi bir risk oluşturmuyor. Ürünlerimiz organik ve ruhsatlı. Sağlıklı insan için sağlıklı bitki olmalı. Çiftçileri, daha yüksek ekonomik gelir elde edebilmeleri için bilgilendiriyoruz. Böylece hem biz hem üretici hem de ülke ekonomisi kazanıyor. 1200 kilogram mısır üretilen bir tarlada kaliteli bitki besleme ürünleriyle bu oran 1800 kilograma kadar çıkabiliyor. Çiftçi 3 bin liralık bir maliyetle 35 bin lira kazanabilir. Bitkinin ihtiyaçları tespit edilmeli ve bu doğrultuda hareket edilmeli. Geleneksel tarım yöntemleri geçmişte kaldı artık modern tarıma geçilmesi lazım. Çiftçi bilinçli hareket ettiği zaman daha karlı üretim yapabilir. Teknoloji mutlaka takip edilmeli” diye konuştu. Adem SERİN