YİNE TRAFİK ÜZERİNE

Değerli okuyucularım, bu konuya yine dönüyorum. Hemen de diyorum ki, “yok kardeşim, bu insanların benim ve konvoydaki başka sürücülerin, sürekli hakkımızı yemelerine dayanamıyorum.” Nasıl mı yiyorlar hakkımızı? Zaten her gün görüyorsunuz, ama gene de söyleyeyim. Trafik tıkanmış, konvoylar halinde bekliyorsunuz. Siz bekliyorsunuz ama, hak yiyenler boş durmuyorlar, sağdaki dar boşluktan, bazı hallerde emniyet şeridi olarak yapılmış, dar şeritten ileriye atılıyorlar, ne kadar gidebilirlerse gidip, kaç kişinin hakkını yiyebiliyorlarsa yiyip, bu boşluğun daralmasıyla, tekrar konvoya kaynıyorlar. Dur-kalkla tampon tampona ilerleyen konvoyun arasına bu hak yiyenler nasıl kaynıyorlar ayrı bir sorun. Konvoydakiler buna nasıl izin veriyorlar soru işareti? Onlar melek mi acaba? Bunlar hakkını yiyeni hoş mu görüyorlar, yoksa zaman zaman kendisinin de yaptığı sıradan bir trafik olayı olarak mı görüyor bu kaynamayı? Bu hak yiyenler acil bir durum vs de yaşamıyorlar. Çok sıradan bir şey olarak, bakıyorlar ki sağdaki boşluğa araba sığıyor, dalıyor ileri atılıyor. Orası güvenlik şeridiymiş, önemliymiş, onun için önemsiz, gideceği yöne 15-20 m daha yaklaşıyor ya (!), 15-20 saniye daha zaman kazanıyor ya(!), o önemli. Bu hak yiyenlere müdahale eden, ceza veren trafik polisimiz ortalıkta hemen hemen hiç görünmüyor. Demek ki sayı yetersiz. Denizde damla misali, F.Trafik Müfettişi olarak bendeniz, bu hak yiyenlere ceza yazarak müteselli oluyorum. Hep yazıyorum, bir ülkenin uygarlık seviyesinin en iyi göstergesi, o ülkenin trafik düzenidir, denir. Ben buna inanıyorum. Bu da eğitimle olur. Eğitim de eksiklerimiz çok. OECD (Dünya Ekonomik İşbirliği Örgütü) Örgütü’nde, eğitim kalitesi bakımından, 38 ülke arasında 35.sırada yer alıyoruz. Bu çok acı. Trafik için de eğitim geçerli, ne var ki en iyi trafik eğitimlerinden birisi, denetim ve cezadır. Bir örnekle anlatayım: Muhterem sürücülerimiz, kolay kolay sinyal vermezler, parmaklarını 1 cm oynatmazlar. Bunun uzun yılların deneyimleriyle belirlenmiş çok faydalı bir kural olduğunu bilmezler, küçümserler. Böyle bir sürücüyü polis durdurup ceza yazdığı anda, o sürücü bunun önemini kavramaya başlar. Daha sonra ödediği cezalar bu kuralı onun kafasına perçinler. Ben diyorum ki, bu trafikte hak yiyenler, yalnız kendini düşünen insanlardır. Hayatın her alanında bu insanlar hak yemeye hazırdırlar. Manevi hayatlarında dindar, mütedeyyin görünebilirler. Ama buna rağmen hak yemeyi bırakmazlar. Kadersizliğe bakın ki, bu insanlar açısından, dinimizde de hak yemek, özellikle kul hakkı yemek büyük günahtır. Yüce Allah, ayetinde bana gelin, kapım açık, ama kul hakkı yediyseniz, hiç gelmeyin, demiştir. Ünlü düşünür ve şairimiz Mehmet Akif Ersoy (1873-1936) bakın ne diyor: Adam, aldırma da geç git diyemem, aldırırım. Hakkı düştüğü yerden tutar kaldırırım. Saygılarımla.