YENİ YIL 2018

Eski yılı, 2017’yi geçip giden ve hızla gözden kaybolan bir yıl olarak hatırlıyorum. Ne zaman geldi, nasıl elimizden akıp gitti bilemiyorum. Bilebildiğim, bu yıldan aklımda bir gerginlik, bir kavga, bir sevimsizlik tortusu kaldığıdır. Yönetim hayatında 4. kuvvet kabul edilen medyada sürekli görüp okuduğumuz, sokak kavgaları mı, trafikteki sürücü kavgaları mı, silahlı çıkar kavgaları mı, kadın öldürmeler mi, bilemiyorum, sevimsiz haberler ruhumuzu bunalttı. Öte yandan bu duruma tuz biber etkisi yapan siyasal faaliyetlerdeki gerginlik sinirlerimizi daha da yıprattı. Siyasetçilerimiz hemen hemen bütün konuşmalarında bağırıyorlar.  Yalnızca Başbakan biraz ılımlı konuşuyordu, şimdi o da adamakıllı bağırmaya başladı. Bilhassa Cumhurbaşkanı ve ayrıca ana muhalefet başkanı bağırıyor da bağırıyor. Biz bu bağırmalardan yorulduk onlar yorulmadılar. Buna üslup demek de zor. “Bağıran insan haksız insandır. Haklı bağırmaz” der atasözü. FETÖ denen hain adamın örgütünün, Türk Milleti’nin adeta ciğerine kadar yayıldığını ve bu koca milleti dize getirmek üzere olduğunu her geçen gün daha bir dehşetle görüyoruz. Bu dehşetimiz, yöneticilerimizin ve milli güvenlik kurumlarımızın, bunu onlarca yıl nasıl fark etmediklerini düşündükçe, daha da artıyor. Her gün yeni tutuklamalar, yakalamalar oluyor, temizlik 1,5 yıldan beri tamamlanamadı. Hayatımızın en önemli alanı geçim dünyamızdaki, ev ekonomisindeki duruma bakalım. Resmi veriler, 2017’de fiyatların %11 civarında arttığını söylüyor. Ancak bu doğru değil. Günlük hayatın içinde çevreme bakıyorum, fiyatlarda ortalama %25 artış var. Kabuklu ceviz 20 TL/Kg idi, 25 olmuş. Süt 2,50 TL/Lt idi, 3,50 olmuş. Ankara’nın muteber bir baklavacısında fıstıklı baklava 55,-TL/Kg idi, 65 oldu. Bu birkaç örnek durumu açıklıyor. Buna karşılık gelirlerdeki artış ortalama %10. O halde yoksullaşıyor muyuz? Görünüşe bakıldığında öyle değil. Evimin yanındaki okulun otoparkı geçen yıl  % 50 doluyordu. Bu yıl tamamen dolu. Ülkenin her tarafı otomobille doluyor. Oto fiyatları en düşük 50-100 bin TL. O zaman bu nasıl oluyor diyor insan. Ekonomistlere sorarsanız yalnızca kafanızı karıştırırlar. Bence Türk insanı, temel yaşantısından, eğlencesinden, tatilinden, seyahatinden fedakarlık yapıyor,  kolay kredi imkanından da faydalanarak otosunu alıyor, böylece hem hanım ve çocukların, biz niye arabayla pikniğe gidemiyoruz yakınmasından kurtuluyor, hem de çevresine karşı kendini daha rahat hissediyor. Arabası ve artan masrafları ona hayırlı olsun. Kıtaların kavşak noktasındaki ülkemiz, uluslararası siyasal çatışmaların da ortasında yer almaktadır. Çok yakınlarımızda, güneyimizde savaşlar bile var. Milli güvenliğimizi çok iyi korumak amacıyla,  2017’de savunma sanayiinde büyük girişimler yapıldığını duymamız sevindirici. Yerli olarak geliştirilip üretilmiş Türk silahlarını hatırlayalım: 1-SOM milli seyir füzesi. 2-Roketsan Umtas Tanksavar  Füzeler. 3-Atak Taarruz Helikopterleri 4-Bora Keskin Nişancı Tüfeği. 5-T 125 ve T 155 Fırtına Obüsleri. 6-Altay Milli Tankımız. 7-Akya Milli Torpido. 8-Milgem Milli Savaş Gemisi. 9-Anka İnsansız Hava Aracı. 10-Atmaca Milli Gemisavar. 11-Arma Zırhlı Muharebe Aracı. 12-BMC Kirpi Aracı. 13-Cobra Zırhlı Araç. 14-Göktürk Milli Keşif Uydusu. Bu liste uzayıp gidiyor. Hepimiz için sevindirici bir olay. Yeni yıla, 2018’e girerken, yurtsever bir vatandaş olarak en büyük dileğimin, “başta Sn. Cumhurbaşkanı’nın sonra diğer siyasilerimizin, birbirine bağırmaması” olduğunu açık yüreklice ilan ediyorum. Bütün okuyucularıma ve yurduma hayırlı bir 2018 yılı diliyorum. Saygılarımla.