Yapıcı ve Yaratıcı Olmanın Sırrı!

Ülkemiz siyasi platformunda iktidar-muhalefet mücadelesi, çok partili hayata girdiğimizden bu yana akıp giden 71 yılda en bariz şekilde görülmektedir. İktidar muhalefet mücadelesi, zengin-fakir mukayesesi, kültürlü, eğitimli tefriki yapılırken haksız ve yersiz ithamlar hep gündemimize gelmektedir. Hani ne derler, yiğidin hakkını yiğide ver. Buradaki yiğitliğin özünde göz ardı edilemeyecek bir gerçek vardır ki, olmazsa olmaz, adalettir. Adaletli olmanın avantajları, insan faktörünün yaşam tarzının her zerresinde görülmekte, adil olma derecesi başarının mihenk taşı olarak yaşantımızın vazgeçilmezidir. Adil olan siyasetçi, adil olan idareci, adil olan tüccar, adil olan memur, adil olan çoban ve işçi yüce yaratanın koruması altında olduğundan asla felaket yaşamaz. Eğitimde adalet, Cumhuriyetimiz tarihinin Köy Enstitüleri ve Teknik Ziraat Okulları tarihinde bir nebze görüldü ki, o dönem ve kuşağının başarı trendinde de açık seçik görülmektedir. Bir Köy Enstitülü ve Teknik Ziraat Okulu mezunu Köyün Öğretmeni ve Teknik Tarımcısı ise, örnek olduğu insanlara da eğittiği çocuklara da o günün şartlarındaki teknolojik atılımlarla bilgi ve becerisini kanıtlayarak çevresine örnek olurken, ülke ve insanlarına yüreğe sinecek bilgi ve becerileri verip, çağdaş insan olmanın yollarını göstermekte idiler. ÖZDEN TEKNİK ZİRAAT OKULUNDA örenciydim. Bakanlıktan müfettişler geldi. Ameli eğitimle bir şeftali bahçesi kuruluşun da fidan dikimi faaliyeti içindeydik. Müfettişler bizzat yerinde denetimdeydiler. Fidan dikimi yapan arkadaşlarımıza sorular yöneltip, öğrenim derecelerine bakıyorlardı. Çalışan gruplardan birine kök ve dal budamasında nelere dikkat edersin sorunu yöneltirken, kök ve dalların mütenasip dengeli olmasına özen gösterilip, gösterilmediğini sorarken, dikilen fidanların yüzde kaçının tutup tutmayacağını sorduğunda, yüzde 90-95 gibi cevaplar alıyorlardı ki, benim gurubuma geldiler ve aynı soruları sordular. Bende yüzde 100 nün tutacağının varsayımı içinde olduğumuzu söylediğimde kocaman bir aferin aldığım bu gün dahi belleğimden çıkmıyor. KÖY ENSTİTÜSÜ MEZUNLARI DA eğitip yetiştirdikleri köy çocuklarına yapıcı ustalığından, marangozluğa, ekip biçmeden, savurup sürmeye değin, tüm köy hayatının zorluklarının yenilmesi formüllerini kademe, kademe öğretip, yapıcı ve yaratıcı olmalarını sağlamakla yükümlüydüler. Arabamı sanayide bir kaportacıya götürmüştüm. Kaportacılar nereli olduğumu sordular. Bende Akörenliyim dedim. El cevap biz Akörenlileri çok severiz zira bir Veysel Ataç Hoca bizim Köyde (Yağlıbayat) 3-5 yıl görev yaptı, onun tezgahında işlenenler adam, ondan nasip alamayanlar ne yazık ki yapıcı yaratıcı değiller dediklerinde, Bizim Veysel Ataç Hocanın mesleğinin hakkını verdiğini bir kez daha gördüm. Bu gün ülkemiz siyaset sahnesinde AKP iktidarda. Hem de 15 seneyi sollayarak, ülkeye hizmet sunuyor. Bu hizmet sunuşun adil helal olmasını yürekten arzu etmekteyiz. Zira çok partili hayata girdiğimizden bu yana, akıp giden yıllarda var olma ve yok olma mücadelesi ile partiler çöplüğüne gidenlerin sonuncusunun bir daha yaşanmaması yüce bir dileğimizdir. Görev yapanların gerçek demokrasiyi ve adaleti bu necip millete tattırmayı ilke edinmesi dileğimizle…