Yönetici transferi şart

Şimdi nereden başlayayım, kime sarayım bilemedim.. En iyisi yönetimle başlayalım.. 16 haftalık dönemin ardından lige verilen kısa arada transfer yapılacağı umudunu taşıyan binlerce taraftar gibi bizde kadronun 2 veya 3 isimle güçlendirilmesini bekliyorduk. Aslında eksikler daha fazlaydı ama kulübün o bitmez bilmez borçları nedeniyle transferin kısıtlı sayıda yapılacak olmasını da kabullendik. Bir kere yönetimin iş bilmezliği geçtiğimiz sezonun sonunda kendisini gösterdi. Bir tık ötesini hedefliyoruz diye önce hocanın biletini kesmeye çalıştılar, ardından hoca bulamayınca Bakkal’a mum olarak sezona girdiler. Benim, onun, bunun bildiğini-duyduğunu Mesut Bakkal duymadı mı sandınız? Ne hocanızda enerji bıraktınız, ne de çalışma azmi. Sadece hoca konusunda değil, transfer politikası da baştan aşağıya yanlıştı. Futbol da başarının anahtarı çok kolay. Halk arasında deyimleşen bir ifade vardır hani.. ‘Atan’ ve ‘Tutan’ iyiyse korkmayacaksın.. Ama o çok bilmişler yok mu? 2-3 menajerin kayığına binerek sanki futbolun ordinaryusuymuş gibi davranıp, onu gönderelim-bunu alalım, üst sıraları zorlayalım mantığıyla güzelim kadroyu dağıtırsan böyle kıvranır, milleti de isyan ettirirsin. Şimdi soruyorum Itandje’yi gönderip, çapın olmamasına rağmen Ertuğurul türküleriyle koca yazı yatarak geçiren kim? Gekas gibi 1 sezonda en az 12 gol ortalamasını tutturması garanti olan futbolcuyu gönderip, sakat olan Marica ve boş Rangelov’u almak hangi aklı kıtın işi? Bu noktada Gekes ve İtandje neden gönderildi den çok, yerlerine neden daha iyisi alınmadığını sorguluyoruz. Itandje ve Gekas eleştirisini ben değil, bu şehrin Belediye Başkanı bile dillendiriyor ve ‘size iyisini almadan göndermeyin’ dedim diyorsa, başınızı ellerinizin arasına alın ve düşünün.. İşte sezona atan ve tutanı olmayan şekilde başlayan ve hasbelkader 17 puan toplayabilen Konyaspor’da, yönetimin devre arasında gerekli takviyeleri yapamayışı da Bursa maçı öncesi en büyük handikabımızdı. Kale sıkıntılı, sol bek sıkıntılı, sağ bek sıkıntılı, orta saha sıkıntılı, forvet yok.. Nasıl bir mantık ki kısa arada bu takıma takviye yapılmaz? Şimdi diyeceksiniz ki, PTT 1.Lig takımlarına bile kakalayamadığımız Rangelov nedeniyle transfer geçikti.. Yaptığınız transferin büyüklüğünü (!) buradan bile anlayabiliriz. Alt lig takımları bile bedelsiz vereceğiniz oyuncuyu almıyor. Bu saatten sonra kimse ilaç olacak transferler beklemesin bu yönetimden. Nerede ortada kalmış adam varsa toplamaya çalışan yönetim birkaç gün içinde forvet transferini bitirir. 2 Şubat’ta sona erecek transfer döneminin son saatinde de, takım bulamayan bir veya iki futbolcuya kucak açarız. Yapılacak transferlerde, son derece kritik hale gelen Eskişehir maçına yetişmez. İşin yönetim boyutu özetle böyle. Bence Konyaspor’un iyi bir hoca ve futbolculardan çok, iş yapacak yöneticilere ihtiyacı var. Yakın zamanda yapılacak kongrede bu şehre ve kulübe yakışan yöneticiler başa geçmeli. *** Peki tüm bu yaşananlarda futbolun soğuk yüzü Aykut Kocaman’ın hiç mi suçu yok? Bir teknik adamın yönetim üzerinde hiç mi ağırlığı olmaz? Yahu Sergen Yalçın kadar da olamadın mı hocam? Geçen sezon istedikleri yapılmadığı için görevinden gözünü kırpmadan ayrılan Sergen’in yaptığını sen niye yapamadın? Bursaspor maçının hemen öncesine kadar transferi ağzına bile almayan Aykut Kocaman, şimdilerde eksiklerden dem vurmaya başladı. Topu yönetime atarak, ‘Transfer yapılmıyor’ demekte geçiktin hocam. Bursa maçına gelince. İnanın yenilgiyi büyütmüyor ve ‘nasıl yeniliriz’ demiyorum.. Bursaspor bu ligin üst düzey takımları arasında yer alan ekiplerinden. Bizden çok daha fazla profesyonel yönetilen, oyuncu kalitesi çok üstümüzde olan bir rakiple karşılaştık geçtiğimiz Cuma günü.. Aykut Kocaman farklı bir dizilişle takımı sahaya sürerken, stoperleri yabancılardan oluşturdu. Ömer Ali sağbekte oynarken, performansıyla hocasını mahcup etmedi. Forvetsizlikten Hasan Kabze yine ilerideki tek oyuncumuz olurken, haftalar sonra 11’de şans bulan Torje takımın en iyileri arasındaydı. Hleb yine kadroya alınmazken Ali Çamdalı da gizli forvet gibi sahada yer aldı.

60. dakikaya kadar sahada her şeyini veren bir Konyaspor, 2-0’dan 2-2’yi bulduktan sonra ise anlamsız şekilde baskı yiyen ve tamamen geriye kapanan bir Konyaspor.

Takımın son 30 dakikada dökülmesini taktiksel yetersizlilikle açıklamak ta mümkün. Aykut Kocaman’ın beraberliği koruma düşüncesini ve sahada etkinliğini kaybeden Djalma’yı çıkartmasını anlıyorum da, ayağında top tutabilen tek silahın Torje’nin oyundan alınmasına hiç anlam veremedim. Beraberliğe bile oynayacaksan Torje’yi sahada tutmalıydın be hocam. 90+’2 de orta sahada yapılan hatanın faturası ağır ödenirken, ilk iki golün mimarı Mehmet Uslu’nun ardından hata yapanlar kervanına Uğur’da katılıyor ve 1 puanla bitireceğimiz bir maçı büyük bir hayal kırıklığıyla puansız kapatıyoruz. Şimdi önümüzde yine iç sahada oynayacağım Eskişehir maçı var. Mutlak kazanılması gereken bir maça çıkılacak. Bakalım Kocaman ve ekibi bu dar boğazdan çıkabilecek mi?